Adem Sarıkaya- AKP İzmir Milletvekili Ali Aşlık AKP İzmir İl Binasında düzenlediği basın toplantısında sulama kuyularına getirlen su sayacı zorunluluğundan, 2B Orman Arazileri Yasası ile Sarnıç'taki sürece ve hukuk alanındaki yeni gelişmelerden, ticaret odalarındaki seçimlere varıncaya dek birçok konu hakkında Görüşlerini paylaştı. Aşlık yaptığı konuşmada sık sık CHP'yi eleştirerek ticaret odası seçimlerinde bazı belediye başkalarının belediyenin ruhsat müdürlerini de yanlarına alarak oy kullanacak üyeleri tek tek gezdiklerini ve kendi adaylarını desteklemedikleri takdirde dükkanlarına kilti vurmakla tehdit ettiklerini iddia etti. Üyeleri tehdit ettiklerini öne sürdüğü belediye başkanlarının isimlerini açıklamayan Aşlık "CHP'liler istismar kozunu ellerinde tutmak için bir çok alanda çalışma yapmıyor. Hukuka aykırı imar ve yapılaşma konusunda vatandaşa göz yumdukları kanunsuzlukları ellerinde bir koz olarak tutuyorlar. Bizim elimizdeki yetki CHP'de olsa vatandaşa kan kusturur. Maalesef ülkemiz hukuk devleti değil. Ahbap çavuş ilişkisi hala yargıda devam ediyor. Ama bundan böyle bildiği halde işlem yapmayan savcıyı HSYK'ya (Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu) şikayet edeceğim ve konuyu kamuyla paylaşacağım. Özellikle bu durum Ege Akdeniz ve Marmara'da çok fazla. İzmir'linin devletle kötü düşmek istememesini bazı bürokratlar suistmal ediyor" dedi.

"2500 kişi müdahil olurdu"


2B yasası olarak bilinen Orman Vasfını Kaybetmiş Arazilerin Hak Sahiplerine Satışı Hakkında Kanun ile ilgili de açıklamalarda bulunan Aşlık, konu üzerinden bürokrasiye yüklenerek Gaziemir Sarnıç'ta askıya çıkartılmasına günler kala Ankara'dan gelen yazı ile durdurulan çalışmalara değindi. Sarnıçtaki süreçle ilgili davanın idare lehine sonuçlandığını ve yargıtraydan idare lehine bir karar geleceğini beklediklerini vurgulayan Aşlık, askıya çıkardıkları takdirde 2 bin 500 hak sahibinin davaya müdahil olacağı için Sarnıç'ta askıya çıkarmadıklarını belirtti. "Dava Yargıtay aşamasında. Yargı süreci biter bitmez hak sahiplerine arazileri verilecektir. Tapularını alacaklar. Karar dava açanlar lehine çıksa bile dönüşüm yasası çerçevesinde burayı kamulaştırır ve vatandaşın tapusunu veririz. Sarnıç'taki vatandaşlarımızın hiçbir şekilde mağduriyeti söz konusu değil. Bunu ortaya çıkartanlar ve konuşanlar seçim yatırımı için çalışıyor. Herkesin hakları baki kalacaktır. Bu güne kadar hiçbir CHP'li belediye arazileri kamulaştırıp vatandaşa vermedi. CHP'liler bu konuları çözmek yerine ellerinde istismar konusu olarak tutuyor ve vatandaşa karşı koz gibi kullanıyorlar" diye konuştu.

"Yetki Maliye'nin"

2B yasasının uygulanmasında ve vasfını kaybetmiş orman arazilerinin satışında sorumluluğun bürokraside olduğunu açıklayan Aşlık Aşlık, "Tarım Komisyonu'nda kabul edilen değişikliğe göre 2B yasasıyla ilgili 400 metrekareye kadar olan yerlerde hak sahiplerine rayiç bedelin yüzde 50'si ile üstü ise de yüzde 70 ile devredilecek. Rayiç bedeli belirleme yetkisi maliyeye ait.  Vicdanları karalayan bir yapı İzmir'de olursa bunu gelir sizinle paylaşırım. İzmir'i karış karış biliyorum. Kimin ne yaptığını elimize geçtiğinde görürüz. Biz, ne garibanı ezdirmek ne de devletin malını birilerine peşkeş çekilmesine müsade etmeyiz. Orta yolu bulmamız gerekiyor" diye ekledi.

"Torba yasa acele çıkmıştı"


Sulama kuyularına sayaç takılması hakkında ise ihtiyaçları kadar su kullanan çiftçilerden herhangi bir ücret talep edilmeyeceğini ifade eden Aşlık, yasanın kuyu sularından satış yaparak haksız çıkar sağlayan kişilere karşı çıkarıldığını dile getirdi. Yerüstü suları gibi yeraltı sularını da korumak zorunda olduklarını söyleyen Açlık, sözlerini şöyle sürdürdü:  "Bir önceki yasa biraz acele çıkmıştı. Yasada emredici hükümler vardı. Çıkaracağımız yeni yasayla birlikte yasa emredici olmaktan çıkıp düzenleyici bir hal alacak. Yasa var olan haliyle kalmaya devam etseydi vatandaşa ekstra masraf çıkacaktı. İhtiyaç duyulmayan yerlerde sayaç takma zorunluluğu da olmayacak. Bu konuyla ilgili yetki Bakanlar Kurulu'nda. DSİ'nin (Devlet Su İşleri) teklifi ile Bakanlar Kurulu sayaç takmanın nerede zorunlu olup olmayacağına karar verecektir."

Anadilde değil bildiği dilde savunma


Anadilde Savunma konusunda da açıklamalar yapan Aşlık, çıkardıkları yasada anadilde savunma diye bir tabir olmadığını belirterek, basından ve siyasetçilerden 'anadilde savunma' kelimesinin kullanmamalarını istedi. Aşlık, "Yasada böyle bir tabir olmamasına rağmen anadilde savunma ifadesi bilerek ya da bilmeyerek kullanılıyor. Bu zamana kadar hiç Türkçe bilmeyenlere zaten savunma hakkı için tercüman veriliyordu. Bir İngiliz ya da Alman zaten mahkeme karşısına çıkınca tercüman hakkını kullanıyor. Bizim getirdiğimiz yenilik Türkçe bilen ama başka bir dili Türkçe'den daha iyi anlayan insanlar için getirilmiş bir yenilik. Herkes en iyi bildiği dilde kendini savunma hakkını getiriyoruz. Şimdi isteyen tercüman talep edecek. Fakat istediğini tercüman yapamayacak. Çıkardığımız yasayla birlikte insanlarımızın mağdur olduğu bir çok konuyu çözüme ulaştırıyoruz ama ısrarla birileri anadilde savunma üstünden hareket ediyor" dedi.