Borç yapılanması Meclise sunuldu.
Haberlere göre ödeme Şubat 2021 de başlayıp 18 taksit olacak ve her iki ayda bir ödeme ile toplam 36 ay vade olacak.
Özellikle kobiler yaklaşık 8 aydır iş yapamıyor.
Zaten 2018 yılından bu yana ülkenin ekonomik koşulları kötü olduğu için işleri sıkıntılıydı.
Bu insanlar vergilerini beyan etmişler ama ödeyemiyorlar.
Pandeminin ne kadar süreceği belli değil ama en iyi şartlar oluşsa bile 1 yıldan önce bitmeyecek.
Dünya ekonomileri daralıyor ve ülkeler içe kapanıyor.
Kobiler bu süreçte geçmişten gelen ve biriken borçlarını çevirecekler, ayrıca fon yaratıp eski vergi borçlarını ödemeye çalışacaklar.
Bu piyasa koşullarında mümkün gözükmüyor.
Uzmanlar; ‘Vergi taksitlendirmenin başarılı olması için mutlaka en az 1 yıl ödemesiz dönem ve 72 ay vade olanağı sağlanmalıdır.
Daha erken ödemeyi teşvik için erken ödeyenler vergini aslından bir miktar indirim düşünülebilir.
Eğer bu şekilde bu borçlar ödenemez ve daha önce 3 defa çıkarılan bu yasanın tekrar çıkarılma zorunluluğu oluşur.’ diyorlar…

Ancak üretim ekonomisi ile…

İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin TBMM Plan ve Plan Bütçe komisyonundaki görüşmelerinde konuşan CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, bu düzenlemeyle çalışanlar bir yandan daha da yoksullaşırken ve açlığa mahkum edilirken, aynı zamanda gerçekte artan işsizliğin kağıt üzerinde düşürülmeye çalışıldığını söyledi. Sındır, ‘sürdürülebilir istihdam, ali cengiz oyunlarıyla değil, ancak üretim ekonomisi ile sağlanabilir’ dedi.

‘İşçiler hak kaybına uğruyor!’

İktidarın yaşanan ekonomik sıkıntılara pandemiyi mazeret olarak gösterdiğini ifade eden Sındır, “43 maddeden oluşan Kanun Teklifi; ‘Kovid-19 salgınının istihdam üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılması, salgın nedeniyle işçi ve işverenler üzerinde oluşan yükün sosyal devlet ilkesi gereğince paylaşılması ve giderilmesi, istihdamda devamlılığın sağlanabilmesi amacıyla destek tedbirleri düzenlenmek’ gerekçesiyle AKP iktidarı tarafından getirildi. Fakat gerçek asla böyle değil. Hükumet üretimi teşvik etmek ve buna yönelik düzenlemeler getirmek yerine, yaşanan ekonomik sıkıntıları bir şekilde pandemiye bağlayıp, salgını bir mazeret olarak öne süren böyle bir düzenlemeyi getiriyor. Bu düzenleme ile işsizlik oranını görünürde aşağı çekilirken, milyonlarca emekçinin kısmi çalışma ödeneği veya ücretsiz izin uygulamasıyla geçim koşullarını açlık sınırının çok altına çekiyorsunuz.
Bu teklifte bir asgari ücrete 2, hatta 3 kişinin çalıştırılması gibi bir anlayış egemen.
Dolayısıyla, çalışanı yoksulluk dahi değil, açlık sınırının altına çekip 1'den fazla kişiyi çalışıyormuş gibi ve alnının terinin hakkını da sanki alıyormuş gibi gösterip, işsizlik oranını düşük tutup, bunun üzerinden işverene prim, stopaj, damga vergisi adı altında destek veriyorsunuz.
Sürdürülebilir istihdam, ali cengiz oyunlarıyla değil, ancak üretim ekonomisi ile sağlanabilir.
Çalışanlara değil, işverene desteğin verildiği, işçilerin değil patronların korunduğu bir düzenleme ile karşı karşıyayız.
İşçilerin daha çok hak kaybına uğradığı, işverenlere ise daha çok teşvik, daha çok desteğin verildiği bir düzenleme ile karşı karşıyayız” dedi.

