Söylemekten ve yazmaktan bıktım...

Ama bazı yeni okuyucularımız ya da takipçilerimiz 'Neden söz etmiyorsunuz?' diye çatıyorlar.

İşte uzun bir kültür sanat haberi...

Bakalım kaç kişi okuyacak ve de yorum yapacak?

Bu arada belirteyim;

2020'nin 11 Mart'ından sonra İstanbul'da 'kapalı gişe' oynayan iki tiyatrodan iki ay sonrası için yer ayırtmıştım.

Gidemedim...

Daha doğrusu pandemi nedeniyle umutla 'sahne' demelerini bekledim ama birçok kişi gibi bilet ücretlerini geri aldım.

Yine bu arada birçok kurum ise 'ziyandayım!' diyerek geri ödemelerini yapmadı...

Mahkeme kapısı açıktı ama bu yola gitmedim.

İşin özü şu:

Birçok sektöre ağır darbe vuran Corona virüsü salgını, 2020 yılında kültür sanat dünyasını da durma noktasına getirdi.

Sinemalar vizyona koyacak film bulamadığı için sektör temsilcilerinin talebiyle kapalı kalırken, tiyatrolar kısıtlamaların dışında tutulsa da sokağa çıkma yasağı saatleri nedeniyle perdelerini bir türlü açamadı. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK), 2020 yılına ait 'Sinema, Tiyatro, Opera, Bale, Orkestra, Koro ve Topluluk İstatistikleri' de kısıtlamaların kültür sanat alanında etkisini ortaya koydu.

DÜŞÜŞ VAR

TÜİK'e göre, 2020 yılında bir önceki yıla göre sinema salonu sayısı yüzde 4,5 azalarak 2 bin 698'e düştü.

Bu dönemde sinema salonlarındaki koltuk sayısı da yüzde 6 azalarak 317 bin 763 oldu.

Sinema seyirci sayısı ise 2019 yılına göre yüzde 69,5 azalarak 17 milyon 226 bin 952 kişiye geriledi.

Yerli film seyirci sayısı yüzde 59 azalarak 13 milyon 255 bin 849 kişi olurken, yabancı film seyirci sayısı yüzde 83,6 azalarak 3 milyon 971 bin 103 kişi oldu.

KADEMELİ OLARAK

2020'nin Mart ayında kısıtlamalar kapsamında tamamen kapatılan sinemalar, Temmuz ayındaki kademeli normalleşme tedbirleriyle yeniden faaliyete geçmişti.

Sinema salonu işletmecilerinin vizyona koyacak yeterli sayıda yerli ve yabancı yapım bulamadıkları gerekçesiyle Kasım ayında yeniden kepenk indirdiğini hatırlatan Sinema Salonu Yatırımcıları Derneği (SİSAY) Genel Sekreteri Fevzi Genç, 'Bu tabii işletmelerimizi çok olumsuz etkiledi. İflas noktasına gelen işletmelerimiz oldu. Bizim üyelerimiz arasında uluslararası sinema zincirleri de var, ülkenin en ücra köşesindeki küçük aile şirketleri de var.

2020'nin sonunda çok ciddi bir tehlike gördük.

Yüzde 25-30 bir kapanma içeren bir felaket senaryosuyla karşı karşıyaydık.

Çünkü üyelerimiz demoralizeydi.

Ne zaman açılacağı belli değil, şartlar ağır, kiralar işliyor. Bir destek çalışması yaptık Bakanlığımızla beraber. Bu çalışma neticesinde özellikle küçük, yerel işletmelere nakit destek sağlandı. Sinema başına 100 bin lira gibi nakit, geri ödemesiz hibe desteği çıktı' dedi.

FERAGAT ETTİLER

Soner Kızılkaya'ya konuşan Genç, zincir sinema işletmelerinin destek almaktan feragat ettiğini hatırlattı; bu dayanışma sayesinde hibenin ihtiyaç sahibi işletmelere ulaşarak sinema salonlarının ayakta kalabildiğini söyledi.

Sinema sektörünün salgından en az kayıpla çıktığını kaydeden Genç, 'Aşağı yukarı 160 sinemamız bundan yararlandı.

Yani neredeyse o saydığım zincirleri çıkardığımızda yüzde 90-95'i bu destekten faydalandı.

Bu yüzde 3-4 rakamı aslında çok büyük bir başarıdır.

Zaten sektörün kendi dinamiğidir. Corona'ya bağlı bir kapanma olarak yorumlamıyoruz biz onu' ifadelerini kullandı.

ASIL TEHLİKE

Kademeli normalleşme sürecinde sektör yatırımcılarının talebi doğrultusunda sinemalar 1 Temmuz'da kapılarını açmaya hazırlanıyor. Ancak 2019 yılında yapımcılarla salon işletmecileri arasında yaşanan sorunların ardından salgının da etkisiyle iki yıldır krizde olduklarını belirten Genç, 'Corona'nın yaralarını sarmamız da en az iki yıl sürecek. Bu yara sarma sürecinde kapanmalar olabilir. Orada tetikte bekliyoruz. Corona'nın gidişatı 2021'de ne olacak, 2021 kışında bizi neler bekliyor; bunların hepsi ülkemiz ve dünya için birer muamma. Bundan sonra bizim beklentimiz, bu yaraların sarılıp 2018'deki rakamlarımıza ulaşmamız ve oradaki yükseliş temposunu yakalamamız yine iki yılı bulacaktır diye düşünüyorum' dedi.

