TOBB tarafından düzenlenen "Yeni Yüzyılda Medya ve İletişim Arama Konferansı"na katılmak üzere Bolu'da bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, katıldığı bir televizyon programında soruları yanıtladı.
Konferansla ilgili bilgi veren Arınç, birilerinin veya kolayca rapor yazanların zannettiği, düşündüğü gibi Türkiye'de basın özgürlüğünün yerlerde sürünmediğini söyledi. "Aslında basın özgürlüğü var" diyen Arınç, bunun kısıtlandığı noktaları görmek için terörle Mücadele Kanunu'na ve Türkiye'nin gerçeklerine bakmak gerektiğini belirtti.
Arınç, bu konuların iyice araştırılması gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi: "Ama bir konuda iddialıyım. Hiçbir gazeteci, sayısı önemli değil, 100-200-300-500, bir kişi bile olsa, gazetecilik mesleğini yaptığından dolayı, içeride olmamalı, hürriyeti engellenmemeli. Gerçekten gazetecilik mesleğini ifa etmesinden dolayı mı bir kısım insanlar mı içeride. Yoksa birtakım kanunların, yazılı hukukun yasak ettiği, men ettiği konuları işlediklerinden veya böyle bir suça dahil olduklarından dolayı mı? Orada tarafsız ve objektif bir gözle, hukuki açıdan bir değerlendirme yapmak lazım. Bunu da yapmaya çalıştık."

Yasağı dört gözle bekliyorum

"12 Eylül askeri darbesinin ardından, Milli Selamet Partisi İl Başkanı iken parti tabelasını indirmenizi istiyorlar, her şey bitti diyorlar. Tabelayı indirmeyi reddediyorsunuz. 70'li yıllarda başlayan siyasi hayatınız boyunca, il başkanlığı tabelasını indirmemeniz, 40 yıl sonra bu noktada olmayı bekliyor muydunuz?" sorusu üzerine siyasete başladığı dönemi anlattı.
12 Eylül darbesinin ardından il başkanı olduğu Milli Selamet Partisi'nin kapatıldığını, kendisine siyasi yasak getirildiğini ifade eden Arınç, geçen sürecin ardından parlamentoda 5. dönemini yaşadığını, siyasette her noktada bulunduğunu kaydetti.
"3 dönem yasağını dört gözle bekliyorum, bundan da memnunum" diyen Arınç, siyasi hayatta ne yapabilecekse yapmaya çalıştığını dile getirdi. 
Arınç, şöyle devam etti: "Ümit ediyorum ki arkadan gelecek çok değerli insanlar var. Parti içinde çok deneyimli arkadaşlarımız var. Onlar AKP'nin başarılarını bundan sonra da devam ettirecekler. Gözüm arkada değil, Allah ömür verirse, bu dönemin sonunda siyasi hayata en azından bir mola verme ihtiyacını hissediyorum. Milletvekilliği veya belediye başkanlığı noktasında hiçbir görevi kabul etmeyeceğimi ifade ettim. Eğer izin verirlerse, partide de genel merkezde de taşra teşkilatında hiçbir görev almam. Buna ihtiyacım var. Başkalarının da ihtiyacı olduğu gibi. AKP Türkiye'de her zaman başa güreşecek, iktidar olacak. Şahıslara bağlı bir siyaset anlayışını bir kenara koymamız lazım. Gelenler, inşallah gidenlerden daha başarılı olacak."