Bir camianın üyesi olmak, sizi; sizinle birebir ilgili olmayan durumlarda bile mutlu edip, hüzünlendirebiliyor. Hiç tanımadığınız eski bir yöneticinin ailesinden birinin vefatına üzülebilirken, tribünde gördüğünüz liseli bir kardeşinizin üniversiteyi kazanma haberiyle mutlu olabiliyorsunuz. Ya da Altay zıbınlıkları giymiş bir bebeğin resmini sosyal medyada gördüğünüzde, yeni bir yeğen kazanma mutluluğuyla yüzünüzde bir gülümseme olabiliyor. Bu sebeplerle camia olabilmek, camianın bir ferdi olduğunu hissedebilmek bir ayrıcalık.
Bu sezon İzmir kulüpleri içerisinde en büyük heyecanı uyandıran kulüp kuşkusuz Karşıyaka. Süper Lig'de Göztepe, başkanının aldığı bireysel kararlarla düşmenin en büyük adayı haline gelmişken, PTT 1. Lig'de Altınordu her zamanki gibi keçiboynuzu tadında. Kazansa da kaybetse de keyif veremiyor, iddia sergileyemiyor. Altay sezon içinde inişli çıkışlı grafiğiyle hedeften çok uzaklaştı. Bucaspor ise 3. Lig'de son sırada. Belediyenin yıllardır desteklediği Menemenspor 2. Lig'de şampiyonluğa çok yakın olsa da İzmir kamuoyunda çok fazla ses getiremiyor, İzmir'de heyecana sebep olmada yetersiz kalıyor.
Sezona o kadar büyük yokluk ve zorluklarla başladı ki Karşıyaka, sezon öncesinde otoritelerin en büyük küme düşme adayıydı. Küme düşecek Karşıyaka'nın yeri ise, futbola çok yakın olmayan okuyucularım için yazıyorum amatör kümeydi. Yüzyılı aşkın tarihi olan, ilçede yaşayan insanların 'Karşıyaka'lı' olmakla övündükleri ekip 3. Lig'de tutunabilecek güce sahip görünmüyordu. Hele ilk haftalarda alınan ard arda yenilgilerle ligin dibine demir attıklarında, camiada geleceğe umutla bakabilen kimse kalmamıştı. Birçok Karşıyakalı dostumuz ise futbol şubesi kapansın, Karşıyaka sadece basketbol kulübü olarak yaşasın önerisini dillendirmeye başlamıştı.

Bu umutsuz haftalarda Karşıyaka'nın başına, Altay camiasının çok iyi tanıdığı, aileden kabul ettiği, geçmiş yıllarda formasını ıslatmış ve teknik direktör olarak görev almış Mesut Toros geçti. Toros'a verilen bu görev birçok Altaylının da Karşıyaka maçlarını daha yakından takip etmelerine ve aldıkları başarılardan mutlu olmasını sağladı. Doğrusunu söylemek gerekirse, Mesut Toros görev aldığında Karşıyaka öyle bir enkaz halindeydi ki sezon içinde teknik direktör öğütme değirmenine dönecek bir hali vardı. Ama Mesut Toros ve öğrencileri her hafta üstüne koyarak başarılar elde etmeye ve Karşıyaka camiasının tekrar umutlanmasını sağladı. Sezon öncesinde kimsenin hayal edemediği play-off hedefi artık Karşıyaka için çok uzakta değil.
Altay'ın zor günlerinde tribünlerimizde gördüğümüz Karşıyakalı dostlarımızın mutlu olmasını elbette istiyorduk ama Altay ailesinin bir ferdinin bu başarıda inanılmaz katkısı bizleri çok daha fazla mutlu ediyor, dualarımızı alıyor. Yolun açık olsun Mesut Toros ve Karşıyaka. Umarız play-off maçlarınızda Altay atkılarımızla bizler de yanınızda olacağız.