Sinema tarihinin en ilginç ve en sevilen filmleri hangisidir diye sorulsa sanırım "CASABLANCA" filmi; sıralamada ilk on içindeki yerini alacaktır. Meraklıları bilirler; başta Humprey Bogart ve Ingrid Bergman olmak üzere zengin oyuncu kadrosunun Michael Curtiz yönetimindeki başarıları unutulacak gibi değildir.
Söz konusu filmden akılda kalan bir replik de çok konuşulmuş/konuşulmaktadır. "Play it again Sam" romantik sahnelerin unutulmazları arasındaki yerini her zaman korumuştur. Aynı filmden akılda kalan bir başka replik daha vardır.
Hani; şu havaalanında Lizbon uçağının kalkışından önce Humprey Bogart'ın Alman işgal kuvvetleri  komutanını öldürmesi sonrasında; olayı, sahiplenen Fransız polis Şefi Yzb. Renauld'nun yardımcılarına seslenip suçlu için Bogart (Rick) değil de "Usual Suspects-Olağan Şüpheliler" tanımı yok mudur. İşte o replik de unutulmazlar arasına girmiş bulunmaktadır.

***

Peki bizde yani bizim geçmiş tarihimizde de "Olağan Şüpheliler" uygulaması yok mudur?  Şöyle geçmişimize doğru ufacık bir gezinti yapalım mı?
1945 yılında yaşanmış Tan Gazetesi'nin yıkılıp yağmalanması olayı vardır. O günlerdeki sağcı gruplar; üniversite gençlerini tahrik edip İstanbul'da Zekeriya Sertel'in sahibi olduğu "Tan Gazetesi ve Matbaası"na saldırıda bulundururlar. Zekeriya Sertel ve eşi sol düşünceye sahip gazetecidirler. O yılların ortamı da suçlamalar için son derece uygundur. Sovyetler Birliği'nin ülkemize tehdidi söz konusu edilmektedir. O halde Tan Gazetesi susturulmalıdır(!)
Buraya kadar her şey normal sayılabilir. Oysa öyle olmamıştır. Olayların ardından başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerdeki tescilli komünistler(!) sorgusuz sualsiz toplanarak emniyete götürülmüşler, Sertel'lerle birlikte mahkemeye verilmişler, içlerinden bir bölümü mahkûm olmuşlardır. İlginçtir, Saldıranlara ise herhangi bir işlem yapılmamıştır.
Buna benzer diğer bir "Olağan Şüpheliler" uygulaması da 1955 yılında İstanbul'daki 6-7 Eylül olaylarında yaşanmıştır. Olaylarla hiç ilgileri olmadığı halde özellikle İstanbul'da ne kadar komünistlikle tanımlanan kişiler varsa hepsi toparlanıp olayların suçlusu olarak gösterilmiştir.

***

Elbette yaşananlar bu anlattıklarımla sınırlı kalmamıştır. Günümüze gelinceye dek asıl suçluları bulunamayan her olayda "Olağan Şüpheliler" hep gündemdedirler. Nedense bunlar, bu kişiler eylemlerini planladıkları ya da eylemlerini yaptıkları zaman yakalanmazlar da olaylar yaşandıktan sonra isimleri hemen de gündeme geliverir.
Ülkemiz; son altı-yedi ayda çok ciddi terör olayları ile sarsıldı. Sarsıntılar bitmiş de sayılmaz. Ne kadar ilgi çekicidir. Ankara'da Merasim Sokak'taki eylemden belki de  bir saat sonra faillerin isimleri ve neredeyse tüm özellikleri resmi kurumlarca açıklanmıştır. Varsın yanlış olsun; "Olağan Şüpheli" ya. Allahtan Güven Park olayında aynı hataya düşülmedi. Olayı gerçekleştirenlerin isimleri daha kesin bir şekilde açıklandı. Gene de bana göre; olaylardan sonraki açıklamaları doğru adım olarak değerlendirmek olası değildir. Nasıl olsun ki? Hep aynı klişe sözler; işte yetkililerce söylenip  bir gazetemizden aldığım alt başlık. "İstiklal Caddesi'ni kana bulayan canlı bombanın Mehmet Öztürk olduğu kesinleşti. Terörist Öztürk; Diyarbakır, Suruç, Ankara Garı gibi Gaziantep'teki aynı IŞİD hücresiyle bağlantılı ve onlar gibi bir süre Suriye'de kalıp döndü"
Breh, breh, breh; Ne istihbarat ama(!) Hayran olmamak olası değil. Ancak ne hikmettir? Bütün bu bilgiler olaylardan önce değerlendirilip suç önlenemiyor.
O zaman bizim aklımıza "Olağan Şüpheliler" tanımı gelmez mi? Ne dersiniz? Üstelik başka "OLAĞAN ŞÜPHELİLER" de olabilir mi?
Esenlikle kalınız...

TÜRKÇE İÇİN ÖZEL NOT
Sandoviç, Sanduviç, Sandaviç Vb. değil Sandviç (TDK Türkçe Sözlük Sh. 20027)