İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu.

Akşener'in konuşmasından satır başları:

* Elmalı Davası adı verilen hukuk rezaletinden bahsetmek istiyorum. İki küçük yavrumuzun yaşadığı korkunç olayları biliyorsunuz.

* Sanıkları adli tıp raporuna rağmen aylar önce tahliye edilmişler. Tutuklu yargılamayı olağanlaştıranlar konu iki küçük çocuğumuza yapılan cinsel istismar olunca tutuksuz yargılamayı tercih etmişler.

* Suçun faillerinin aramızda dolaşıyor olması kabul edilemez. Çocuklarımız çizerek anlatmışlar. Anlaması gereken vicdansızlar anlayamamış. Buradan başta Adalet Bakanı olmak üzere uyarıyorum.

* Empati yoksunu kararlarla milletimizi tahrik etmeyin. Açıklan HSK soruşturması doğru yönde atılmış bir adımdır. Adaletin tecelli etmesi için süratle devamı gerekir.

DANIŞTAY’IN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KARARI

*Biliyorsunuz Sayın Erdoğan bir gece ansızın İstanbul Sözleşmesi’ni yürürlükten kaldırmaya kalkması üzerine bir hukuk süreci başlattık.

*Sürecin gerekçesini bizzat Danıştay tarafından ortaya konulan ve istisnasız bir şekilde uygulanan bir ilkeye dayandırdık.

*Bu ilke, bir işlemi sona erdirme hakkı. Danıştay, karara muhalif üyeler olduğu halde başvurumuzu reddetti.

*Danıştay göz göre göre sayın Erdoğan’ın Meclis’imiz uygundur demeden onaylayamayacağı bir anlaşmayı tek başına ortadan kaldırmasına cevaz vermiş oldu.

*Gider ayak sırf senin gönlün olacak diye Türk milletine zarar vermeye hakkın yok. Adalete, hukuka ülkede yaşayan tek bir ferdin güveni kalmadı.

* Kadınların mücadelesi, benim mücadelemdir. Kadınların mücadelesi, İYİ Parti’nin mücadelesidir. Asla vazgeçmeyeceğiz. Sonuna kadar, ‘İstanbul Sözleşmesi Yaşatır’ demeye devam edeceğiz.

*Sayın Erdoğan’a ve eğitim gurusu ambalajı ile göreve getirdiği Milli Eğitim Bakanı’na sormak istiyorum. Siz bu öğrencilere neden gıcık oluyorsunuz? Sınavın bu kadar zor, soru formlarının bu kadar farklı olmasının sebebi nedir? Bu çocuklardan ne intikamı alıyorsunuz, ne yaptılar size?

‘SÖKE SÖKE’ TARTIŞMASI

* Biz de millet olarak hakkımızı, hukukumuzu ‘söke söke’ almasını biliriz. Ancak maalesef geçen hafta devlet geleneğimizden bir türlü nasiplenemeyen, şanlı tarihimizi bilmeyen sayın Erdoğan Kanal İstanbul’a karşı durduğumuz için uyarı yaptığımız, ‘İktidara geldiğimizde size tek kuruş ödemeyeceğiz’ dediğimiz için çok sinirlendi ve ‘Boş konuşuyorlar. O parayı sizden söke söke alırlar’ dedi.

* Milletin adamı diyorlardı ya meğersem tahkimin avukatıymış. Seçimden kazanamayacağını anlamış diyor ki ‘sizden’.

* Sayın Erdoğan’dan sinyali alan küçük ortak da durmadı. Hiç utanmadan Türk milletinin parasına çökecek firmaları hukuki güvence altına alalım dedi.

* Sayın Erdoğan tarafını seç. Bu ülkenin cumhurbaşkanı mısın yoksa yabancı şirketlerin avukatı mısın? İlk seçimde yolcu olduğunun daha yeni farkına varmış olabilirsin.

* Küçük ortak hiç durur mu, durmaz. Hiç utanmadan Türk milletinin parasına çökecek firmaları hukuki güvence altına alalım dedi. Sözün bittiği yer. Bu nasıl iştir arkadaş? Bu nasıl bir utanmazlık? Açık açık ilan edeyim, bu nasıl bir işbirlikçiliktir? Yazıklar olsun hepinize.

* Sayın Erdoğan, tarafını seç. Milletinin yanında mısın, beşli çetenin arkasında mısın? Milletin adamı mısın, lobilerin adamı mı olacaksın, karar ver.

* İlk seçimde yolcu olduğunun farkına daha yeni varmış olabilirsin, ama İsmet Özel’in şiirinde dediği gibi; ‘Tam düşecekken tutunduğun tuğlayı Rab bellemeyeceksin.

* Yüz yıl önce de işgalcilerin avukatlığını yapmaya kalkan işbirlikçiler vardı. Sonra ne oldu? İşgalciyle birlikte geldikleri gibi gittiler. Tarihten ders al.

* Oturduğun makamın gerektirdiği sorumluluğun artık farkına var. Adeta bir sömürge valisi ağzıyla abuk sabuk konuşarak sana tüm makamları veren bu aziz millete apaçık ihanet ediyorsun.

TİKSİNDİRİCİ BORÇ…

* Uluslararası Hukuka göre kazın ayağı onun dediği gibi değil. Arkadaşların bol maaşlı danışmanları bunları bilmez. Onlar ancak para peşinde. Sorumlu siyaset anlayışımız gereği bir uyaralım.

* Uluslararası Hukukta ‘tiksindirici borç’ diye bir kavram var. Bu kavram dış borç alan ve bunu milletinin menfaati yerine harcamak yerine kendi ikbali için harcayan liderler için kullanılır.

*Bu liderler iktidardan düştükten sonra o borcun ülkedeki vatandaşlardan değil, borcu alan liderin kişisel harcaması olarak kabul edilerek bizzat kendisinden tahsil edilmesini söyler. Uluslararası Hukukta budur. Danışmanlar ne yapacak acaba?

* Sayın Erdoğan hiç heveslenme bu parayı milletimiz ödemeyecek. Tiksindirici borç doktrinine göre milletimize inat olarak yaptığını itiraf ettiğin bu projeden yaptığın şahsi borcunu eğer varsa paran bizzat sen ödeyeceksin.

“BİZDEN KAPİK İŞLEMEZ”

* Birisi parayı ‘söke söke alacaksa’ senden alacak. Şimdiden para biriktirmeye başlarsan iyi edersin benden söylemesi.

*Şimdiye kadar verdiğin kapitülasyon tadındaki nice tavize bakınca şimdiden para biriktirmeye başlasan iyi edersin, benden söylemesi.

* Değerli milletvekilleri, bu vesileyle Kanal İstanbul için avuç ovuşturan yerli ve yabancı finans kuruluşlarını ve müteahhitlik firmalarını uyarıyorum.

* Bu tiksindirici borcu milletimizden değil bizzat Recep Tayyip Erdoğan’dan isteyeceksiniz. Bizden kapik işlemez.