Neslican Tay!

Bir güzel insanı daha kaybettik. Bir güzel insan daha güzellikler bırakarak ayrıldı aramızdan. Gülüşü, aşıladığı umut kaldı.
Olmayan bacağının engeline, durmadan onu yakalayan kanser illetine meydan okudu. Herhangi bir insan, onun yaşadıklarının bir kısmını bile yaşasa çoktan el ayak çekerdi hayattan. O ise bize gülüşünü armağan etti. Binlerce insana umut oldu. Binlerce insana hayat enerjisi sundu heybesinden.
Güzelliği, iyiliği görenler güzelliği yaymasını da bilirler. Kötülük görmek isteyenin kalp gözü iyiliğe kapalı maalesef. Bu güzellik yayan kızın arkasından da "Neslican Tay ölmüş. Herkes cennete kavuştu diyor. Orasını allah bilir. Yalnız bu çıplaklıkla biraz zor..." deyiverdi biri.  

Münevver Karabulut!

Gencecik kızdı. Yaşasaydı yirmi sekiz yaşında olacaktı. Cansız bedeni, başı vücudundan ayrılmış bir şekilde çöp konteynırında bulundu. Binlerce insan, kadına şiddet konusunda ayağa kalktı. Münevver'in masumiyeti vicdanı olan herkesi etkiledi. Toplumun vicdanı adalet çığlıkları attı. Eski bir vali "Kızlarına sahip çıksalarmış" diyerek işin içinden çıkmaya çalıştı. Kimilerinin gözleri kör, kulakları sağır!

Berkin Elvan!

Gezi olayları sırasında, polisin bile isteye kafasına nişan aldığı biber gazı kapsülü yüzünden on dört yaşında yoğun bakıma alındı. Çocuk bedeni bir sene dayanabildi. On beşinde defnedilecek olan bedenini milyonlar uğurladı. Cenazesi öyle kalabalıktı ki izin verilse, on beş kilo olan tabutu camiden mezarlığa elden ele gidebilecekti. Uğruna şarkılar yazıldı. Masum kara gözlerini gören herkes dünyanın her yerinden üzüntü mesajlarını ilettiler. İnsanlara umut oldu. Dönemin başbakanı ise Berkin'in acılı annesini miting alanında yuhalattı.
Berkin'in öldüğü gün çocuğumun olacağı haberini almıştım. Eşim büyük kızıma hamileydi.
Kızım beş yaşında olmak üzere. Son zamanlarda dedektifçilik diye bir oyun yarattı. Elinde büyüteci ile gizemli vakaları çözmek için uğraşıyor. Bazen birlikte arıyoruz ipuçlarını. Bazen bir ayak izinden hırsızlık vakasını, bazen bir ısırıktan muzun kimin yediğini tespit etmeye çalışıyoruz.
İnsanları ikiye ayırıyor. İyi insanlar ve kötü insanlar.
Ona, ısrarla "kötü insan" diye bir şeyin olmadığını. Tüm insanların iyi olduğunu fakat bazen kötü şeyler yapabileceklerini anlatmaya çalışıyorum. "Kötü insan yoktur!" "Kötülük yapan insan vardır!"
Yıllar, Berkin'in ölümünden sonra nasıl hızla geçtiyse, öyle geçmeye devam edecek. Kızım büyüdüğünde, aklı dünyayı algılamaya başladığında, insanları tanıdığında bana hesap soracak diye korkuyorum. İki üç örnekle bile kötü insanların olduğuna ikna olabiliyorken, kızıma daha ne kadar yalan söyleyebilirim?
Peki siz, beyler bayanlar, vicdanını yitirenler! Ne zaman bu kadar kötü olmaya karar verdiniz?
Dilerim ki bir çocuğun masum gözünden sizlere de iyilik bulaşır ve iyilik aşılarsınız.