İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Geçtiğimiz günlerde Tarkan'ın çıkarttığı Geççek şarkısını bazılarına ağır geldiğini belirten Akşener, "Şarkıda küfür, hakaret yok umut var. Bu arkadaşların o umuda bile alerjileri var. Kendilerini eleştirmek yerine kuzu kuzu oturanlara alerjileri yok. Mesela alerjileri 'hüp' diye götüren müteahhitlere alerjileri yok. Aslında Tarkan 'geççek' diye şarkı yapınca arıza çıkarmaları çok normal. Bence de geççek bitçek." ifadelerini kullandı. İktidara seslenen Akşener, "Ağlasanız da sızlasanız da milletin başına bela ettiğiniz bu sistem geldiği gibi 'gitçek', siz isteseniz de istemeseniz de bu çile 'bitçek' millete reva gördüğünüz bu kabus elbette 'geççek'" şeklinde konuştu

İşte Akşener'in konuşmasının satır başları


Çözüm bekleyen EYT mağdurları

Kanunun gerektirdiği prim ödeme gün sayısını doldurduğu halde yaklaşık 3 milyon insanımız yaş nedeniyle emekli olamıyor. Yaklaşık 1.8 milyon insanımız da maalesef önümüzdeki dönemde yaşa takılacak. Ortada böyle büyük bir mağduriyet olmasına rağmen iktidar bu insanlarımıza 'Emekli olamazsın, gençsin' diyor. Özel sektör ise 'Yaşlısın çalışamazsın' diyor. İnsanlarımıza 'Sen emekli olamazsın' demek haksızlıktır. Biz İYİ Parti olarak, EYT'li kardeşlerimizin yanındayız. Kimse merak etmesin İYİ Parti iktidarında bu mağduriyeti gidereceğiz. Devletin bu konuda katlanacağı maliyeti hesapladık. Yapacağımız EYT düzenlemesi bir sosyal yardım değil, haktır. Ayrıca herhangi bir başvuru dönemi öngörmüyoruz yani EYT'liler istedikleri zaman müracaat edip düzenlemeden faydalanabilecek. Önümüzdeki dönemde prim sayısını doldurarak EYT'li olacak 1.8 milyon insanımız da bu düzenlemeden yararlanabilecek. Ayrıca bu düzenlemeden yararlanacak kardeşlerimiz istedikleri zaman iş hayatına dönecek. İYİ Parti iktidarında EYT sorununu ortadan kaldıracağız.

Gülistan Doku'nun ailesi Meclis'te

Bugün aramızda 782 gündür kayıp olan Gülistan Doku kızımızın ailesi var. Keşke sizi çok daha iyi şartlarda ağırlayabilseydik. Keşke sizi burada Gülistan'la birlikte ağırlayabilseydik. Maalesef Gülistan 2 yıldan uzun süredir kayıp. Şayet genç bir üniversiteli kadın iki yıldır kayıpsa bu memlekette kadınlar güvende diyemeyiz. Kadın cinayetlerinin önüne geçemeyiz. Şayet kadınları koruyamazsak hiçbirimiz güvende yaşayamayız.

Gülistan'lar kaybolmasın. Ceren'ler yaşasın diye üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız.