'EĞLENCE VERGİSİ KALDIRILSIN'

Bakanlığın hibe desteğinin tüm sorunlarına çözüm olmadığını söyleyen Genç, 'Bizim sektörümüzde, sektöre anlamsız ve ağır yük yükleyen bir eğlence vergimiz var. Bunu birçok defa dile getirdik. Aslında Bakanlığımız da çok iyi biliyor ve aynı vizyonu paylaşıyoruz. Biletlerden yüzde 10 eğlence vergisi kesiliyor. Kültür sanat sektöründen böyle bir vergi alınmasını artık gelinen noktada çok anlamlı bulmuyoruz ve maddi olarak da çok büyük külfet oluyor bize. Corona döneminde bu sıfırlandı. Bunun tamamen kaldırılmasını talep ediyoruz' dedi.

VİZYON FİLMİ SIKINTISI

2020 yılında sinema salonlarının kendi isteğiyle kapanmasına neden olan vizyon filmi sıkıntısı da TÜİK verilerine yansıdı.

Gösterilen film sayısı geçen yıl, 2019 yılına göre yüzde 62 azalarak 25 bin 960 oldu.

Aynı dönemde gösterilen yerli film sayısı yüzde 62,2 azalarak 10 bin 978 olurken, gösterilen yabancı film sayısı yüzde 61,9 gerileyerek 14 bin 982'ye düştü.

Ancak sinemalar 1 Temmuz'da açıldıktan sonra yeniden vizyon sıkıntısı çekilmeyeceğini söyleyen SİSAY Genel Sekreteri Genç, 'Yerli yapımlar var mı, yok. Çünkü yerli yapımcılar bu dönemde riske girmek istemiyorlar.

Bitmiş filmlerini bile henüz vizyona çıkarma heveslisi gözükmüyorlar. Sinemanın başkenti diyebileceğimiz New York ve Los Angeles'ta sinemalar açıldı.

Dolayısıyla vizyon sıkıntısını yaşamayacağız' diye konuştu.

181 TİYATRO SAHNESİ KAPANDI

Sinema salonları, salgın gölgesindeki 2020 yılını az hasarla atlatsa da tiyatrolar için durum aynı değil.

TÜİK verilerine göre, 2020 yılında 181 sahne kapandı.

Tiyatro salonu sayısı 2019-2020 sezonunda, bir önceki sezona göre yüzde 20,1 azalarak 720'ye düştü. Tiyatro salonu koltuk sayısı da yüzde 24,5 azalarak 267 bin 857 oldu.

SIKINTI ÇOK BÜYÜK

Salgında tüm sezonu destek arayarak geçirdiklerini söyleyen Tiyatro Üreticileri ve Yapımcıları Derneği Başkanı Hasan Tanay, 'Ödenekli tiyatrolar ve şehir tiyatroları dışında devlet ya da resmi bir kurum tarafından desteklenmeyen, tamamıyla seyircisiyle, bilet satışıyla kendi varlıklarını sürdüren bağımsız ve özel tiyatrolar bu dönemde çok büyük sıkıntılar yaşadı.

Salonların kiralarını, vergilerini, sigorta ödemelerini yapamadılar. Salonları açarak seyircimizle buluşamadık.

Geçen sezon salonlarımızın çoğu kapandı.

Bağımsız tiyatroların oyuncuları işsiz kaldılar, ailelerin yanına dönmek durumunda kaldılar.

Başka işler yapmak zorunda kaldılar.

Borç yüküyle, kredilerle, borca borç ekleyerek bugüne kadar gelmeye çalıştılar.

Ve hala uğraşıyoruz. Bundan sonra ne olacağını bilmiyoruz' dedi.

SORULARI YANITLADI

Oğulcan Bakiler'in sorularını yanıtlayanTanay, TÜİK verilerinin tüm tiyatro sahnelerini kapsamadığını da vurguladı; 'TÜİK verileri kayıtlı salonlara ait. Salonu kayıtlı olmayanlar var.

Bu kapanmanın çok daha üzerinde kapanmalar söz konusu.

Az koltuk sayısına sahip, butik dediğimiz çok sayıda tiyatrolar açıldı 2000'li yıllardan sonra.

Bu tiyatroların birçoğu tiyatro salonu olarak görünmüyor.

Salon olmak için alınan ruhsat çerçevesine bir türlü yerleştirilemiyor, ruhsat altında adlandırılamıyorlar' diye konuştu.

PERDELER AÇILAMADI

Salgının başında kapanan ve kademeli normalleşme dönemine geçilen temmuz ayında tekrar açılan tiyatrolar, daha sonra alınan salgın tedbirlerinde açık kalmaya devam etse de 2020 yılında hem gösterilen oyun sayısı hem de izleyici sayısı geriledi.

