DEVA Partisi Genel Başkan Ali Babacan, İzmir’den Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye seslendi. TBMM’ye sunulan “Milletvekili Seçimi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” üzerinden eleştirilerde bulunan Babacan, “Sizin entrikalarınız bize vız gelir, vız. Elinizden geleni ardınıza koymayın. İstediğiniz dalavereleri çevirin. Masa başında üretilen matematik formülleriyle, entrikalarla, dalaverelerle seçim kazanılmaz! Seçim meydanda kazanılır. Hodri meydan!” dedi.

FATİH ÖZKILINÇ-Demokrasi ve Atılım(DEVA) Partisi 1. Olağan İzmir İl Kongresi Genel Başkan Ali Babacan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. DEVA Partisi Kurucu İl Başkanı Seda Kaya Ösen’in tek aday olduğu kongre Kültürpark Celal Atik Spor Salonu’nda gerçekleşti. Kongreye Genel Başkan Babacan’ın yanı sıra DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcıları, Genel Merkez Yöneticileri, İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen, il yöneticileri, ilçe başkanları, DEVA partililer, siyasi parti ve STK temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.


Baskı rejimi sonsuza dek sürmez
Kongrede Türkiye’nin son derece önemli bir yol ayrımında olduğunu belirten DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Ya 84 milyon el ele verip özgürleşeceğiz, ya da bu otokrat rejim memleketimize iyice perçinlenecek. Ya Türkiye’yi hep beraber bir hukuk devleti yapacağız, ya da iktidardaki otoriter ortaklığın ülkemizi sefalete sürüklemesine seyirci kalacağız. Ya Türkiye’yi tam demokrasi rotasına sokacağız, ya da demokrasimizden eser kalmayacak. İşte yol ayrımı bu. Ama emin olun; Yarının Türkiye’sini özgür, demokratik ve zengin bir ülke yapmak bizim elimizde. Bizler, üstümüze düşen sorumluluğun bilincindeyiz. İnanıyorum ki bugünleri atlatacağız. Tıpkı kabustan uyanıp, bir yudum su içer gibi rahatlayacağız. Çünkü, çok iyi biliyoruz ki, hiçbir baskı rejimi sonsuza dek sürmez. Hiçbir tarih kitabı, baskı rejimlerinin sonsuza dek sürdüğünü yazmaz. Bugünkü otoriter ittifakın da sonuna yaklaşıyoruz. Arkadaşlar, İktidardaki otoriter ittifak toplumun tüm kesimlerine çok ağır bedeller ödetti, ödetiyor” dedi.


Babacan’dan AB vurgusu
Konuşmasına kadınlar ve gençler üzerinden sürdüren Babacan, İzmir’den Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye seslendi. Babacan, “Bu baskı döneminin en büyük bedelini ise kadınlar ve gençler ödüyor. Her hanenin geçim yükünü üstlenen kadınlar, yokluğu ve yoksulluğu bizzat yaşıyorlar. Kadınlar gündelik hayatta; fiziksel, ekonomik, psikolojik, her türlü şiddetle karşılaşıyor. Gençler, buldukları ilk fırsatta, kendilerine başka bir ülkede hayat kurmayı hayal ediyorlar. Var mı bir cevabınız? Sabah akşam hayali düşmanlar üretip gölge boksu yapacağınıza, gençlerin gözünün içine bakarak bu sorulara cevap verin. Gençler kendilerine Avrupa ülkelerinde bir hayat kurmak istiyor. Gençler, hukuk devletinde yaşamak istiyorlar. İktidardaki otoriter zihniyet ise neredeyse her gün yeni bir hukuksuzluğun altına imza atarak ülkemizi Avrupa Birliği değerlerinden de, demokrasiden de uzaklaştırıyor. Avrupa’nın kapıları Türkiye’ye ne zaman açılır biliyor musunuz? Kendi anayasasını çiğneyen, hukukun üstünlüğünü yerle bir eden bu zihniyeti iktidardan gönderdiğimizde, kapılar ardına kadar açılır. Biz bu konuda kadrolarımıza güveniyoruz. Çünkü Türkiye’yi, Avrupa Birliği sürecine yeniden sokacak siyasi aklın DEVA Partisi’nde olduğunu biliyoruz. Biz bu özgüvenle hareket ediyoruz. Hiç kuşkunuz olmasın. En kısa zamanda, ülkemize birinci sınıf demokrasiyi müjdeleyen bizler olacağız. Hiçbir ayrım yapmadan, tüm vatandaşlarımızın hukuk güvenliğini sağlayacağız ve refahını yükselteceğiz” şeklinde konuştu.


