TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu sekreterliğinden 23 Ekim Cumartesi günü akşam saatlerine doğru şu mesajı aldım:

'Değerli Basın Emekçisi,

Cumhurbaşkanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'na karşı, 12.02.2020 günlü İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanı kararı'nın iptali için TMMOB, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, EGEÇEP ve yüzden fazla yurttaşla birlikte davacısı olarak açtığımız davanın 27 Ekim 2021 günü yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile ilgili olarak TMMOB, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, EGEÇEP olarak ortak gerçekleştireceğimiz basın açıklamasına kurumunuzdan bir temsilcinin katılmasını dileriz.

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu...

Tarih 27.10. 2021 Pazartesi

Saat 12.00

Yer- TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi...'

Biliyorsunuz;

Pandemi nedeniyle hiçbir davete ve toplantıya gitmiyorum...

Yoksa bu önemli toplantıda, her zaman olduğu gibi en arka sırada ve köşede yerimi alırdım.

Peki olay nedir?

İddiaya ve muhalif medyada yazılanlara göre;

Çeşme'deki rant projesine tepkiler sürüyor!

Başlıkları da şöyle:

'Yarımada talanını durdur!'

Bunun için de bana olduğu gibi tüm habercilere yapılan davetin özetini yandaş dışı medya şöyle yazıyor:

'Çeşme'de başlatılmak istenen rant projesi hakkında 27 Ekim'de yapılacak bilirkişi incelemesi öncesi 'Yarımada talanını durduralım' çağrısı yapıldı.'

Şimdi bana gönderilen haberi de birlikte okuyalım:

İzmir'in Çeşme ilçesindeki yağma projesine tepkiler sürüyor.

Kentteki "Yarımada Talanını Durdur Koordinasyonu" proje hakkında 27 Ekim'de yapılacak bilirkişi incelemesi öncesi çağrıda bulundu.

'ALANIN NEREDEYSE TAMAMI KAMUYA AİT'

Koordinasyon adına açıklamayı okuyan İzmir Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı Ahmet Soysal, projenin kamu yararı taşımadığına vurgu yaptı.

Açıklamada, "Çeşme Turizm Projesi'ne ait detaylar kamuoyu tarafından tam olarak bilinmiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı proje ile ilgili ayrıntıları kısmen işadamları ve yerel yönetimlerle paylaşıyor.

Bu toplantılardan kamuoyuna yansıyan bilgilere göre turizm geliştirme bölgesi olarak belirlenen 166,2 milyon m2'lik, yüzde 98'i kamuya ait bu alan çok sayıda parsele bölünerek; turizm yatırımcılarına verilecek. Böylece kamu malı olan, dönümlerce arazi sermayeye aktarılmış olacak" denildi.

'NÜFUS 5-6 KAT ARTACAK'

Bölgedeki hayvan ve bitki türlerine de dikkat çeken Soysal, "Yapılması planlanan büyük ölçekli oteller, sayıları yirmiyi bulan golf sahaları, marinalar ve alışveriş merkezleri ile şantiyeye dönüşecek olan Yarımada'da mevcut turizm yapısı tümüyle değiştirilecek.

Proje tamamlanırsa, bölgenin nüfusunun 5-6 kat artacağı hesaplanıyor. Tüm bunlar yan yana konulduğunda proje ile Çeşme yarımadasına ve İzmir'e yaşatılmak istenen tehdidin gerçek boyutu ortaya çıkıyor" dedi.

Açıklama ile 27 Ekim Çarşamba günü yapılacak inceleme öncesi saat 11.00'de Çeşme Adliyesi önüne buluşma çağrısı yapıldı.

BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ YAPILDI

İzmir'in Foça İlçesi'nde 2019 yılında faaliyete geçen (Energrom) Biyogaz Enerji Santrali hakkında Foça Belediyesi tarafından açılan tespit davası için yerinde ön duruşma niteliğinde bilirkişi incelemesi yapıldı. 

Santralde üretilen ve firmanın sıvı atık çevrecilerin ne olduğu belirsiz muhtemel zararlı atık olarak nitelediği atıklar ile kapasite artış projesinin nihai projeye aykırılıklarının tespiti için açılan davanın bir sonraki duruşması öncesi numune alınarak analiz edilmesi kararı verildi.

