Bugünlerde çok seyahat ediyorum. Londra'dan dönüş rezervasyonu yaparken ilk baktığım bilgi uçak tipi oldu. Boeing 777 idi. Tamam dedim Allaha şükür. Çünkü bugünlerde yolcuların en huzursuz oldukları uçaklar Boeing 737 MAX'ler.

Hatırlayacağınız gibi kısa süre önce bu uçaklar iki önemli ve ölümlü kazada düştü. 10 Mart 2019'da Etiyopya Havayolları'nın 737 MAX uçağı kalkışta düştü ve 157 kişi öldü. Ondan önce de 29 Ekim 2018'de Endonezya Lion Havayollarının 737 MAX uçağı yine kalkışta düşmüş 181 kişi ölmüştü.
Bu nedenle yolcularda bu uçakla ilgili bir tedirginlik başladı. Hatta sadece yolcular değil havayolu şirketleri de endişelendi. Birçoğu 737 MAX'lerini indirdiler. Yüzlercesi çeşitli yerlerde şimdi hiç hareket etmeden duruyor ve şirketlerin büyük zararlar etmelerine sebep oluyorlar. Tabii ki Boeing bunlarla ilgili sadece kazada ölenlerin yakınlarına değil, zarar eden havayolları şirketlerine de yüz milyonlarca dolarlık tazminat ödeyecek. Boeing'in, ertelenen ve iptal edilen siparişleri ve stoktan teslim alınmayan uçakları nedeniyle uğradığı zarar da düşünülürse, toplam zarar milyarlarca doları bulacak.

Uçağımın bu olmadığını duyunca sevindim. Ama iki şeyi merak ettim. Bir, THY'nın kaç tane sorunlu uçağı vardı ve bu uçakları ne yapmıştı? İki, yere indirilen ve 'yatan' uçaklar nasıl yatıyordu?
THY dâhil, diğer şirketlerin yüzde 90'ı uçaklarını indirdiler, hangarlarına ya da alanlarına koydular. Boeing ile FAA (ABD Federal Havacılık İdaresi) karar, değişim ve tedbirlerini bekliyorlar.
Boeing'in bugüne kadar aldığı, kısa bir süre önce bile 'rüya uçak' olarak tanımlanan 737 MAX sipariş toplamı 5037 adet. Bunların arsında THY'nin sipariş sayısı 75.
Toplam siparişlerden 376 tanesi teslim edilmiş. Bunların arasında da halen uçmakta olan 12 THY 737 MAX'i var. Daha henüz yazılım değişiklikleri, tedbir vs de yok ortada. Bizim uçaklar da yerde.
THY konusundaki merakımı giderdikten sonra hangarlarda ya da ABD ve Avustralya çöllerinde yerde tutulan uçakların durumunu merak ettim.
Otomobilinizi hiç hareket etmeden garajda tutsanız, en azından paslanır. Sonradan çalıştırmak zorlaşır. Bir takım tedbirler gerekir.

İşte bu konuda yine her zamanki gibi en ayrıntılı haberleri ABD'de buldum. Forbes Dergisi bilgileri toparlamıştı. Gözden geçirelim:
737 MAX'lerin yerde kalma süreleri 6 ayı buldu, Bu durum 6 ay daha sürebilir.
Boeing teknik bölümü özellikle teknik koruma konusunda herkesi uyarıyor.

Aynı yerde uzun süre park edilen uçakların tekerlekleri iklime göre ya piste yapışıyor ya da donuyor. Bu nedenle tekerlek lastiklerinin altına kum ya da elyaf halılar seriliyor. Tekerlekler ve fren sistemleri kılıflarla kaplanıp korunuyor. Haftada bir motorlar çalıştırılıyor apronda kısa bir tur attırılıp hangara ya da eski park yerine döndürülüyor.
Boeing'in korumaya çalıştığı 200 uçaklık kendi stoku var. Teknisyenler sürekli çalışıyor. 3M'in 471 numaralı şeridi ile bütün aralıkları, delikleri, oyukları, boşlukları, havalandırmaları, sensörleri bantlıyor ve çok özel yağlarla yağlıyorlar.

