Ya rabbim, hafta sonu gelsin istemiyorum. Sanki günlük telaşlar, koşuntular, meşguliyet azalınca; tüm dikkatimi kulağımı haberlerden alamıyorum. Biraz önce son dakika, "Nusaybin'de operasyon sırasında patlama 6 şehit. Binada teröristlerin tuzakladığı patlayıcı infilak etti; biri özel harekat polisi 5 asker şehit oldu 4 asker de yaralı". Hüzün, üzüntü... Artık bu kelimeler, duygularımı ifade edemiyor. Mental isyanlardayım. Çünkü ne aklım ne de kalbim dayanmıyor. Dayanamıyorum. Hele düşündükçe 2000 yılında nerede ise durma aşamasında olan terör, nasıl oluyor da sinsi sinsi yükseliyor ve son 5 yıldır tanımlanamayan bir savaşa dönüşüyor. Yapılan hiçbir açıklama bu konuda beni inandıramıyor. Çünkü çok uzun zamandır bu ülkede yaşıyor, vatanımı çok seviyorum. Düşünüyorum ve düşündüğüm için düşüncelerimi ifade ettiğimde de korkuyorum. Ama korkunun ecele faydası yok. Vatanını düşünen, vatanı, cumhuriyeti için savaşan canını veren on binlerle insanımız da korkmuyorlar mıydı? Doğuda karakollarda nöbet tutan, sınırda savaşan Mehmetçikler, emniyet mensupları, polislerimiz, jandarmalarımız.

***

İstanbul, Ankara'da sadece normal hayatını yaşamaya çalışan, evlerine giden otobüste, dolmuşta meydanlarda sokakta yürüyen insanlarımız; korkmaya bile vakit bulamayan teröre kurban verdiğimiz onca insan. Ve şu an yine dün oldu. Nusaybin'de görevli kolluk kuvvetleri görevlerini kahramanca yaparken yüreklerinde ölüm korkusu yok muydu? Şu an Türkiye'nin her yerinde sokağa çıkan her insan korkuyor. Korku çok doğal ve insani. Ama korkunun ecele faydası yok. Yüzleşelim; yarın, öbür gün kimler kurban? Büyük şehirlerde, bunun adı kader. Ama doğuda uzun yıllar görülmeyen kilometrelerle yollarda, şehirlerde, kasabalarda dehlizler kazan, patlayıcılar yerleştiren teröristlerin eserlerini temizlemeye çalışan görevliler bilerek her an ölümle burun buruna olduklarını bizim gibi sevdikleri vatanları için canlarını veriyorlar. Ama ne bayraklar yarıya iniyor ne de medyada matem. Zaplıyorum, kanalları eğlence programları arsızca ve durmadan hoplayan, zıplayan insanlara eşlik eden bir reklam cıngılı. "Mutluluk orada, mutluluk burada, mutluluk her yerde". Bu neyin mutluluğu? Mutluluk nerede?