Türkiye'nin ilk hititoloğu, ünlü arkeolog, olimpiyatlara Türkiye'den katılan ilk kadın sporcu Halet Çambel, dün İstanbul'daki evinde 98 yaşında hayatını kaybetti. Türkiye'nin kültürel mirasının korunmasında büyük rolü bulunan Çambel için bugün İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde bir tören düzenlenecek. 15 Ocak'ta Muğla'nın Akkaya ilçesine götürülecek Çambel'in naaşı burada ikindi vakti kılınacak cenaze namazının ardından aile kabristanında toprağa verilecek.

Çakırhan'la bir ömür 


Halet Çambel, 27 Ağustos 1916'da Atatürk'ün yakın arkadaşlarından Hasan Cemil Çambel ve dönemin Berlin Büyükelçisi'nin kızı Remziya Hanım'ın üçüncü çocuğu olarak Berlin'de doğdu. Çocukluğu savaş yıllarında İsviçre ve Avusturya'da geçen Halet Çambel 1924'te ailesiyle İstanbul'a taşındıklarında sekiz yaşındaydı.

Ortaokul ve liseyi Arnavutköy Kız Koleji'nde okudu. İleriki yıllarında mesleği olacak arkeolojiye ilgisi lise yıllarında başladı ve mezun olduğunda Paris Sorbonne Üniversitesi'ne arkeoloji okumak için gitti. Diğer yandan Beşiktaş Eskrim Kulübü'nde ustalaşan Çambel'in bu spora başlama nedeni sonradan BBC'ye vereceği bir söyleşide açıklayacağı gibi Alman öykü kitapları ve sağlık nedenleriydi: "I. Dünya Savaşı sırasında çok zayıf düşmüştüm. Bana günlerim sayılıymış gibi davranılırdı. Okula giderken üstüme kat kat giysi giydirilirdi. Güçlenmek için egzersiz yapmaya başladım. Alman kitaplarında şövalyelerle ilgili öyküler okurdum. Bunlardan etkilenip eskrim yapmaya karar verdim."

1940'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde asistan olarak çalışmaya başlayan Çambel, 1944 yılında doktorasını da İstanbul Üniversitesi'nde tamamladı. 1960'da İstanbul Üniversitesi'nde profesör olacak Çambel, 1984 yılında emekli olacağı üniversitede Prehistorya Kürsüsü'nün kurucusuydu.
Doktorasından sonra Almanya'da Saarbrücken Üniversitesi'nde konuk öğretim üyesi olarak çalışan Çambel, Türkiye'ye döndükten sonra 1939'da Nâzım Hikmet'in hapishane arkadaşı, gazeteci ve mimar Nail Çakırhan'la Sabahattin Eyüboğlu, Abidin Dino ve Melih Cevdet Anday'ın da aralarında olduğu isimlerinden bulunduğu bir toplantıda tanıştı. 2008'de vefat eden Çakırhan ve Çambel bir ömür mutlu bir evlilik yaşadılar.  

Karatepe'yi buldu

Çambel'in arkeoloji alanında çığır açtığı çalışması 1947 yılında Adana'daki Kadirli yakınlarındaki Karatepe Hitit sitiyle ilgiliydi. Alman arkeolog Helmuth Bossert'le Karatepe'yi bulmalarını Çambel şu cümlelerle anlatacaktı: "Biz Prof. Bossert'le Toroslar'da Hitit dönemine ait çalışmalar için gelmiştik. Bir gece Feke civarında tipiye tutulduk ve bir köyde kaldık. Köydeki çobanlar Kadirli'de, Karatepe'de bir aslan başı gördüklerini söyleyince, tipiden sonra buraya geldik ve burada bütün yamaç aşağı doğru tarihi eserlerle doluydu, yıllarca bunları topladık ve bir araya getirdik." Çambel, ömrünün büyük bölümünü bu bölgede yapılan çalışmalara vakfetti. Çambel'in "Hitit hiyerogliflerinin ve Fenike yazısının bir arada bulunması bir ilkti" dediği keşif, arkeoloji tarihine geçti: Fenike alfabesinin bulunduğu tablet, Hitit hiyerogliflerinin anlaşılmasında çok önemli bir rolü oldu.

