“ Annelik demek, emek demek, sevgi demek. Dokuz ay karnında taşıdığın yetmezmiş gibi, bir ömür boyu kalbinde, zihninde taşımak demek. Hem en mutlu gününde, hem en zor gününde, elinden tutmak demek… Tüm annelerin bu özel günü kutlu olsun ailemizin anneleri İnci, Arzu, Burcu”. Bu satırları oğlum yazmış, sosyal medyada yayınlamış, En kalbi teşekkürlerimizle. Anneler günü için hazırladığım yazıma değerli bir girizgah oldu.

*

Devamı, araştırmacı yazar İlknur Kalıpçı’nın “Anneler gününün düşündürdükleri” yazısından. Ülkesinin Atatürk’ü, kendisini Mustafa’sı olan, yabancı basının “Atatürk yalnız kahraman ulusunun bir şefi olarak kalmamıştır. O ayni zamanda bütün insanlığın en büyük evladıdır” başlığını attırarak tüm insanlığın bağrına bastığı bir evladın annesi, Türkiye Cumhuriyetinin doğumunu gerçekleştiren bir kahramanı doğuran kadın. Oğlu Şam’da, oğlu Çanakkale’de, oğlu Sakarya’da savaşırken kendisini oğlunun hasreti, endişesi, merakıyla savaşan, ama ona olan inancını ve dualarını hiç eksik etmeyen, tüm çektiği acıları ve sıkıntıları ülkenin kurtuluşu ile unutan bir ANNE. On yedi sene cepheden cepheye koşan Mustafa’sıyla hiç görüşemeden geçen üç yılın sonunda Adapazarı’nda etrafındakilerin gözlerini yaşartan o duygusal buluşma… Cephedeki evladına “Çok çalışmamız ve memleketi düşünmemiz lazım oğlum, yaptığın işi bitirmeden dönme” mektubuyla her zaman yakınında olduğunu hissettiren, cesaret aşılayan bir ANNE. Kurtuluş savaşı sırasında cepheye cephane götürürken, birden sancılanıp, oracıkta oğlunu doğuran anneye ”Seni derhal cephe gerisine göndermemiz lazım” dediğinde, yeni doğum yapmış annemizin “Komutanım, şu an sözlerinizden duyduğum acı, doğum sancısından daha şiddetli, geri gidemem ileri gidip bu cepheyi erime ulaştırmalıyım ki bu bebeğimizin bu topraklarda yaşama şansı olabilsin”. Ya da 8 aylık kızıyla cephane taşırken şehit olan, kızına son kez sarılırken “sen bu topraklarda doğacak binlerce, milyonlarca çocuk için şehit oldun, benim içinde, senin içinde şereftir” diyen Ayşe Tayyibe…

*

Sevgili okuyucularım, İzmir Ata’mızın en değerlisini emanet ettiği, ayrıcalıklı bir şehir.Ebedi istiratgahı koynumuzda, Karşıyaka’da. Bildim bileli her anneler gününde İzmirlilerin ilk ziyaret ettiği “anne” mekanı. Protokolü, STK’ları, yaşlı genç İzmirlisi ile Anma merasimi, güne özel programları içinde. Aylardır tüm dünya ve ülkemizin üzerine çöken korona salgını nedeniyle evlere kapandık. Bu şer’in getirdiği bir hayır bizleri hızla teknolojinin içine itmek oldu. Biz evlerde sanal konferanslarla hepimiz, birlikteliklerimize, toplantılarımıza devam. Temsilcilerimizle hep birlikte oradayız. Bu anneler gününde de öyle oldu. İzmir STK’larının temsil edildiği iki büyük platformdan biri “Tülay Aktaş Güçbirliği” son dört yıldır Karşıyaka belediyesi işbirliği ile yürüttüğü “Zübeyde anaya mektuplar” ödüllü kompozisyon yarışmasının ilk ona giren çocuklarımızın mektuplarının bir kitap haline getirilerek bu yıl anneler gününde annelere hediye edilmesi projesini Milli Eğitim müdürümüzün okul destekleri, Mavişehir yönetim kurulunun basımını üstlenmesi, ve Karşıyaka belediyesinin organizasyonu desteklemesi ile gerçekleştirildi. Bu başarı Tülay Aktaş Güçbirliği sözcüsü ve ekibinin inanılmaz emek ve azimleri ile tüm katılımcı STK’ların gururu oldu. Sözcümüş sevgili Fatoş Dayıoğlu şahsında tüm ekibine sonsuz teşekkürler. Sıkıntılı günlerimizin mutluluğu oldu.

*

On Mayıs anneler günü bir diğer mutluluğumuz da “İzmir Kadın kuruluşları birliği (İKKB)” anneler günü özel toplantısıydı “Bana anneni anlat”.  İKKB de örgütlü 48 kadın derneğinin başkan ve temsilcilerinin annelerini anarak paylaştıkları günü, beraber hüzünlenip beraber güldükleri bu özel gün ve toplantının onur duyduğumuz iki konuğu vardı. Mevhibe-İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker ve onun kızı (22-24-25-26. Dönem MV) Gülsüm Bilgehan. Ankara pembe köşkten yayına katılan konuklarımız tarihi mekanda bizleri Mevhibe İnönü ile buluşturdu.  İnönü çiftinin kızı ve torunu, “Atatürk ve silah arkadaşlarının bize verdikleri hakları bugün de tekrar hatırlamamız gerekiyor. Evlatlarımızın velayet ve vesayet hakları, yani anne olma hakkını medeni kanun ile elde ettik. Aslında anneliğimizi bu ileri görüşe borçluyuz” dediler . Atatürk’ün ve sevgili annesi Zübeyde hanımı tekrar sevgi ve şükranla andık. IKKB başkanı sevgili Huriye Serter nezdinde ekibini, bu özel günümüzü taçlandıran hepsini, hepimizi kutluyorum, teşekkür ediyorum. “Olmasaydınız, olmazdık ANNE”…