Erdoğan'ın 'külfeti sırtlayacağız' çıkışı

Eskiden sayın Erdoğan'ın söyledikleri birbiriyle aylık ya da yıllık bazda çelişirdi. Gelinen noktada artık bu arkadaşımız haftalık bazda bile kendisiyle çelişir oldu. Artık her hafta bir önceki hafta söylediğini unutup farklı bir şey söylüyor. Sandık sıkıştırmaya başlamış, panik büyük. Geçen hafta zamların gerçekliği ile ilgili muhalefetin yaygara yaptığını, her şeyin olağanüstü iyi olduğunu söylerken, bu hafta çıkıp 'Ülkenin kazancından hep birlikte istifade ettik, külfeti de hep birlikte sırtlayacağız' dedi. Madem geçen hafta her şey yolundaydı, madem biz yaygara yapıyorduk o zaman bu haftaki külfet nereden çıktı muhterem? Sen yandaşlarının gönlü olsun diye milletimizin vergilerini çarçur ederken bu ülkede anneler çocuklarına mama alamaz hale geldiler. Sen sarayda sefa sürerken bu ülkede gençler tatile gitmenin hayalini bile kuramaz haldeler. Sen danışmanlarına 5,10,11 maaş bağlarken bu ülkede öğretmenler atanıp tek maaşa bile kavuşamıyorlar. Sen bu millete sabırdan, fedakarlıktan ve külfeti sırtlanmaktan bahsedecek en son kişisin. Ülkemizin kaynaklarını har vurup harman savurdun. Milletimizin cebinden aldığını, yandaşının cebine koydun. Şimdi çıkmış ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyorsun. Çok beklersin, çok. Bu milletin seni bir kez daha yılgın bir hoşgörüyle benimseyeceğini sanıyorsan çok yanılıyorsun. Bu millet artık her şeyin farkında. AK Parti iktidarı artık yok.

İYİ Parti'nin Türkiye turu

20 Ocak 2020'den beri il il, ilçe ilçe gezdiğimiz ziyaretlerde birinci Türkiye turumuzu tamamlamak üzereyiz. En yakın zamanda da ikinci turumuza çıkacağız.

Girdiğim dükkanlarda, gezdiğim sokaklarda her görüşten, her yaş grubundan insanlarla karşılaştım. Bunca yıllık deneyimime rağmen milletimizin irfanından çok şey öğrendim. Bu iki yıl dinlediğim dertleri ve çözümleri her hafta bu kürsüden paylaştım. Milletimizin yaşadıklarını görmeyenlere, sesini duymayanlara inat milletimizin dertlerini tüm Türkiye'ye anlatmaya devam edeceğim.

Biliyorsunuz pazartesi günü Mersin'deydim. Erdemli'de bulunan bir narenciye fabrikasını ziyaret ettik. Çoğu kadın olan işçi kardeşlerimle dertleştik. Aralarından 24 yaşında bir genç kızımıza 'Nerelisin' diye sordum. Cizre'ye bağlı bir köyde doğmuş, ailesiyle birlikte Mersin'e taşınmış. 'Doyduğun yer memleketindir' derler. Ben de bu kızımızı dinlerken tam olarak böyle söyledim. 'Abla hiçbir yerde doyamadık' dedi. Cevabın ağırlığına bakar mısınız? 24 yaşındaki bir genç kızımızı bu duruma düşürenler utansın.

Akdeniz'de uğradığımız kuyumcu bir kardeşim 'Altını geçtik insanlar artık gümüşlerini satmaya başladılar. Yastık altında altın kalmadı, gümüşe geçtiler' dedi. Sayın Erdoğan ve ekibi son çareyi yine milletimizin cebine göz dikmekle, yastık altındaki altınlara el uzatmaya kalkmıştı ya, işte size milletimizin durumu.

Tarsus'ta çiğköfte dükkanında çalışan bir kardeşim 'Eskiden 40-45 kilo çiğköfte satıyorduk artık 25 kilo satıyoruz. Asgari ücretin biraz üstüne çalışıyoruz. Tek umudumuz seçimin gelmesi, başka çaresi yok' diyor.

Tarkan'ın 'geççek' şarkısı

Milletimize sırtını dönen AK Parti iktidarının son dönemdeki fobisi de sanat oldu. Bu durum artık bir saplantı haline geldi. Sanatkar el öpmez, sanatkarın eli öpülür denilen o büyük vizyondan sanatçılarımızı her fırsatta yargılayan, hedef gösteren ve tehdit eden bir vizyonsuzluğa düştük. Geçtiğimiz günlerde Tarkan bir şarkı çıkarttı. Yaşadığımız bu kötü günlerin geride kalacağını söyleyen, umutvar bir şarkı nedense bu şarkı bazılarına çok ağır geldi. Şarkıda küfür, hakaret yok umut var. Bu arkadaşların o umuda bile alerjileri var. Kendilerini eleştirmek yerine kuzu kuzu oturanlara alerjileri yok. Mesela alerjileri 'hüp' diye götüren müteahhitlere alerjileri yok. Aslında Tarkan 'geççek' diye şarkı yapınca arıza çıkarmaları çok normal. Bence de geççek bitçek.