“Engelleyemeye gücünüz yetmeyecek”
AK Parti ve MHP’nin TBMM’ye sunduğu “Milletvekili Seçimi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne de konuşmasına değinen Babacan, “İktidar ortaklarının DEVA Partisi’ni engellemek için ürettiği tüm entrikaları boşa çıkaracağız. Matematik hesaplarıyla değil, meydanlarda büyümeye devam edeceğiz. Bildiğiniz gibi, iktidar ortakları,  DEVA Partisi’ni engelleme çabalarına geçenlerde bir yenisini daha eklemeye kalkıştı. Belli ki Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli önlerine haritayı koymuşlar; masa başı formüllerle jübile seçimlerine nasıl gireceklerini konuşmuşlar. İkisinin de jübilesi olacak. Göreceksiniz. Nafile! Beyhude! Boşa kürek çekiyorlar! Ben buradan otoriter ittifakın büyük ve küçük ortağı Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli’ye sesleniyorum: Sizin entrikalarınız bize vız gelir, vız. Elinizden geleni ardınıza koymayın. İstediğiniz dalavereleri çevirin. Masa başında üretilen matematik formülleriyle, entrikalarla, dalaverelerle seçim kazanılmaz! Seçim meydanda kazanılır, meydanda! Onun için size “Hodri meydan!” diyorum, “Hodri meydan!” Sizin gücünüz; Türkiye’nin köklü demokrasisini yok etmeye yetmeyecek. Türkiye’yi daha fazla aşağı çekmenize izin vermeyeceğiz. İlk seçimden hemen sonra Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’i inşa edeceğiz. Ülkemizi özgürlükle, adaletle ve zenginlikle buluşturacağız. Bunu engelleyemeye gücünüz yetmeyecek. Varın siz, bu devletin bütün imkanlarını, sonuna kadar, kendi siyasi ikbaliniz için harcayadurun. Varın siz, hergün hukuk dışına çıkarak, insanları korkutarak, güç gösterisi yapadurun. Unutmayın, demokrasilerde hiçbir güç halkın iradesinin üstünde değildir. İşte biz gücümüzü, halkımızdan, halkımızın ilgi, sevgi ve desteğinden alıyoruz. Unutmayın, haklı olan güçlüdür. Onlarsa haksız olduklarını biliyorum. Oysa biz gücümüzü, haklı olmaktan alıyoruz. Onun için tekrar ediyorum. İzmir’den onlara sesleniyorum. Hodri meydan! Ne zaman iktidar, mevcut kurallarla seçimi kaybedeceğini görür, o zaman seçim kurallarını değiştirir. Bu nedenle getirdikleri değişiklik önerileri, gitmekte olduklarının tescili. Milletimiz de bu mesajı aldı. Önümüzdeki seçimlerde çok şey değişecek. Paniklemiş haldeler” ifadelerini kullandı.

Bağımsız yargı vurgusu
Konuşmasının devamında adalet vurgusu da yapan Babacan,  “Anlaşılan o ki, seçim hesapları Beştepe’nin koridorlarını epey hareketlendirmiş. Ekonomik kriz veya faili meçhul cinayetler dönemi denilince ilk akla gelen bazı isimlerden medet umar hale düşmüşler. Enerjinize yazık yahu. Bu millet, 90’lı yılların siyasi yıkımlarını unutmadı, unutmayacak. Bu millet, 90’lı yılların karanlığında, ülkenin doğusunda kol gezen Beyaz Torosları, ülkenin batısında katledilen aydınları ve gazetecileri, Manisa’da gençler için kurulan işkencehaneleri unutmayacak. Arkadaşlar, Türkiye er ya da geç adalete kavuşacak. Devletin içinde, hukuka aykırı faaliyet yürüten şebekeler, bir gün mutlaka temizlenecek. Hiçbir masum vatandaşımız, boğazında düğümlenen acısıyla yaşamayacak. Bundan birkaç ay önce, bir mafya liderinin, çete benzeri yapılanmalarla ilgili anlatılarını hep beraber izledik. İşte, kararlı bir siyasi irade iş başına geçtiğinde, böylesine hukuk dışı faaliyetlere asla geçit verilmeyecek. Devletin resmî belgelerinde dahi kayda geçen Gladyo ve benzeri çetelerden, mutlaka hesap sorulacak. Bu hesabı, “bağımsız ve tarafsız yargı” soracak. 20 Devlet her türlü hukuksuzluğa karşı, hukuk içinde kalarak mücadele verir. Bir yanlış, başka bir yanlışla düzeltilmez. Karşınızda, çete de olsa, mafya da olsa, terör örgütü de olsa, devlet bunlara karşı mücadelesini, devlete yakışır şekilde verir. Bakın arkadaşlar, Bu noktada, ‘bağımsız ve tarafsız yargı’nın altını özellikle çiziyorum. Hukuka aykırı işler yapanlar; demokrasimize kasteden, hukuk sistemimizi felç eden FETÖ’nün bulandırdığı suda temizlenemezler. Bu yüzden biz, öncelikle yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını tesis edeceğiz. Biz, kurunun yanında yaşı yakmadan, masum tek bir vatandaşımızın haksız yere ceza çekmesine razı gelmeden, adaleti tesis edeceğiz” diye konuştu.


