Cumhurbaşkanın mitinglerde elinde Kuran taşımasını ve Mehmet Akif Ersoy'un ismini telaffuz etmesini eleştiren Bahçeli, 'başkanlık' talebini ise "Recep Tayyip Erdoğan, aslında Türk tipi değil 'Tayyip tipi' başkanlık hayalleri kurmaktadır. Bütün yetkilerin kendisinde toplandığı, yargının kendisine bağlandığı, yasama organı Meclis'in kendi kontrolüne sokulduğu, denge, denetim ve fren sistemi olmayan, tek adam diktatörlüğü, tahtsız ve taçsız sultanlık peşinde koşmaktadır" dedi.

Manisa'da partililerin erken saatlerde doldurduğu Cumhuriyet Meydanı'nda yaklaşık 15 bin kişiye hitap eden Bahçeli, "İstismarcıların oyunlarını ibretle izliyorsunuz. Başbakan maneviyat sömürüsünde, Erdoğan ile yarışmaktadır. Bunu da görüyorsunuz. Başbakan Davutoğlu, Diyanet üzerinden meydanlarda bilirkişilik taslamaktadır. Kudüs'ü saygısızca siyasete alet etmektedir" dedi.

Kadınların fazla olmasının dikkat çektiği alanda tezahüratlar arasında konuşmasını sürdüren Bahçeli, Başbakan Davutoğlu'nu hedef alırken de şöyle dedi:

"Adıyaman'a gidip sahabelerin ruhunu incitmektedir. Davuoğlu, dün Adıyaman'da 'Biz milleti birleştirmeye yürürken, HDP zihniyeti bölmeye kalkıyor?' demiştir. Manisalının feraseti yüksektir. Manisalının aklı ve zekasını hamdolsun yerindedir. Davutoğlu HDP'nin bölücülüğünü biliyor idiyse; 28 Şubat'ta Dolmabahçe Sarayı'nda sahnelenen rezil görüntülere nasıl izin vermiştir. HDP'li vekiller ile AKP'li vekiller koro halinde İmralı canisinin 10 maddelik ihanet metnini okurken, Davutoğlu neredeydi? Nereye saklanmıştı. Oslo'da masa kurulurken, Davutoğlu nerelerde geziyordu. İmralı posterle gidip geldikçe hangi yalanı söylüyor, hangi selamı vermekle meşgul oluyordu? Davutoğlu'na başbakan demek için bin şahit gerekecektir. Erdoğan Davutoğlu'nu fikren ve ahlaken ilham etmiştir. PKK'ya pazarlık yapanlar, İmralı canisinin kapısında nöbet tutanlar, sandık görülünce kostüm ve ağız değiştirmişlerdir. AKP zayıflamaktadır. AKP her gün güç kaybetmektedir. AKP iniştedir ve düşüştedir. 7 Haziran'dan sonra AKP artık iktidar olmayacaktır. Türk milleti buna müsaade etmeyecektir. Kamuoyu araştırmaları buna işaret etmektedir. Herkes bu açık gerçeği görmektedir. MHP iktidara Allah'ın izniyle gelmektedir."

"CUMHURBAŞKANI'NA KURAN İSTİSMARI ELEŞTİRİSİ"