Buradan iktidara seslenmek istiyorum. Türkiye'de herkes sanatını icra etmekte özgürdür. Kimi neşeli müzik yapar, kimi protest müzik yapar. Kimi över kimi eleştirir. Sizlere ve bizlere düşen aynı rahmetli Özal ve rahmetli Demirel gibi onlara saygı göstermektir. Bu ülkenin sanatçısıyla, bu milletin dinlediği müzikle uğraşacağınıza oturun işinizi yapın. En azından giderayak bu millete faydanız dokunsun. Er ya da geç o sandık gelecek. Ağlasanız da sızlasanız da milletin başına bela ettiğiniz bu sistem geldiği gibi 'gitçek', siz isteseniz de istemeseniz de bu çile 'bitçek' millete reva gördüğünüz bu kabus elbette 'geççek'

OGS sisteminin kaldırılması

Tüm satış yetkisi PTT'nin elinde bulunan HGS ne hikmetse bu site üzerinden satılıyor. Ben okurken zorlanıyorum bunları nasıl akıl etti bunlar. Ayrıca e-Devletten HGS yüklemek için ilgili sekmeleri takip ettiğinizde yine pttavm.com sitesine yönlendiriliyorsunuz. EYT'liler için para yok ilgililer için para var.

Rusya-Ukrayna arasında savaş sesleri

Dış politika ve onun iletişim dili olan diplomasi devlet aklı, birikim ve ciddiyet ister. Diplomasi usta ellerde şekillendirilmesi gereken bir sanattır. Ancak maalesef sayın Erdoğan ve arkadaşlarının elinde bu sanatın yok oluşuna şahit oluyoruz. AK Parti iktidarında ülkemizde ne devlet aklı ne ciddiyet kaldı. Nerede torpilli eş dost varsa, nerede eski vekil, bakan varsa, nerede ayak altından çekilmesi gereken bir siyasi tortu varsa gittiler büyükelçi yaptılar. Hariciyemizi AK Parti'nin geri dönüşüm kutusuna çevirdiler.

AK Parti'nin sergilediği dış politika performansına bakınca milli çıkarlarımızın yerine sayın Erdoğan'ın gönül bağlarının aldığını görüyoruz. Uluslararası ilişkilerde caydırıcılık politikası diye bir kavram vardır. Bu kavram devletler arasında ilişkilerde verilecek karşılık ve sonuçları konusunda şüphe uyandırarak bir devleti olası tehditkar eylemlerinden vazgeçirme politikasıdır.

Ukrayna'da bir kriz yaşanıyor ama sayın Erdoğan ve ekibinin birbirlerini boşa düşüren açıklama ve davranışları hem NATO hem Rusya nezdinde Türkiye'yi kırılgan bir noktaya düşürdü.

Biz İYİ Parti olarak devletin toprak bütünlüğüne ve tam egemenliğine saygı duyulması gerektiğini düşünüyoruz. Bir ülkenin egemenlik sahasının başka bir ülke tarafından ihlal edilmesine karşıyız. Bu çerçevede saldırıya uğrayan devletin, uluslararası hukuktan ve BM şartının 55. maddesinden doğan meşru müdafa hakkını da tanıyoruz. Bu bağlamda Rusya öncelikle işgal ve ilhak ettiği Kırım'dan çekilmelidir. AK Parti Uygur Türkleri için takındığı pısırık tavrı, Kırımlı kardeşlerimizin için takınıyor olsa da biz İYİ Parti olarak Rusya'nın Kırım Türklerine baskına son vermesini talep ediyoruz.

Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne yönelik tehdit oluşturulması kabul edilebilir değildir. Rusya'yı askerlerini geri çekmeye çağırıyoruz. Türkiye'nin Ukrayna'ya İHA satışına devam etmesi yönündeki kararını olumlu buluyoruz.