Meğer; biz, bu ülkenin güzel insanları bu demokrasi ne kadar çok seviyormuşuz.
Baksanız a; ayın 15'inden bu yana kaç günler geçti içimizdeki heyecan bir türlü dinmedi gitti. Ülkece toplu olarak darbe girişimine karşı topluca direnişimizi kutlamaya doyamadık. Yalnız, İzmir'in Saat Kulesi değil her kentimizin her meydanı coşkulu kalabalıklarla dolup taşıyor. Gazeteler bayrak hediyeli demokrasi ekleri çıkarıyorlar, sanatçılarımız ve sporcularımız Beştepe Saray Külliyesine şükran ziyaretine gidiyorlar. Dahası da vardır mutlaka.
Velhasıl diyeceğim o ki; bizim bu demokrasi aşkımız bana kalırsa akıllara durgunluk veriyor. Meğer biz içlerimizde neler saklıyormuşuz (!)

***

Bunca yolsuzluk dosyasını konuşan bile yok. Demokrasi öncesi öyle miydi? Partiler olsun ülkemiz insanları olsun başka işimiz yokmuş gibi yaşanmış ve yaşanmakta olan yolsuzlukları ağzımıza sakız etmiştik. Şükürler olsun ki; o yolsuzluk dosyaları ve o dosyaların içinde adları geçen kötü insanlar aramızdan çıkıp gitmiş olmalılar.

***

Söyleyin Allahınızı severseniz, mecliste kavga çıktığını duyanınız var mı? Ben yanıt verip ben söyleyeyim. Artık öyle kavga filan beklemeyin. Ortalık, eskilerin deyimiyle "Can ciğer kuzu sarması". Parti mitinglerine bile partiler kardeşcesine katılır oldular. Bu gelişme; unutmayın gazetelerimizin de manşetinde baş haber olarak yerini almakta. Gördüğünüz üzere demokratikleşme süreci faydasını burada yani medyada da belli ediyor.

***

Suriye ile ve Suriyeliler ile bazı sorunlarımız vardı. Ama; durun sırası mı şimdi bunu gündeme getirmenin FETÖ dururken  Sn. Cumhurbaşkanımızdan (Yoksa Sn. Başkanımızdan mı deseydim, gariptir bu konu da kayboldu ortalıktan) başlayıp Sn. Başbakanımızdan yürüyüp Sn. Bakanlarımıza kadar dörder koldan yüklendiğimiz Suriye'nin yerini şimdilerde FETÖ almış durumda. Darbeci FETÖ, bölücü FETÖ; PKK'nin bile yerini aldı. Ha...; sahi bizim bir de Güneydoğu sorunumuz vardı. Galiba o da buzdolabında saklanmaya konuldu. Abdullah Öcalan'la Fetullah Gülen'i İmralı'da bir arada tutuklu kılmayı düşünenler bile var baksanız a(!) Tabii, Gülen'i ABD verirse.

***

Ha; bir de Aksaray'daki Ensar mı Mensar mı bir vakfın yurdunda yaşanan insanlık dışı olaylar dizisi vardı. Belirli konularda kendilerine laf söylettirmeyen bir grup; din adına yürüttükleri çalışmalar çerçevesinde kendi içlerindeki iğrenç olayları kapatabilmek, olanları kamuoyundan gizleyebilmek için ne tombalaklar atıyorlardı. Yüce rabbime şükürler olsun ki 15 Temmuz darbe kalkışmasının ülke genelinde yarattığı heyecan fırtınasında bu iğrenç olay da gündemdeki yerini kaybediverdi.

***

Artık; ne elektrikteki soygundan ne Bilal'in denizcilik filosundan ne Off Shore hesaplarının kimlere ait olduğundan ve bu kimlerin kimlere yakın olduğundan konuşulmaz oldu. İstanbul'daki imar yolsuzluklarından ve kaçakçılıklarından bahsetmemize gerek yok. Genel hukuk anlayışına uymayan yeni yasaların çıkarılmasının da önemi yok.

***

Kim bilir daha neler vardır? Bizlerin bilmediği, aklımıza getiremediğimiz daha neler vardır. Sonuçta ne diyorum bilir misimiz? Ohh; darbe girişimi oldu da bizim demokrasi aşıklısı insanlarımız o darbe girişimine izin vermediler de, yollarda tanklara karşı çıktılar da bütün bu saydığım sorunların üstesinden geliverdik.
Ehh; olsun, artık o kadar Sn. Cumhurbaşkanımız da bizlere yol gösterdi. "Yollara çıkın" diyerek bizlerin sevincine ortak olmadı mı? Bizler de durmaksızın demokrasimizin tadını çıkaralım. Yalnız Konak Meydanı'nda değil yurdun her köşesinde bu sevincimizi yaşayalım.
Esenlikle kalınız...
Dip Not: Yineliyorum; "Dünyanın bütün çöpçüleri birleşiniz, İzmir'in Konak Meydanı'ndaki çöplerin toplanmasına yardımcı olmak için, bize el verin"

TÜRKÇE İÇİN NOT
Diafon değil Düofon