“İzmir’e “üvey evlat” muamelesi yapmasına son vereceğiz”

30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’de yaşanan depreme ilişkinde açıklamalarda bulunan Babacan, deprem sonrası yaşanan sürecin sağlıklı yönetilemediğini söyledi. İzmir’in merkezi ve yerel yönetim arasındaki siyasi ve ekonomik çekişmeleri derinden hisseden bir şehir olduğunu da vurgulayan Babacan, “Bu durum, İzmir’in hak ettiği yatırımları almamasına neden oluyor. Biz bu haksız ve adaletsiz durumu kesin olarak reddediyoruz. Mesele vatandaşa hizmet ve kentlerimize yatırımsa, partiler arası çekişmeye asla izin vermeyeceğiz. İktidarın, yerel seçimlerde kaybettiği şehirlerimizi cezalandırmasına, Ankara’nın İzmir’e ‘üvey evlat’ muamelesi yapmasına son vereceğiz” dedi.


Zeytinlik mücadelesine destek
Geçtiğimiz günlerde Resmî Gazete’de yayınlanan maden yönetmeliğine ilişkin de açıklamalarda bulunan Babacan, “Biz DEVA Partisi olarak, yasalara açıkça aykırılık teşkil eden bu konuda Danıştay’da iptal davası açtık. Çünkü, maden faaliyetleri esnasında oluşacak kimyasal atığın ve tozun dumanın, zeytin ağaçlarına ve zeytinliklere büyük bir zarar vereceğini biliyoruz. Parti programına ‘Nesiller arası adalet’ ilkesini yazan ilk parti olarak biz, bizden sonraki nesillere yaşanabilir bir ülke bırakma sorumluluğuyla hareket ediyoruz. Türkiye’nin ‘Zeytinime dokunma’ diyen tüm vicdanlı ve düşünceli insanlarının verdikleri haklı mücadeleyi de sonuna kadar destekliyoruz” ifadelerini kullandı.


Mührü ‘Damlaya’ 3 kez vurmalıyız!
“İzmir’in DEVA’sı teşkilatın Seda’sı” sloganlarıyla kürsüye gelen DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen de ülkenin içinden geçtiği duruma değinerek bugün hiç olmadığı kadar DEVA Partisi’ne ve kadrolarına ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Ösen, yeni seçim yasasıyla birlikte erken seçim tartışmalarının da rafa kalktığını belirterek “Partimizi, tüm kitlelere anlatmak ve tanıtmak için bizlere yeni bir fırsat doğduğunu düşünüyoruz. Yasanın yürürlüğe girmesiyle başlayan 1 yıllık sürede çok çalışmalı, daha çok konuşmalı, daha çok kapı çalmalıyız.  Yine bu sürede DEVA Partisi’nin özgürlükler ve çağdaş yaşam adına kesin bir taraf olduğunu tekrar tekrar dile getirmeli, tek vaadi yoksulluk ve çaresizlik olanları vatandaşa şikayet etmeli; Ve kaderimizi belirleyecek o önemli seçim günü geldiğinde, oy pusulasında mührü ‘Damlaya’ 3 kez vurmalıyız!” dedi.