Yaşı küçük olan okuyucularım hatırlamayabilir ama 80'li yılların hemen her gününde gazete manşetlerinde bir zam haberi vardı. Enflasyon rakamları yüzde 70-80'lerde geziyordu. Ortadirek diye tanımlanan ülkenin büyük çoğunluğunu oluşturan gelir grubuna dahil insanların kayıpları ile ilgili her gün sitemler ediliyor, filmler çekiliyordu. Kemal Sunal'ın unutulmaz filmlerinden 'Ortadirek Şaban' da bunlardan biriydi.
2003'de iktidara gelen AKP, enflasyon hedeflerini yüzde onlar altına indirmek olarak açıkladığında, ülkenin büyük bir kısmı bu hedefi inandırıcı bulmamıştı. Belki de yıllarca tek başına iktidar görevini üstlenmesini, bu hedefteki başarıları sağladı. Ekonomik rahatlama, merkez sağ seçmen başta olmak üzere birçok kesimi AKP iktidarında birleştirdi.

Görmezden geliyorlar

Geldiğimiz günlerde, artık gün geçmiyor ki bir zam duyurusu olmasın. 80'li yıllardan farkı ise, 12 Eylül Darbesi ertesi bile hükümetleri eleştirebilen basın ve medya, bu zamlar hakkında üç maymunu oynuyor.
Vatandaş durakta, hastane sırasında, maçta gelen zamlarla nasıl başa çıkabileceğini konuşurken, gazeteler bu dertli vatandaşları görmezden geliyor. O günlerde vatandaşın halini dile getiren filmler çekebilmek ise bugünün Türkiyesinde bir hayalden öteye gelmiş durumda.

İki şey önerebilirim

Bir dönem enflasyon oranında zam sözü verilmişken, şimdilerde memura önerilen ve dayatılan zam oranları hayatın gerçeklerinden çok uzak. Okul taksidine, servisine, elektriğe, suya, benzine yani her şeye yüksek oranlarda zam geliyorken, memur maaşlarının bu kadar geride kalması, ortadirek kabul edilecek memurları her geçen gün daha da yoksullaştırıyor.
Hekim olarak durum değerlendirmesi yaptık, tanıyı koyduk. 'Önereceğin var mı?' diye soracak olursanız, bu çaresizlikte iki şey önerebilirim: Ya bir psikiyatri polikliniğinden randevu alıp antidepresan almanız ya da antidepresan etki yapabilecek, her şeye toz pembe bakmanızı sağlayacak, kendinizi çok daha zengin ve refah düzeyinde hissetmenizi kolaylaştıracak A haber isimli kanalı düzenli takip etmeniz.