Kime inanacağımızı da şaşırdık.
Önce şu habere bakalım:
‘Aliağalılar evde kal çağrısına uydu!’
Pazar günü tamam da, hafta içi için bu söylenebilir mi?
Bir de bizim ünlü şovmenimiz ‘Mikrop Hikmet’e kulak verelim;
Hikmet Dursun’un izlenimleri şöyle:
‘Türkiye'nin gururuydu İzmir.
Ev'den çıkmayan sosyal mesafeye uyan.
Şimdi canlı canlı izledim.
Konak Meydanı ve Kemeraltı giriş tarafında insanların olduğunu görüyorum.
Şaka gibi.
İnanın kadın eşiyle almış çocuklarını bir o yana bir bu yana koşturuyor. Ve bunun gibi çoluklu çocuklu insanlar var.
Ve meydan kalabalık!
Mesafeyi korumadan sohbet edenler.
Gezenler
Her yaşta insanlar var.

Sanki bir sıkılan sizsiniz

Muhabir canlı canlı diğer kentlerin meydanını gösteriyor genelde... Uyanların ve meydanların boş olduğunu görüyorum. Ama Konak meydanı dolu.
‘Belki işe gidenler olabilir!’ dedim.
Lakin öyle değil, bariz gezmeye gelmişler..
İşi olmadığı halde dışarıda gezenlere sesleniyorum:
‘Biraz sorumlu davranarak sürecin bitmesine katkı ve destek vermemiz lazım..
Lütfen İzmir EVDE KAL...’

Sazlı sözlü

Şimdi geleyim, Roman Milletvekili Purçu’dan sazlı sözlü corona uyarısına. Roman mahallelerinde yüzlerce güvencesize erzak dağıtan Roman Milletvekili Özcan Purçu koronavirüsü için ciddi uyarılarda bulundu. Roman müzisyenlerin özel bestesi korona ile sosyal mesafeyi koruyarak oluşan kasvetli havayı dağıtmak istediklerini belirten Milletvekili Purçu, milyonlarca güvencesiz Roman ailenin salgın dönemindeki mağduriyetinin katlandığını söyledi.
Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Roman CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu güvencesizlerin mahallelerinde aldı soluğu. Siyaset yaptığı ekip arkadaşları ve İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleriyle birlikte gıda dağıtımı yaparak güvencesizlere güvence oldu.
Mahalle Muhtarları ve STK temsilcilerinin yönlendirmelerini de dikkate alan Purçu, dağıtım sırasında sosyal mesafenin korunarak eldiven ve maske takılması istedi. Gıda paketinde, Çay, Zeytinyağ, Zeytin, Kuru fasulye, Bulgur, Nohut, Pirinç, Tozşeker, Kuru üzüm, Bal, Beyaz peynir, Kaşar peyniri, Tulum peyniri yer aldı.
Belediyelerimiz de bu konuda hassas davranıyor.
Tabii ki kulağımız gözümüz bugün telekonferans ile yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında idi.
Saat 21.00’e doğru Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ulusa seslendi.
Hastanelerimizi anlattı.
İtalya ve İspanya’ya yapacağımız yardımı belirtti.
Ve işadamları ile hayırseverlere seslenerek, ellerini ceplerine atmalarını istedi.
Kendisi başta olmak üzere tüm bakanların maaşlarını bağışladıkları gibi bunun dışında önemli maddi katkı vereceklerini belirterek, aynı fedakarlığı milletvekillerinden istedi.
Bunun gelişmelerini görüyoruz
Benzer kampanyayı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da başlatmıştı.

HAFTANIN HABERİ

Yok sayılanlar

 Biliyoruz; salgının yayılmasını önlemek için evinde kal çağrıları ve getirilen önlemler ile birçok iş kolu üretim faaliyetlerini durdurdu. İnsanlara ‘sokağa çıkmayın’ denildi;  ülkenin yoksul kesimi ve günlük işlerden geçimini sağlayanlar için hiçbir tedbir alınmadı; bu insanların ihtiyaçlarını karşılayalım denmedi.  
Valilikler ve kaymakamlıklar ile yaptığımız görüşmelerden aldığımız bilgiler doğrultusunda, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları aracılığı ile ihtiyaç sahiplerine yapılacak yardımlar Mart sonu yapılacaktı. Henüz bu yardımlar yapılmadı.
Yapıldığında yeterli olacak mı?
Peki ya sonrası.
Belli değil.
Sokak ekonomisinden geçinen seyyar çiçekçi, kağıt toplayıcı, hurdacı ve işportacılık yapanlar, sosyal güvencesi olmadan çalışanlar, müzisyenler,  sepetçilik ve mevsimlik işçilik yapanlar, gündelikçi çalışanlar, bu süreçte kapatılan veya hiç açılmayacak işyerlerinden çıkan atıkları toplayarak geçimlerini sağlayanlar, sabit çiçek satanlar, büfecilik yapanlar, sebze-meyve satanlar, ikinci el eski eşyaları pazarlayanlar, ayakkabı boyacıları ve daha birçok sayabileceğimiz günlük işlerde çalışan gruplar işsiz kaldılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı çağrıdan sonra herhalde bu yardımlar yoksullara çare olacaktır.
Çünkü;
Geçimlerini günlük kazançları ile sağladıkları için birikim yapmaları mümkün olmayan bu grupların içinde, mekânlar kapalı olduğu için müzisyenler başta olmak üzere tüm günlük çalışanlar artık para kazanamıyorlar. Yeterli gıdaya ulaşamıyorlar, ısınamıyorlar, beslenemiyorlar, elektrik, doğalgaz, telefon faturalarını ödeyemiyorlar. Gelecek için bir yol haritaları ise hiç yok. Bunların, istihdam, sağlık, eğitim ve barınma sorunu dün de bugün de aynı.