Müjdeler olsun ; Türkçemiz,  alfabemiz bir harf daha kazandı. Kanun ya KHK (de jure) çıkarmaya da gerek kalmadı "de facto" bir harfimiz daha oldu. Yeni Türk alfabesi nin harf sayısı "Q/q" harfinin keşfedilmesiyle 30'a yükselmiş oldu. Unutmadan "Exixiz'i"  yazmalıyım, galiba bundan sekiz on sene önce bir hemşehrimiz  Alsancak'taki işyerinin tabelasında böyle yazarak belki de kendince bir "X/x" harfinin noksanlığı gidermiş olabilirdi ama bence bu uygulama yerel kaldı. Öyle pek yaygınlaşmadı.
Bu kez, benim örneğim önce gazetelere sonra da TV'lerde yer aldı. Kayserili bir ev tekstili firmasının yeni markası: "DOQU."
Bilmem gözünüze çarptı mı?  Firma marka bulmakta oldukça becerikliymiş ki; hem bizlere yeni harf kazandırdı hem de bu harfle oluşturulmuş markasını toplumun hizmetine soktu.
Biraz malumatfuruşluk yapmama ne dersiniz? Bu,  Batı dillerindeki "Q/q" harfinin bizler için ayrı bir öyküsü vardır.  Harf devrimi çalışmalarının önemli isimlerinden biri olan Falih Rıfkı Atay'ın "Çankaya" adlı kitabından alıntılıyorum: " Bu arada bir (q-kü) harfi tehlikesi atlattık. Biz Türkçe kelimelerde (k)' nin ince seslilerde daima (ke), kalın seslilerde (ka) okunduğunu düşünerek (q-kü)'yü alfabeye almamıştık. Ben yeni yazı tasarılarını getirdiğim günün akşamı Kazım Paşa (Özalp) sofrada: - Ben adımı nasıl yazacağım? "kü" harfi lazım diye tutturdu.  
 Falih Rıfkı Atay'ın yazdığına göre Atatürk de o akşam bir harfin eklenmesinde bir sakınca görmediğini ifade etmiş olmakla beraber, ertesi gün ikna edilerek bu harf alfabeye alınmamıştır. Aslında bu alınmayışın ilginç ayrı bir öyküsü vardır. Meraklılar; adını andığım kitabın sayfalarında bu öyküyü kapsamlı olarak okuyabilirler.  
Peki, ya Batılılar?
Bizler dilimize sahip çıkmayıp umursamazlık gösteriyoruz. Peki Batı toplumunun kendi dillerindeki laubaliliklere bakış açısı nasıldır araştırıyor muyuz?
Bakınız; Fransızcada "e" harfi "ö" olarak okunur. Bu genel kuraldır. Ama bazı kelimeler vardır ki o kelimelerdeki "e" harfinin "e" olarak okunması istenebilir.  O harflerin "e" olarak okunmasını sağlamak için "é", "e" ve "ê" şeklinde bir uygulama bulunmuştur. Uygulama ile sonuçta, bu e'lerden hangisini kullanırsanız kullanın aynı sesi elde edersiniz. Ama hele bir yanlış kullanın ortalık birbirine girecektir
Ya bizim ülkemizde?
Dilin katledilmesi alanında bizde her şey serbest. Çoğunlukla da devletimizin kendisi sahiplenmiyor. Hangisini sıralayalım ki? İşte en sonuncusu: "İstanbul Kanalı" değil de "Kanal İstanbul." "Turk Stream" ise Karadeniz'e döşenen yeni doğalgaz boru hattının ismi (!)  Böylesini devlet yaparsa özel sektörümüz de markalardan tutun da firma isimlerine kadar istediklerine göre davranacaklar; sonuçta, her türlü saçmalıkları marifetmiş gibi halkımıza sunacaklardır.
Vah ki vah Türkçem (!)
Esenlikle kalınız...