'Kırmızı yalı'

Çalışmalarıyla Karatepe'nin son Hitit dönemine, MÖ 700 yıllarına ait bir sınır kalesi olduğunu ortaya koydular.  1950'lerde Karatepe'deki buluntuların bir müzeye taşınmasına itiraz etti. Çambel'in çabaları 1957'de karşılık buldu. 1960'a kadar eşiyle birlikte sürdürdüğü çalışmalarla Karatepe'de bir açık hava müzesi kurdu. Karatepe-Aslantaş modeliyle arkeolojide yerinde koruma modelini gerçekleştiren ilk Türk arkeolog oldu.
Çambel, eşiyle hayatları boyunca yaşadıkları, Arnavutköy'deki Sultan II. Mahmut'un Ermeni asıllı bahçıvanı tarafından yaptırılan ve miras yoluyla da Halet Çambel'e kalan Halit Çambel Yalısı'nı 2004'te Boğaziçi Üniversitesi'ne bağışladı. 'Kırmızı Yalı' adıyla bilinen yalı, B.Ü. tarafından "Halet Çambel ve Nail Çakırhan Arkeoloji ve Geleneksel Mimarlık Araştırmaları Merkezi"ne dönüştürülecek.

Berlin 1936'da 'tarih' yazdı


Çambel, 1936'da eskrim dalında Berlin'deki Yaz Olimpiyatları'na katıldı ve olimpiyatlara katılan ilk Türk kadın sporcu unvanını kazandı. Çambel, olimpiyatlarda Adolf Hitler'in tanışma teklifini reddedişini, "Bizimle ilgilenen Alman sporcu Hitler'le tanışmamızı istedi. Biz de devlet gelmemizi isteseydi, Almanya'ya Hitler'in rejimini onaylamadığımız için gelmeyeceğimizi söyledik. Görevli bizden Hitler'e kendimizi tanıtmamızı istediğinde onu kesin bir dille reddettik" diye anlatacaktı.

'Türk arkeolojisinde bir ekol'


* Prof Dr. İlber Ortaylı: Halet Çambel bizim arkeoloji dünyamızda Avrupa dillerini çok iyi öğrenen bir kişilik olarak tanınır. Kazılarında Türkiye'deki ekseri arkeologların aksine hem restorasyona hem de çevrenin kültürel ve tabii değerlerinin korunmasına sdikkat etmiştir. Bu nedenlerle kendisinin Türk arkeolojisinde bir ekol olduğu, talebelerine örnek olduğu açıktır. Unutulmayacak bilim kişiliklerindendir.

'Kültürel mirası öngördü'


* Prof. Dr. Mehmet Özdoğan: Öncü bir isimdi. Çağdaş arkeolojinin gelişmesinde çok önemli adımlar attı. İstanbul Üniversitesi Arkeoloji bölümünün kurucularındandı. Kültürel mirası öngören, bugün konuştuğumuz her şeyi 50 yıl öncesinden tahmin eden bir isimdi. Türkiye çok önemli bir ismini kaybetti.

'Çok kıymetli bir insandı'

* Prof Dr. Nükhet Esen: Çok kıymetli bir insandı. Herkesin kaybı sarsar kuşkusuz ama böyle insanların kaybı nedense daha çok üzücü oluyor. Türkiye'nin başı sağ olsun...

Yaşar Kemal: Herkese dosttu

Halet Çambel insanları derinlemesine severdi. Köyde, kasabada, sanat ve bilim dünyalarında herkese dosttu, herkese sevgiyle yaklaşır, güç verirdi.  Halet sevdikleriyle bir bütündü. Nereden olursa olsun bir yere gittiğinde herkes yolunu gözler, dönüşünde bir sevinç patlardı.  Olduğu yerden gittiğinde hep büyük bir boşluk bıraktı.