İzmir'in Foça İlçesi'ne bağlı kırsal Ilıpınar ve Gerenköy Mahalleleri arasındaki bölgede kurulan tesis ilçe halkı ve çevreciler tarafından büyükbaş ve tavuk tesislerinin gübrelerini işleyeceği için memnuniyetle karşılanmış, ancak atıkları konusunda endişeler giderilememişti. Firmanın sıvı gübre olarak nitelediği atıkların içeriği belirlenememiş, zaman zaman izinsiz döküldüğü yerler dolayısıyla şikayetlere konu olmuştu.

Bu şikayetlerle birlikte ek olarak yapılmak istenen Foça Biyometanizasyon Tesisi kapasite artışı projesinin nihai projeye aykırılıkları için Foça Belediyesi tarafından tespit davası açıldı.

Foça Sulh Hukuk Mahkemesi'nde açılan davanın tesislerde yapılan bilirkişi incelemesine mahkeme heyeti ve şirket yetkilileri ile birlikte CHP Foça İlçe Başkanı Ayla Yılmaz, Belediye Meclis Üyeleri Hakan Barçın, Tuncay Şentürk ve Semih Uzun, Foça Ziraat Odası Başkanı Saim Demirbaş, İlçeye bağlı kırsal Yeniköy Mahallesi Muhtarı Hasan Ercan, Kazım Dirik Mahallesi Muhtarı Mevlüt Işık ile bazı STK ve platform temsilcileri de katıldı.   

RAHATSIZLIK HAD SAFHADA

Tespit davasını açan Foça Belediye Başkanlığı'nın Avukatı Esra Akkoç Yaren davanın (ENERGROM Enerji İnşaat Tic.ve San. A.Ş. tarafından yapılan) Foça Biyometanizasyon Tesisi Kapasite Artışı projesi ilgili Nihai Projeye aykırılıkların delil tespiti suretiyle tespiti ve belirlenmesi istemine ilişkin olduğunu söyledi. 

Esra Akkoç Yaren; "2872 sayılı Çevre Kanunu'na, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'ne açık aykırılık içeren faaliyeti sebebiyle Foça halkındaki rahatsızlık had safhadadır.Tesiste sıvı atık kontrolü sağlanamamaktadır. Atıkların nasıl bertaraf edileceğine ilişkin ÇED raporunda değerlendirme yapılmış olup bunun yerine getirilmemesi, çevre kirliliğinin yanısıra ağır koku da yaratmaktadır. Rutin denetimler ve halkımızın şikâyetleri üzerine yapmış olduğumuz tetkikatlar sonucu biyometanizasyon tesisinin Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği ve Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliğe aykırı olarak faaliyetini sürdürmekte olduğu gözlemlenmiştir. Firmanın kendi sunduğu çalışma düzeninin  standartlara ve prosedürlere uymadığı anlaşılmış olup, mevcut ÇED raporuna aykırı şekilde atık bertarafı yapılıp yapılmadığının mahkeme tarafından  tespit ettirilmesi zarureti doğmuştur." dedi.

NİYET İYİ SONUÇ KÖTÜ

Foça Belediye Meclis Üyesi Hakan Barçın ise; aslında bu tür tesisler; teoride doğa dostu ve yenilenebilir enerji tesisi olarak kabul edildiğini ama sonucun kötü olduğunu söyledi.

Hakan Barçın; "Yurttaşlarımızın binlerce kara sinek ile ilgili şikayetlerinin yanı sıra, bu dökülen sıvının kokusu ve topraklarımızla yeraltı su kaynaklarına etkisinin ne olacağı meçhuldür. Ürün ne içerdiği bilinmeden, sıvı gübre adı altında, rastgele miktarlarda tarlalarımıza dökülüyor. Ne dökülenin ne de döküldüğü toprağın güncel analizi yok.

Gözlemlerimiz bu sıvının bir gübreden çok atık olduğudur.

Kısa vadede olumlu etki bir gösterse bile uzun vadede tuzlanmaya ve çölleşmeye sebebiyet verecektir.

Firma ÇED raporlarında taahhüt ettiği gibi en kısa sürede bir arıtma tesisi yapmalıdır." Dedi. 

İlk incelemenin sonunda şikayet konusu olan sıvı maddeden numune alınarak laborutuar analizlerinin yapılmasına karar verildi.