Southwest Havayolları 'yatan' uçaklarına hangarlarda yer bulamadığı için California'nın Mojave Çölü'ndeki Victorville adlı küçük bir havaalanında korumaya çalışıyor.
Motorların içerisinde birikmiş olabilecek nemi havaya uçurmak için motorlar aralıklarla çalıştırılıyor. Motorların birçok yeri yağlanıyor. Elektronik teknisyenleri bilgisayarları haftada bir çalıştırıyor, diğer teknisyenler yardımcı güç kaynaklarının ve bataryaların çalışmasını sürekli kontrol ediyor.
Kuşlar bu muhteşem evleri çok beğenip yerleşmek istiyorlar. Kira kontratları(!) olmadığı için ev sahipleri tarafından nazikçe(!) çıkarılıyorlar.
Bazı havayolları hassas her türlü şeyi sonradan koymak için çıkarıp depoluyor. Ancak bu uçaklara yeniden uçuş emri verildiği an diğerleri uçacak ama bunların uçuşa hazırlık süresi haftalar alacak.

Bazı havayolları kendi teknisyenlerinin tabiriyle 'motor turşusu' kuruyorlar. Motorların yağları boşaltılıp, yağ ve pastan koruyucu bir madde içeren özel bir karışım ekleniyor. Hani hepimizin elektronik aletlerin orijinal kutularında gördüğümüz nem alıcı silika paketleri uçağın yüzlerce yerine yerleştiriliyor.
Uçakları beğenen sadece kuşlar değil. Büyük küçük hayvanlar, sürüngenler ve böcekler de geliyor. Bunlara karşı özel ilaçlı perdeler, filtreler yerleştiriliyor Koltuk minderleri hava almayacak şekilde kapanıyor, yer halıları ilaçlanıp üzerleri örtülüyor. Perdeler ilaçlanıyor.
Pas riski her hafta tarayıcılarla gözleniyor. İki haftada bir elektrik sistemleri 2 saat süre ile çalıştırılıyor. 30 gün içerisinde yerinden yarım tekerlek yürümemiş bir uçağın lastiklerinin bir daha işe yaramayacağı biliniyor.

Yakıt tankları bakteri ve mantara karşı tamamen boşaltılıyor yakıt filtreleri elden geçiriliyor.
30 günde bir, uçuşta irtifa değiştiren flaplere (kanatçıklara), kuyruk dümenine ve diğer kontrol gereçlerine 'egzersiz' yaptırılıyor.
Eğer uçakların yerde 'yattıkları' süre bir yılı bulursa tüm uçaklar yüksek takozlar üzerine alınacak ve yeniden uçuşları daha da zorlaşacak.
Büyük havayolları teknik müdürleri yatan 737 MAX filolarının uç emrinden sonra uçak başına 120'şer saatlik acil hazırlamaya gerek olduğunu ancak filoların tamamen güvenilir şekilde uçması için 30-60 güne ihtiyaç olduğunu söylüyorlar.
Uçakların yeniden uçması için uygulanacak iç ve dış temizlik ise çok uzun sürecek.
Yani kullanılmayanları naftalinlemek kolay ancak onları yeniden kullanılır hale getirmek zor iş.
Naftalinlenmiş yüzlerce uçak yatıyor ve korumak için büyük çaba sarf ediliyor.
Kanada havayolu Air Canada yaklaşan kar ve yağışlardan korumak için 24 uçağını daha ılıman havalimanlarına sevk etmiş.

***

Uçaklar da tüm makineler, robotlar ve tabii insanlar gibi yatmaya değil hareket etmeye donanımlı ve koşullu.
Bunları okuyup size aktardıktan sonra kendime bir not yazdım. Bilgisayarımın ekranına yapıştıracağım ki unutmayayım:

YATMA! HAREKET ET!.. ÇALIŞTIR KENDİNİ!..

Bir uçağın yatma maliyeti, uçma maliyetinden çok daha yüksek... Aynen sizin ve benim için olduğu gibi.
Yatma maliyetiniz hareket maliyetinizden çok daha yüksek ve riskli.
Bu riske girmeyelim. Bu bedeli ödemeyelim.
Tanrının bu muhteşem makinesini riske sokmayalım. Hastalıklar hareketsizlikle başlıyor...

YATMA! HAREKET ET!.. ÇALIŞTIR KENDİNİ!..