İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalar yaptı.

Akşener'in açıklamalarının satırbaşları şöyle:

İktidardakilerin becerikli ellerinde paralarımızın iyice pul, emeklerimizin zayi edildiği bir haftayı daha geride bıraktık. Geçtiğimiz hafta bir kez daha gördük ki sayın Erdoğan'ın milli güvenlik tanımı kendi koltuğunun güvenliğinden başka bir şey değil. Geçinemiyor musunuz o zaman teröristsin, iflasın eşiğinde misin o zaman hainsin, sosyal medyada eleştiri mi yazdın milli güvenlik için bir tehditsin. Şu ucube duruma bakar mısınız? Oysa ülkemizdeki asıl milli güvenlik tehditleri nedir biliyor musunuz? Evine ekmek götüremeyen babalar, tencere kaynatamayan anneler, huzuru yurt dışında arayan gençler, üretemeyen sanayiciler, AK Parti'nin kaderi ile devletin kaderi birdir diyen milletine yabancılaşmış siyasiler bir milli güvenlik tehdididir Tüm bunların gerçek sebebi olan Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi ülkemiz için başlı başına bir milli güvenlik tehdididir.
Türkiye gri listede

Bu vizyoner yönetim anlayışının sonucunda gri listeye girdik. Bu gri listede dünyanın en büyük 10 ekonomisinin arasından hiçbiri yok. İlk 20 ekonomisinden de kimse yok, ilk 30 ekonomisinden ise sadece Türkiye var.

Bu listeye eğer ülkenizde yoğun miktarda para aklanıyor, terörist gruplar ülkenizden finansman sağlıyor ve siz hiçbir mücadele sergilemiyorsanız giriyorsunuz. Türkiye'nin düşürüldüğü duruma bakar mısınız? Bu rezillik karşısında iktidar ne yaptı dersiniz? Hep bir ağızdan 'dış güçler' demeye başladılar.

Ülkemizi bu haksızlığa uğratanın da iktidarın bizzat kendisi olduğunu biliyoruz. Türkiye'de gerçekten para aklanıyor mu? Evet maalesef aklanıyor hem de bizzat devlet eliyle aklanıyor. Bu ucube sistemde iktidar diyor ki, 'Uyuşturucu mu satıyorsun? Getir paranı. Türkiye'den para mı kaçırdın? Getir paranı. Yüzde 1 komisyonla paranı da seni de aklıyorum' diyor. Çamaşır suyu reklamı değil AK Parti iktidarı.

Ülkemizin itibarını yerle bir eden bu tablo karşısında bize düşen görev bir an önce yetkiyi alıp bu utancı temizlemek ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne hak ettiği itibarı kazandırmaktır. Nitekim ARTAGAN Projemizin temelinde tam olarak bu mücadele yer alıyor. Yetkiyi aldığımızda ARTAGAN ile dünyanın en gelişmiş finans sistemini, dünyanın en ileri demokrasisini inşa edeceğiz. Ülkemizi gri listeden çıkartıp önüne bembeyaz bir sayfa açacağız.

2022 Bütçe görüşmeleri

AK Parti iktidarı milletimizin derdini umursamayı bırakalı çok oldu. Bir empati kırıntısı bile göremiyoruz. Eğer aşırı zenginleşirseniz, eğer bambaşka paralel bir hayata evrilirseniz dünyadan da, gerçeklerden de, vatandaştan da koparsınız. 2022 bütçesi TBMM'ye geldi. Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçildiğinden beri herkes biliyor ki Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm imkanları yine o beş müteahhitin ve bir grup saray şımarığının hizmetine sunulacak.

2021'de olduğu gibi sayın Erdoğan'ın 2022 bütçesinde yoksulluğa, enflasyona, işsizliğe, gelir dağılımındaki adaletsizliğe çözüm yok. EYT'liler, 4B'liler hatta söz verilmesine rağmen 3600 Ek gösterge yok. Bu bütçede millet yok, beşli müşteri garanti çetesi var. Bütçeye onlar için 42 milyar lira daha ödenek konulmuş. Milyonlarca çiftçiye verilen desteğin iki katı para demek. 2021 yılında 31 milyar lira olan bu ödenek önümüzdeki yıl için yüzde 37 artırılmış. Saray müteahhitine gelince artış gerçek enflasyon kadar, millete gelince TÜİK'in makyajlı enflasyonu kadar bile değil.

Bu bütçe bir savurganlık bir israf bütçesidir. Bu bütçe sayın Erdoğan'ın gider ayak milletimize attığı son kazığın bütçesidir.

'İnsanı yok sayan siyaset anlayışı her yerde hissediliyor'

AK Parti iktidarının insanı yok sayan siyaset anlayışı her yerde hissediliyor. Mesela; Milletimiz, evim yandı diye feryat ediyor, Sayın Erdoğan duymazdan geliyor. Mesela; Babalar, eve ekmek götüremiyorum diyor, Sayın Erdoğan kafasına çay fırlatıyor. Mesela; Emekliler, geçinemediğini söylüyor, Sayın Erdoğan markete gidip, fiyatları makul buluyor. Mesela; 740 bin sağlık çalışanı atama bekliyor, Sayın Erdoğan, oralı bile olmuyor.

Mesela; Vatandaş, pahalılık ve zamlar yüzünden, arabasını satıp, ata biniyor, Sayın Erdoğan, apartman görevlilerine sarıyor. İşte biz de, tam olarak bu nedenle, her hafta, bu kürsüden, milletimizin sesini o sağır kulaklara duyuruyoruz. Dertlerini, tüm Türkiye’ye gösteriyoruz.