Yaşar Üniversitesi’nde düzenlenen 19. Türkiye’de İnternet Konferansı’nda bir bildiri sunan pedagog Yrd. Doç. Dr. Mehmet Aksüt, “Sosyal ağlarda vakit geçirmelerinin uyku düzenlerini etkileyeceğini biliyorlar ancak, ‘Gündüzleri de uyukladığım oluyor’ diyenler yüzde 60, ‘Uyku sırasında başım ağrır’, ‘Yattığım yerin karanlık olmaması uykumu etkilemez’ diyenler ise yarıdan fazla. Yüzde 44’ü yattığında ilk 20 dakika içinde uyuduğunu söylüyor, yarıdan fazlası ise bu sürede uyuyamıyor.” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Aksüt, eğitimciler Ayşegül Erim ve Deniz Gezen ile birlikte, ortaokul öğrencilerine yönelik düzenledikleri anket çalışmasıyla sosyal ağları kullanma ile uykuya yönelik tutumlar arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmaya çalıştıklarını kaydetti. Geçen hafta sonu Selçuk Yaşar Kampüsü’ndeki konferanta bir bildiri sunan Aksüt, İstanbul ve Afyonkarahisar’da dershaneye giden 450 ortaokul öğrencisine yönelik ankette, internet ve sosyal ağlarda kalma süreleri, kullanma amaçları ve uykuya yönelik tutumlarını araştırdıklarını belirtti. Bilgisayar ve internetin sadece yetişkinler için değil, çocuklar için de oldukça faydalı bir ortam olduğunu belirterek, “İnternet kullanılması, bireylerin yaratıcılıklarını, hayal güçlerini geliştirir, düşünce anlamında daha üretken olmalarını sağlar. İnternet, bilinçli kullanıldığında çocukların araştırırken öğrenmelerini de sağlar. Artık eğitimin de vazgeçilmez bir parçası. Sosyal ağların da çocuklar tarafından kullanımı kendini ifade etme, yaratıcılık, sosyal yaşam becerilerini kazanma ve bireysel aktivitelerini sergilemeleri için önemli bir araç ancak bağımlılık ya da uykusuzluk gibi istenmeyen durumların yaşanmasına neden olabiliyor.” diye konuştu.

Yrd. Doç. Dr. Aksüt, “450 öğrencinin 154’ünü özellikle 8. sınıflardan seçtik, çünkü hem internette daha fazla zaman geçiriyorlar hem de TEOG’a hazırlanıyorlar. 20 tane soru vardı. En çok bilinen 10 sosyal ağdan hangilerini kullandıklarını, kullanım saatlerini ve alışkanlıklarını, uyku düzenlerini etkileyip etkilemediğini belirlemek istedik. Öğrenciler uyku düzenlerinin bozulacağını, yeterince uyuyamamanın ders performanslarını düşüreceğini bilmelerine rağmen sosyal paylaşım sitelerini uzun süre kullanıyorlar.” diyerek, sonuçları şöyle sıraladı: "Yüzde 38’i, 4 saat ve 4 saatten fazla sosyal medyada geçirdiğini söyledi. Yüzde 25’i de 0-1 saat dedi ancak daha fazla olduğunu düşünüyorum. Yüzde 60’tan fazlası tanıdıklarını arttırmak, haberleşmek, video seyretmek ve paylaşmak için sosyal medyayı kullanıyor. Yüzde 52’sinin Facebook, yüzde 22’sinin Facebook ve Twitter, yüzde 14,4’ünün de tüm sosyal medya ağlarında hesapları var. Uykusuzluğun derslerini kötü etkileyeceğini düşünenler yüzde 80. 'Sosyal ağlarda vakit geçirmem uyku düzenimi etkiler' diyenler 66,4, ‘Gündüzleri de uyukladığım oluyor’ diyenler yüzde 60, ‘Uyku sırasında başım ağrır’, ‘Yattığım yerin karanlık olmaması uykumu etkilemez’ diyenler yarıdan fazla. ‘Uyku sırasında başım ağrır’ diyenler, ‘Karanlık olmaması uykumu etkilemez’ diyenler ise yüzde 50’den fazla. ‘Ailem internette vakit geçirmemden rahatsız olur’ diyenler yüzde 72. ‘Sabah yataktan zor kalkarım diyenler’ yüzde 75. ‘Sıklıkla ürkütücü rüyalar görüyorum’ diyenler 41,6.

EN DİKKAT ÇEKİCİ SONUÇ 'UYKUYA GEÇ DALMA'

Cevaplarda en dikkat çekici sonucun, çocuklarda yattıklarında ilk 20 dakikada uykuya dalamayanların oranının yüzde 50’den fazla çıkması olduğunu belirten Mehmet Aksüt, “Yüzde 44’ü yattığında ilk 20 dakika içinde uyuduğunu söylüyor, yarıdan fazlası ise bu sürede uyuyamıyor. Zaten bu zaman diliminde uyunamazsa uzmanlar buna uykusuzluk sendromu diyor. Çocukları aynı durumdaysa ve uykusuzluk sendromu, kas ağrısı, kemik ağrısı başlamışsa anne ve babalar, mutlaka bir uzmandan yardım almalı.” diyerek aileleri uyardı.

NELER YAPILMALI?

Anne ve babaların, öncelikle çocuklarına bilinçli internet kullanımını öğretmesi gerektiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Aksüt, “Anne baba olarak örnek olmak lazım. Ebeveynler, eve geldiğinde geç saate kadar internette, sosyal medyada vakit geçiriyorsa bu, çocuğa kötü örnek olacaktır. Çocuklar, iyi bir anne ve baba modeli arıyor. Bilinçli internet kullanımı, her yaştaki bireylerin gereksinimi ancak istenmeyen durumların yaşanmasını bir ölçüde azalmak amacıyla ana babaların, sosyal paylaşım sitelerinde çocuklarıyla ortak sayfa açmalarını da öneriyoruz.” dedi.