Karga yavrusuna bakmış, "Benim ak pak evladım" demiş,
Karganın kapkara yavrusuna "ak pak" demesinden dolayıdır ki, "kuzguna yavrusu anka görünür" özdeyişi literatürümüze girmeye hak kazanmıştır.
Her ne kadar kargadan yola çıkmış olsa da "yavru" sevgisi, günümüzün genç anne ve babalarında, geçmişe oranla oldukça yükseklere çıktı.
Yanlış anlaşılmasın, "orta yaş ve üstü anne babalar çocuklarını daha az severlerdi", demek istemiyorum. Onların çocuklarına olan sevgisini gösteremediklerini, o jenerasyonun öyle bir ilişkiyi gerektirdiği hepimizin malumudur.
Ne yazık ki bugün doğuda hâlâ bir anne-baba kendisinden büyük bir aile bireyinin yanında kendi çocuğunu kucağına dahi alıp sevemez.
Askerden gelmiş delikanlıya "bayramlık gömleğini" babası, evlenecek kıza da yine  "bayramlık elbisesi"ni annesi alır.
Oysa günümüzde bu adetler artık yavaş yavaş kaybolmaya ve genç anne babalar tarafından çocuklara "özgüven" kazansın mantığı altında her şey serbest hale getirildi.
Günlük yaşam içinde hepimiz bir şekilde şahit olmuşuzdur.
3-5 yaşlarındaki çocuğa annesi pantolon alırken "hangisini istersin" diyor.
Çocuk kış günü "beyaz" derse o alınıyor.
Yine o yaşlardaki bir çocuk, kafasından büyük karışık sandviç isterse içinde ne olduğuna bakılmaksızın alınıyor.
Bu sadece giyecekte, yiyecekte de değil.
Çocuk her şeyde söz sahibi. Ve neticesi belli bir karar verici.
Çocuğun dediği oluyor.
Küçük yaştaki bu çocukların anne babaları, bir dediğini iki ettirmiyorlar. Anında yapıyorlar.
Zaman zaman büyüklerden gelen "çok yüz veriyorsunuz" şeklindeki uyarılara da genç anne babaların cevabı hazır:
"Çocuğumun özgüveni gelişsin".
Oysa özgüven'le hiç alakası olmayan,
Çocukta "ben istedim oldu" anlayışının yerleşmesine sebep olan,
Yine çocuğu, tek düze düşünmekten öteye götürmeyen,
Sadece çocuğa benim ki "doğru"yu öğreten,
Hatta çocuğun gelecekteki eğitim, iş ve aile hayatını kötü etkileyen,

Kısacası;
Çocukta dediğim dedik, çaldığım düdük anlayışını yerleştiren bir davranışın, nasıl olur da çocuğun özgüveni'ni geliştirdiğini savunmak mümkün olabilir.
Oysa...
Çocuğa verilecek en önemli şey saygılı olmayı öğretmektir.  
İnsana, hayvana, çiçeğe, böceğe... Her şeye saygı...
Çocuk kendine ve etrafına saygılı olmayı öğrenmelidir.
Özünde saygılı olan, böyle yetiştirilen bir çocuk ilerleyen yaşlarda, toplumda kendine daha güzel, daha iyi yerler bulacaktır.
Aslında özsaygının temelinde, hak yememek, başkalarının hakkına saygı göstermek, yaşanılabilir bir dünyanın, bir ferdi olmak yatar.
Unutulmamalıdır ki;
Başkalarının haklarına saygı göstermesi öğretilen bir çocuk, hayatı boyunca başkalarından da saygı görecektir.