İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin, Avrupa Birliği hibe destek programı kapsamında kurduğu İGC Basın Akademisi, 13 Mayıs'ta eğitim vermeye başlayacak. Cemiyet, bu projeyle öncelikle çalışma imkânı bulamayanlar olmak üzere tüm gazetecileri daha nitelikli hâle getirmeyi hedefliyor. Akademi'de Sosyal Medya Uygulamaları ve Yönetimi Eğitimi, Sayfa Tasarımı ve Grafik Eğitimi, Görsel ve İşitsel Medyada Yeni Teknolojiler ve Kullanımı ve Mesleki İngilizce Eğitimi verilecek. Mesleki İngilizce Eğitimi için ben de başvuru yapacağım.

Cemiyet'in projesi takdiri hak ediyor. Akademi'ye katılacak gazetecilerin kendilerine bir şeyler katacakları kesin. Peki, gazeteciler kendilerine kattıkları bu yeni nitelikleri nerede kullanacaklar?

Fakültede aldığı eğitimin üzerine, eğer iş bulabildiyse, çalıştığı basın kuruluşunda edindiği tecrübeleri de koyan bir gazetecinin daha nitelikli hâle gelmesi, İzmir basınının katma değerini artıracak mı? Sanmıyorum. Çünkü ne yazık ki, İzmir basınında nitelik pek önemsenmiyor. "Daha iyi gazeteci" olmak, daha fazla iş teklifi almak ya da daha fazla para kazanabilmek anlamına gelmiyor. Yaşı, deneyimi ve "en önemlisi" çevresi sayesinde belli pozisyonlara lâyık görülen gazeteciler, canları istemeyinceye kadar, kendilerini geliştirmemelerine, çağın koşularına ayak uydurmak için çaba sarf etmemelerine, anlayışlarını değiştirmek için en ufak bir adım atmamalarına rağmen koltuklarını muhafaza etmeyi başarıyorlar. Bu da, genç gazetecilerin kendini gösterememesine, "daha iyi" tanımının da bir şey ifade etmemesine yol açıyor.

Daha net bir örnekle izah etmek gerekirse; sosyal medyanın ne olduğunu, bir basın kuruluşuna neler kazandırabileceğini idrak edeli daha 1 yıl olmuş bir "son derece deneyimli" gazeteci, eline aldığı öz geçmişte iş arayanın mesleki İngilizce bildiğini okusa ne olur, okumasa ne olur? Çalıştırmak zorunda kaldığı için kadrosunu dolduran gazetelerde, biraz da olsa daha fazla şey bilmek gazeteciyi meslek hayatında nereye taşır?

Kendimden ve çevremden biliyorum, İzmir'den gidenler yeniden buraya dönmek için yanıp tutuşuyor. İş imkânlarının yetersizliği yüzünden bu şansı çok küçük bir kesim elde edebiliyor. Alınacak eğitimlerle işini hakkını vererek yapabilecek gazeteciler de, istemeseler de kariyerlerini İstanbul'da sürdürmeye mahkûm olacak.

Cemiyet'in hamlesi çok kıymetli. Ancak, İzmir basınını yeniden ayağa kaldırmak için elini taşın altına koyması gereken tüm bileşenler katkı vermedikçe "kişisel gelişimden" öteye gitmesi zor.