O dönem 5 yıl olan askerliğe gitmesi zorunlu olan kişilerin, işlerinden ayrı kalmaması ve ekonomik sıkıntılar yaşanmaması için uygulamanın yürürlüğe konulduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. İsmail Güneş şöyle dedi: "Ancak bu bedel para olarak ödenmiyordu, yerine bir başka kişiyi askere gönderiyordu. Bedel verilecek kişinin 25- 30 yaşlarında, bulaşıcı hastalığı olmaması, ruhsal durumunun askerlik yapmaya elverişli olması, yüz kızartıcı bir suç işlememesi, çevresinde kötü tanınan biri olmaması gerekiyordu. Beyaz köleler bedel olarak verilebilirken, siyahi köleler bedel olarak kabul edilmiyordu."

1870'de para karşılığı da oldu

Yrd.Doç.Dr. Güneş, 1870 yılından itibaren ise bedelli askerliğin 'Bedel-i Nakdi' adıyla para karşılığı da yapılmaya başlandığını kaydederek şunları anlattı:"Kendi yerine başka birini askere gönderemeyenler için Bedel-Nakdi uygulamasına geçildi. 15 bin kuruş bedel ödeyenler askerlik yapmış sayılıyordu. 1886'da yapılan değişiklikle sadece parasal usulle bedelli askerlik uygulamasına devam edildi. Sonraki yıllarda bedelli uygulamasından yararlanacaklara 50 Osmanlı altını verme zorunluluğu getirildi. Ayrıca memleketlerine en yakın askeri birlikte 5 ay süreyle eğitim görüyordu. 1911'de ise belirlenen rakam yüksek bulununca, bedel 30 Osmanlı altınına kadar düşürüldü."

Cumhuriyet döneminde de bedelli askerliğin son düzenlemelerle 4'üncü kez uygulanacağını hatırlatan Yrd. Doç.Dr. İsmail Güneş, daha önce 1987'de 18 bin 433 kişinin, 1992'de 35 bin 111 kişinin ve 1999'da 72 bin 290 kişinin bu düzenlemelerden yararlandığını sözlerine ekledi.