TÜİK verilerine göre, tiyatro salonlarında yapılan gösteri sayısı yüzde 40,4 azalarak 20 bin 175 oldu.

Yerli/telif eser gösteri sayısı bir önceki sezona göre yüzde 41,9 azalırken, yabancı/çeviri eser gösteri sayısı yüzde 35 azaldı.

Tiyatro seyirci sayısı ise yüzde 43,1 azalarak 4 milyon 492 bin 293 oldu.

Tiyatrolar resmi olarak açık kalsa da perdelerin fiilen açılamadığını söyleyen Tanay, "2020 temmuz ayında başlayan kademeli normalleşme dönemi zaten fiili olarak tiyatroların kapalı olduğu bir sezondu.

Bırakın kademeli olmasını komple açılsaydı bile sonuç itibariyle tiyatrolar yaz döneminde ancak açık hava işlerini yapabilirdi.

O sezon bizim için kapalı sezondu.

Mayıstan itibaren artık tiyatrolar iş yapamaz. Böyle bir yerleşmiş gerçeklik var seyirciler açısından maalesef.

Yeni sezonda tiyatrolar kapanmasa da bu kez saat problemi doğdu. Erken saatlere almamız gerekti, matine dediğimiz saatlere. Hafta içi günlerde bu ayrı sorun oldu.

Hafta sonu zaten tamamen yasaktı' diye konuştu.

'OLMASI GEREKENLER'

Kültür ve Turizm Bakanlığı salgın döneminde "Dijital Tiyatro" ve "Tiyatrolarımız DT Sahnelerinde" projeleri kapsamında 451 özel tiyatroya 2021 yılında toplam 14 milyon 455 bin lira destek vereceğini açıklamıştı. Bakanlık, özel tiyatroların oyunlarını hem fiziksel hem de dijital ortamda izleyicilerle buluşturacağını ve yerli oyun yazarlarının yeni oyunlarını sektöre tanıtacağını duyurmuştu.

Ancak devletten destek alabilmek için tacir statüsünde olmayan amatör tiyatroların profesyonel tiyatroya dönüşmesinin istendiğini söyleyen Tanay, 'Bu da bir eşitsizlik yarattı. Verilen destekler yine de yeterli değildi. Ayrıca vergi ve sigorta borcunun olmaması ya da yapılandırılması şartı uygulandı.

Alınan destekler ancak bu borçların ödenmesine yardımcı oldu.

Tabii ki bir kuruş desteğin bile önemi ve değeri olsa da tiyatrolar üretim için yine borçlandı.

Çektiğimiz kredilerin vadelerini belirsiz bir geleceğe uzattık.

Örneğin 60 yıldır Ankara tarihinin parçası haline gelen Ankara Sanat Tiyatrosu kapandı.

Bu yıl verdikleri 40-45 bin lira destek onların zaten bir aylık giderleriydi. O destekle ayakta kalmaları mümkün olmadı' dedi.

NASIL BİR KATKI

Bakanlığın özel tiyatroların turne yapabilmesi için devlet tiyatrolarının sahnelerini kullanıma açtığını da belirten Tanay, 'Tiyatrolara salonlarını açacaklar.

Biletlerini Bakanlık o bölgede satmaya çalışacak.

Böyle bir katkı da oldu.

Corona'da bize bahşedilmiş gibi sunulan destekler zaten olması gerekenlerdi, şimdi zorunluluktan uygulanıyor.

Özel tiyatrolar bu yıl da halktan ve yerel yönetimlerden aldıkları desteklerle ve tiyatro alanındaki örgütlülükle varlıklarını sürdürmeye çalışacak.

Devlet kanadından yoğun bir destek olacağını düşünmüyorum.

Eylül'de başlayacak 2021-2022 yeni sezonunda salgında normalleşme başlayacağını umut ediyoruz. Bu sayede biz de göbeğimizi kendimiz kesmiş olacağız" diye konuştu.

Tanay, yaz sezonunun başlamasıyla açık hava gösterileri için devletten ve belediyelerden yer desteği beklediklerini de sözlerine ekledi.

OPERA VE BALE SEYİRCİ SAYISI DA DÜŞTÜ

TÜİK tarafından, geçtiğimiz yıl sahnelenen opera ve bale gösterilerine ait veriler de paylaşıldı. 2020 yılında Opera ve Bale Genel Müdürlüğü'ne bağlı opera ve bale gösterisi 6 ilde yapılırken, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'ne bağlı 6 orkestra, 13 koro ve 9 topluluk faaliyet gösterdi. Opera ve bale seyirci sayısı 2019-2020 sezonunda, bir önceki sezona göre yüzde 20,5 azalarak 256 bin 63 oldu.

Orkestra, koro ve topluluklarda seyirci sayısı ise 2019-2020 sezonunda, bir önceki sezona göre yüzde 41,9 azalarak 159 bin 969'a geriledi. Opera ve bale salonlarında oynanan eser sayısı da yüzde 7,8 azaldı.