Hep mahalle aralarındaki özel spor salonlarının nasıl faaliyet gösterdiğini, o ufacık alanlara, camlarında asılan reklamlara, minicik çocukların, gençlerin spor sevdalılarının kayıt edilişine hangi şartlarda ve nasıl izin verildiğini merak etmişimdir.
Çünkü biliyorum ki Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün özel beden eğitimi ve spor tesisleri yönetmeliği hayli katı kuralları içeriyor. Ama gelin görün ki, şartlar açık olmasına rağmen "merdiven altı" denilecek birçok spor salonu faaliyet gösteriyor.

Haksız rekabet ortamı

Doğal olarak, şartları yerine getirenler ile getirmeyip faaliyetine devam edenler arasında haksız rekabet oluşuyor. Buna dikkat ediliyor mu; bana göre hayır.
Bizlerde, "Bir yolunu bulma" diye bir kural var. Yerin mi müsait değil, saat 17.00'den sonra açarsın, mesai bitmiş olur. Açtığın salonun büyüklüğü mü yeterli değil. Araştır, Herkes İçin Spor Federasyonu 100 metrekareye izin veriyor. Başvur. Aslında 250 metrekareden aşağı salonlara izin yok.
Kulüplerin logolarını yapıştır camına, herkes seni o kulübün şubesi sansın. Kimse çıkıp da, "Ver bakayım şube anlaşmanı" demesin.
Antrenör çalıştırıyorsun, lisansları mı yok. Açarsın başkasının üzerine, kimse de sormaz,
"Asıl antrenör nerede?" diye. Senin yetkisiz olduğunu, spor yaptırmak için özel şartlar gerektiğini sorgulayacak kimse de olmadı mı, açtın salonu gittin. Şu an inanıyorum ki; gerekli incelemeler yapılsa, ama tam yapılsa İzmir'deki spor salonlarının yarısı diskalifiye olur. Gerekli şartları sonuna kadar getirenler elbette var, haklarını yemeyelim. Spor yapılan tesisin onaydan geçtiğini anlamak için belgelerini görmek, istemek gerekiyor.

Sporcu disiplini ile yaşamak

Geçtiğimiz günlerde İzmir'in Menderes ilçesinde spor salonu işleten karı koca Servet-Hilal Okay çifti ile tanıştım. Servet bey; eski bir futbolcu, beden eğitimi ve spor öğretmeni. Eşi Hilal hanım da eski bir judocu. 48 kiloda 12 yıl mücadele etmiş. Madalyalar, birçok spor tecrübesi ve anılar biriktirmiş.
Sport Life Spor adını verdikleri salonu gezerken, bir yandan da haksız rekabetin nasıl işlediğine şahit oldum. Kendi çaplarında harika bir tesis kurmuşlar. Sporcu disiplini ile yetişmiş çift, insanların doğru düzgün kurallara uygun spor yapmaları için ne gerekiyorsa yerine getirmiş.
Yanlarında çalıştırdıkları kişilerin Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile antrenörlük sözleşmesi olmasına dikkat etmiş.
Özel beden eğitimi ve spor tesisleri yönetmeliğine uygun olarak salon dizayn edilmiş. İçerisi cıvıl cıvıl. Öyle kişisel çalışma antrenörlük hizmeti ücreti diye bir şey yok. Spor yapmaya gelenler için bile ortam kuralları oluşturulmuş. 4-5 yaşından 70 yaşına kadar herkes refah içinde spor yapmanın huzurunu yaşıyor.

Sorgulamak lazım

Bu salonların gerçek anlamda yeterlilik belgesi olup olmadığını aslında spor yapmak isteyenlerin sorgulaması gerekiyor. Profesyonelliği ve ortamı spora gidenlerin tetkik etmesi gerekiyor. Spor yapanlar ne kadar bilinçli olursa, şartlar da o kadar gerekli hale gelir. Alsında spor salonlarına gidenler de sosyal bir görev üstleniyor. Sorgulamadıkça, şartlar da aleyhlerine işliyor.
Yani; şartlar açık.
Yönetmelik ortada. Kontroller düzgün yapılacak. Uygun olmayan salonların açılmasına izin verilmeyecek. Yetkililer, kontrol yapıldığını ve kesinlikle izin vermediklerini söyleyecekler. Biz inanıyoruz, inanmak zorundayız. Ama gözlerimizle gördüklerimiz var. O zaman şöyle diyerek bitirelim. Denetleyin, denetleyin, denetleyin.
Merdiven altında, çeşitli hilelerle uygun gösterilmeye çalışılan salonlara izin vermeyin.
Halkın spor yapma isteğini kırmayın. Bizleri de sorgulamak zorunda bırakmayın.