‘İşverene destek fonu oldu’

Komisyon görüşmelerinde ‘kimin parasını kime veriyorsunuz!’ diyerek AKP sıralarına yüklenen Sındır, “Buradaki verilen desteklerin kaynağı dahi bütçe dışı kaynak yani İşsizlik Sigorta Fonu.
Ben onu ‘işverene destek fonu’ olarak tanımlıyorum.
Dolayısıyla kimin parasını kime dağıtıyorsunuz?
Maddelere bakarsanız hepsi ‘Fondan karşılanacak’ Kimin parasını kime veriyorsunuz?
Ve böyle bir yetkiyi de kime veriyorsunuz?
Türkiye işçi sınıfına vurduğunuz darbelere göz yummayacağız.
Salgın günlerinde milyonlarca yurttaşımız yaşam savaşı verirken emekçilere, işçilere ait kaynakları işverenlere kafanıza göre dağıtmanızı nasıl olurda ‘sosyal devlet’ ilkesiyle açıklarsınız" dedi.

‘Hak, hukuk, adalet aramak nafile’

Düzenlemede hakkı, hukuku, adaleti aramanın nafile olduğunu söyleyen Sındır, “emekçinin, işçinin alın teri ve bunlar üzerinden hak ettiği karşılık bir kenara bırakılıyor, unutulmuş durumda, bunları hiç düşünen yok. Dilerdim ki bu Komisyona gelen tekliflerde, hele hele üretimin bu denli sıkıntılı olduğu böyle bir dönemde; üretimi teşvik eden, üretimde verimliliği destekleyen, verimlilik üzerinden ülkenin gelirini artırmayı hedefleyen, üretimde kaliteyi, yeni yatırım alanlarına yatırımcıları teşvik eden düzenlemeler gelsin. Ve kişiyi, insanı, emeği, hakkını bir rakam, bir sayı üzerinden değil, hak ettiği alın terinin karşılığı üzerinden yaratılan istihdam veya işsizliği önleme çabası kanun maddesi olsun” dedi.

DİP EKSPRES

Arka sokaklarda sevinenler

Bir Paket Mutluluk Yardım Derneği Ve İyilik İçin Uluslararası İnsani Yardım Derneği İş Birliği İle İzmir’in Konak İlçesinde Basmane, Kapılar Ve Yenişehir Mahallelerinde Zor Koşullarda Yaşam Mücadelesi Veren Ailelere Market Alışveriş Kartı, Çocuklara İse Oyuncak Dağıtımı Yapıldı.
Bir Paket Mutluluk Yardım Derneği Ve İyilik İçin Uluslararası İnsani Yardım Derneği İşbirliği İle İzmir’in Konak İlçesinde, Dar Gelirli Mülteci Ailelerin Çoğunlukla Yaşadıkları Basmane Ve Kapılar Mahallelerinde Ailelere 100 Lira Değerinde Market Alışveriş Kartı, Çocuklara İse Oyuncak Dağıtımı Gerçekleştirdi.
Yardım Programına Bir Paket Mutluluk Derneği Başkanı Kübra Dora Yıldız, İyilik İçin Uluslararası İnsani Yardım Derneği Başkanı Bünyamin Ertekin, Dernek Yönetim Kurulu Üyeleri Erkan Karagöz, Ahmet Patır Ve Dernek Gönüllüleri  Katıldı.
Başkan Bünyamin Ertekin, ‘Bugün Ülkelerinden Başta Savaş Olmak Üzere Çeşitli Nedenlerle Ayrılan Ancak Ülkemizde Zor Koşullarda Yaşam Mücadelesi Veren Kardeşlerimizin Yardım Çığlıklarına Kayıtsız Kalmamak Adına Buradayız.
İzmir'de Mültecilerin Çoğu, “İzmir'in Arka Sokakları’ Adı da verebileceğimiz, kiraların ucu’ olduğu ve sokaklarda Türkçe kadar Arapça'nın da duyulduğu İzmir'in görünen modern yüzüne oranla geri kalmış mahallelerde ikamet ediyorlar.
Bizler bugün olduğu gibi sorunlarını çözmelerinde kendilerine nasıl yardımcı olabileceğimize odaklanarak zaman zaman bu mahalleri ziyaret ediyoruz ve bağışlanan insani yardımları, daha en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan bu ailelere ulaştırmaya çalıyoruz" dedi.