Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) son araştırmasının sonuçlarını okuyunca Nâzım Hikmet'in 'Saman Sarısı' adlı şiirinde Abidin Dino'ya sorduğu soru geldi aklıma.
'...
Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
işin kolayına kaçmadan ama
gül yanaklı bebesini emziren
melek yüzlü anneciğin resmini değil
ne de ak örtüde elmaların
ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında
dolanan kırmızı balığınkini
sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?..'

Abidin Dino da şöyle cevap vermişti Nazım'a:
'...
Ve dolaşsaydık Türkiye'yi
Bir baştan bir başa.
Yattığımız yerler müze olmuş,
Sürgün şehirler cennet.

İşte o zaman Nâzım,
Yapardım mutluluğun resmini
Buna da ne tual yeterdi;
Ne boya...'

Abidin Dino bile yapamamış mutluluğun resmini, şiirle anlatmaya çalışmış. Peki ya mutsuzluğun resmi? İşte onun resmini yapmak çok kolay. Hatta resmini yapmaya bile gerek yok, bütün suratlar mutsuzluğun resmi şimdi, onları görmek için dönüp etrafımıza bakmamız yetiyor, yetecek. Sokakta gördüğümüzü Türkiye İstatistik Kurumu da yaptığı araştırma ile tescillemiş üstelik. TÜİK'in Yaşam Memnuniyeti Araştırması'na göre mutlu olduğunu söyleyenlerin oranı 2016 yılında yüzde 61,3 iken 2017 yılında bu oran yüzde 58'e kadar düştü. Yani giderek mutsuzlaşıyoruz. Kolay değil elbet mutsuzluk böylesine kuşatmışken etrafımızı, kapılmamak umutsuzluğun seline. Ama bir yolu bulunur 'işin kolayına kaçmadan' yaşamanın. Bir yolu bulunur her şeye rağmen mutlu olmanın. Önce kendinizden başlayın.