Siirt'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kuranı eline alarak siyaset yapmasını eleştiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yüce kitabımız Kuran'ı Siirt'te meydanda eline alıp siyaset aracı yapan Erdoğan, günahkarlıkla yeni bir terfi almıştır. Hatırlayınız; bunlar Kuran'dan pasta yapıp yiyenler ile ayetlerle dalga geçen iblis elçilerini koruyup kollamışlardır. Recep Tayyip Erdoğan eline almış mukaddes Allah kelamını, halka doğru sallıyor. Ey gafil, milletimizin inancı tamdır. İmanı bütündür. Cenabı hakkın mesajına karşın en küçük bir inat gerçekliği yoktur. Ne şimdi İslam'la tanışmış, ne de İslam'ı seninle tanımıştır. 17-25 Erdoğan, sana sesleniyorum. Kendine gel, haddini bil, küfre sapma. Bu büyük millet Ebul Gazi Bahadır Han'dan bu yana, yıllardır bu kutlu yolun yolcusudur. Yüreğinde asırlardır Allah inancı vardır. Gönlünde asırlardır Kuran'ın mesajı vardır. Bileğinde asırlardır İslam'ın kuvveti vardır. Elindeki Kuran-ı göstereceğin Müslüman Türk milleti değildir. O zaten İslam'la şereflenmiştir. Elindeki Kuran-ı işaret edeceğin yer vatanın toprakları değildir. Bu topraklar zaten İslam'la kucaklaşmıştır. Eğer göstereceksen Kuran-ı Kerimimizi, bu tebliğ edeceğin yer Anadolu beldeleri değildir. Şayet göstereceksen papa heykelleri önünde imza atarken aklın neredeydi? Müslümanların küresel zulümlere sürüklendiği Büyük Ortadoğu Projesi'nin taşeronluğunu Hıristiyan efendilerince boynuna asıldığı anda sıkıysa Kuran-ı orada gösterebilseydin. İncil tutan ellerden medet umdun. Müslüman kanı dökenlerden diyet gelecek bekledin ve menfaat aradın. İslam'a en çok zarar veren Zümre iktidardadır. İslam'ın efendilerimizin en çok mesajlarımızı inciten asıl anlamından saptıran Bizanslılar iktidardadır. Bunlar Allah'ın emir ve yasaklarını çiğnediler. Rüşvet alıp-rüşvet verdiler. Çaldılar çırptılar, 17-25 Aralıkta ayakkabı kutularını sizlerden aşırdıkları ile doldurdular. Kul hakkını umursamadılar. Haşa hırsızlık Müslüman’a caiz oldu da, bizim mi haberimiz yoktur. Rüşvet helal kılındı da, yalan riya, arsızlık ahlaksızlık inancımızın bir şartı oldu da Manisa mı habersizdir? İsraf, kayırmacılık, sömürü, edepsizlik, meşru kılındı da biz mi farkında değiliz."

YENİ BİR İSTİSMAR KAMPANYASI ELEŞTİRİSİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a eleştirilerini şiir okumaları üzerinden de sürdürdü. Bahçeli şunları söyledi:

"Erdoğan sıkıştığı her fırsatta, vatan şairimiz Akif'ten şiirler okumakta. Yeni bir istismar kampanyasına imza atmaktadır. Buradan Tayyip Erdoğan'a diyorum ki. Merhum Akif'in ismini bir daha ağzına alma. Elini yıkamadan, adalette aklanmadan, tövbe etmeden, yüce kitabımızdan da uzak dur. Akif ne para çaldı, ne de çocuklarının yatak odalarına para kasaları sakladı. Akif'in haram parası yoktu. Helalinden yaşadı. Akif'in gemicikleri yoktu; her yere yürüyerek giderdi. Akif'in sarayları yoktu. Mütevazi hanelerde yaşardı. Akif'in uçakları yoktu. Devletten ödülünü bile almadı."

Kararsız seçmeni de MHP'ye oy vermeye davet eden Devlet Bahçeli, alandan 'Vur de Vuralım, Öl de Ölelim' sloganlarının yükselmesi üzerine "Şimdilik 7 Haziran'da sandığa gidin. Elinize mührü alın ve üç defa MHP diye vurun. Bu yeter" yanıtını verdi.

