Her şeyin, insanın kendisini sevmesiyle başladığını, hayvan sevgisinin ancak bundan sonra gelebileceğini belirten Üzümcü, "Atan bir kalbe işkence ve şiddet uyguluyorsan zaten söze ne hacet?" dedi.

Evrim sürecini, insanlaşmak için bir çaba olarak gören ancak insanların artık vahşi ve yırtıcı olmasını "ironik" olarak değerlendiren İzmirli oyuncu, "Geldiğim yerde insanlar evlerinin kapılarını açık bırakırdı. Ama şimdi kümesteki hayvanlara bile tecavüz eden insan postları var." Konuyla ilgili tepkisini gösterdi. "İnsanoğlunun geldiği son nokta mezbahalar. Medeniyet işte bu! Et yemeyelim demiyorum ama dünyada eziyet çekerek öldürülen hayvanla yenmek için kesilen hayvan arasında fark var mı? Kedi-köpeğin eti yenmediği için, eti yenenlerin öldürülmesi meşru mu?" diyen Üzümcü, insanın, aslında "düşünen hayvan" olmadığını çünkü düşüncenin nasıl kullanıldığının önemli olduğunun altını çizdi.

Oğlunun kendisine küçükken 'Kötüler niye var?' diye sorduğunu anlatan Üzümcü, "Yanıtı onu kandırmak için verirdim hep. 'İyilerin kıymeti anlaşılsın' diye... Buna kim inanıyor ki? Kendini sevmekle başlar her şey, sonra hayvanları seversin. Atan bir kalbe işkence ve şiddet uyguluyorsan zaten söze ne hacet? Bozuk düzende sağlam çark olmaz." diye konuştu. Üzümcü sözlerine şöyle devam etti: "Ben bana yalan söylenmesi sevmem, ben de yalan söyleyemem. Ama bize yıllarca yalan söylediler. Yaşanmamış bir tarihi bildik. Bizi sisteme göre yetiştirdiler, 'çağdaşlık bu' dediler. Ne ekersen onu biçersin. Toplum aidiyetsiz, sahte aidiyetleri var. Fanatikleşmeler bunlar... Benim siyasetim, bildiğimdir. Yönü, dini, ırkı yok..."

Dergide Demir Demirkan köpek, Yekta Kopan denizaslanı, Serra Yılmaz gergedan ve Yüksel Aksu da koç olarak yer aldı.