Yapılan araştırmalar Türkiye'de internet kullanım oranının yüzde 60'lara ulaştığı, 42 milyon kişinin ise sosyal medyaya mobilden bağlandığı belirlendi.
Düşünebiliyor musunuz; gün içinde bilgisayar başında ortalama 7 saat vakit geçirdiğimiz, sosyal medyaya ise günde en az 3 saat zaman ayırdığımız ortaya çıktı.
Dünyada 354 milyondan fazla kişinin internet kullandığı günümüzde 482 milyon aktif sosyal medya kullanıcısının bulunduğu belirlendi.

Ne yapmalıyız?

Birçok kişi görmezden geliyor ama Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı ve Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler'in de açıkladığı gibi, nedense şehri yönetenlerin gündeminde turizm yok!
Bunu kabul ediyorum ama İşler'in, "Bu şehrin belediye başkanı çıkmalı, 'Ben bu yıl şehre şu kadar turist getireceğim' demeli" tümlecini kabul etmiyorum.
Bunun garantisini devlet bile veremez.
Ama çalışmalar yapılır.
Çin bile Paris'te konu ile ilgili bir büro açtı.
Bizim de İzmir olarak, Moskova, Paris, Viyana, Londra, Atina, Roma, Berlin hatta Pekin, Seul'da mutlaka birer 'tanıtım büroları' açmalıyız.
EMİTT gibi sözde fuarlara paramızı kaptırmamalıyız.
Yani kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz.

Mucize gibi

Şimdi, sağlıklı beslenmede bilinçlenmeyi artırmak amacıyla, 'Mucizeler yaratan 10 besin'den söz edeyim.
Diyetisyenler; zencefil, zerdeçal, çörek otu, keten tohumu, bitki çayları (yeşil çay, beyaz çay, ekinezya çağı, hibiskus), cennet elması, pomelo, ananas, brokoli ve maydonozun özellikle kış aylarında bağışıklık sistemini güçlendirdiğini söylüyor.
Bu besinlerin tüketilme şekli ve sürelerine ilişkin bilgiler verenler, besinlerin vitamin ve mineral değerlerini kaybetmemeleri için tüketime hazır hale getirirken dikkat etmeleri gerekenleri de açıklıyor.
Baharatların karıştırılarak tüketilmesinin faydaları da biliniyor.
Unutmamak lazım; meyve ve sebzeleri mevsiminde tüketmeliyiz.
Ekinezyanın bitki çayları içinde bağışıklığı en fazla güçlendiren çay olduğunu ifade edenler de var.
Doğru bilinen yanlışlara ilişkin şunları söyleyebiliriz:
Bitki çaylarının tamamında bağışıklık sistemini güçlendiren çok değerli yağ asitleri var.
Çayları kaynatarak hazırladığımızda içindeki yağ asitlerini de yakmış oluruz.
Bu nedenle kaynatılmadan, ılıktan biraz daha sıcak olarak tüketilmesi çok önemli.
Bununla birlikte bitki çaylarını ağzını kapatarak demlemeliyiz, aksi durumda bu yağların uçması söz konusu.
Sıkça yaptığımız hatalardan biri de bitki çaylarına limon koymak.
Çaya sıcakken koyduğumuz limon uçucu yağ asitlerini baskılar ve etkisini yok eder.
Çay soğuduktan sonra limon kullanabilirsiniz.
Adaçayına sıcakken bal koyulmaz, balın ısıyla temas etmemesi gerekir. Ihlamuru ılıkken balla tüketebilir, karışım çaylar yapıp içine elma kabuğu, tarçın, karanfil, karabiber tohumu atabilirsiniz.

Önemli nokta

Meyvelerin kabukları ile yenmesi çok önemli.
Ancak modern yaşamın beraberinde getirdiği zaman sorunu nedeniyle meyve yiyemiyorsak mutlaka meyve suyu tüketmeliyiz.
Burada bilmemiz gereken en önemli şey; evde kullanılan katı meyve sıkacaklarından elde edilen meyve sularının neredeyse hiçbir yararı yok. Bu aletlerde meyveye bıçak değdiğinden içindeki vitamin ve mineraller yüzde 90 oranında kayba uğruyor.
Meyvenin suyunu içmek istiyorsak mutlaka soğuk sıkım yöntemiyle elde edilmiş meyve sebze sularını tercih etmeliyiz.
Cold Pressed dediğimiz bu yöntemde vitamin ve mineraller % 90 oranında korunuyor.
Sebzelerde mutlaka buharda pişirme tercih edilmeli. Suda haşlandığında sebzelerin içeriğindeki tüm yararlı maddeler suda kalıyor ve bu suyu döküyoruz.
Bu nedenle buharda haşlama-pişirme alışkanlığını kazanmamız gerekiyor.


GÜNÜN HABERİ

'Cebimdeki Yabancı!


Güçlü kadrosu ve yapımıyla merakla beklenen Cebimdeki Yabancı, 2 Şubat'ta sinemaseverlerle buluşacak.
Filmin yönetmeni ve başrol oyuncuları 3 Şubat'ta Optimum'da İzmirlilerle bir araya gelecek.
Başrollerinde Belçim Bilgin, Buğra Gülsoy, Çağlar Çorumlu, Leyla Lydia Tuğutlu, Serkan Altunorak, Şebnem Bozoklu ve Şükrü Özyıldız gibi yıldız oyuncuları buluşturan filmde, yedi yakın arkadaş oynadıkları oyunla birbirlerinin o güne kadar hiç bilmedikleri gerçekleri ile yüzleşecek. Filmin sıradışı senaryosu ise Murat Dişli'den.