"TARAFSIZLIĞINI YEMİŞ VE YUTMUŞTUR"

Cumhurbaşkanının görevinin getirdiği tarafsızlığı altüst ettiğini söyleyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Erdoğan cumhurbaşkanlığı ağırlığını taşıyamamıştır. Anayasa suçu işlemiştir. Görevinin getirdiği tarafsızlığı alt üst etmiştir. Erdoğan AKP'nin fiili eş genel başkanı gibi konuşmaktadır. Açılıştan, açılışa koşmaktadır. Değişik kurum ve kuruluşların etkinliklerine kendisini davet ettirip gündemle ilgili atıp tutmakta; başkanlık falı açmakta, yeni anayasa dedikodusu yapmakta, yeni Türkiye rezilliğini savunmaktadır. Erdoğan milletin oyuyla işbaşına gelmiş ilk cumhurbaşkanı olması nedeniyle kenarda beklemeyeceğini söylemektedir. Parlamenter sistemi bekleme odasına tek başına olma teşebbüsünde bulunan bu adam, Türkiye'yi kenara çekmek, Türk milletini kenara itmek üzeredir. Türk milleti Erdoğan başkan olsun diye oy vermedi. Manisalı kardeşim Erdoğan fitneliğe batsın, siyaset yapsın diye seçimi yapmadı. Erdoğan siyasete madem bu kadar meraklıdır, madem cumhurbaşkanı olduğunu unutarak siyasi irade altına konuşmayı kendisinde hak görmektedir; o zaman bulunduğu makamdan derhal istifa edecek. Bu ahlakı sergileyebilmelidir. Erdoğan tarafsızlığını yemiş ve yutmuştur. Anayasaya göre Cumhurbaşkanı tarafsız olmalıdır. Görevine başlarken bunun için şerefi ve namusu üzerine yemin etmiştir. Şeref ve namus kavramları bundan nasibini alanlar için elbette ki mukaddestir. Fakat Erdoğan bundan bağımsızdır. Yeminlerini ezen ve unutan birisinin tarafsız kalmasını beklemek bu nedenle imkansızdır."

"TAYYİP TİPİ' BAŞKANLIK HAYALLERİ KURMAKTADIR"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın istediği başkanlık sistemini eleştiren Bahçeli, "Recep Tayyip Erdoğan, aslında Türk tipi değil 'Tayyip tipi' başkanlık hayalleri kurmaktadır. Bütün yetkilerin kendisinde toplandığı, yargının kendisine bağlandığı, yasama organı meclisin kendi kontrolüne sokulduğu, denge, denetim ve fren sistemi olmayan, tek adam diktatörlüğü, tahtsız ve taçsız sultanlık peşinde koşmaktadır" DEDİ,

Başkanlık sisteminin iyi yönleriyle ilgili Erdoğan'ın söylediklerinin tümünün yalan ve aldatmaca olduğunu söyleyen Bahçeli, "Türkiye prangalardan kurtulsun ve şaha kalksın, daha hızlı karar alınsın, daha süratli iş yapılsın sözleri, gerçek ve sinsi amaçların üzerini örtmek için piyasaya sürülen yalanlardır. Amaç başkadır, hesap başkadır. Başkanlık, federasyon demektir. Bu da Türkiye'yi bölünmeye götürecektir. İmralı canisiyle pazarlıklarda, yeni anayasayla bölünme yolunun açılması amaçlanmaktadır" dedi.

Bahçeli, Erdoğan'ın başkanlık sistemini ihanet sürecinin sonuçlandırılması için istediğini ileri sürerek, şöyle dedi:

"Beştepe hanedanı ve AKP yönetimi aile boyu rüşvet ve yolsuzluk çamuruna batmıştır. 17-25 Aralık yolsuzluk dosyalarının bir daha açılmamak üzere kapatılması; bu rüşvet, hırsızlık ve yolsuzluk çarkının döndürülebilmesi, Tayyip Erdoğan'ın bütün yetkileri elinde toplayarak diktatörlüğünü ilan etmesine bağlıdır. Yeni anayasayla başkanlık sistemine geçilmesi bunun için istenmektedir. Recep Tayyip Erdoğan tipi Başkanlık sistemi; Türkiye'nin bölünmesinin reçetesidir. Demokrasinin idam fermanıdır. Tek adam diktatörlüğünün beratıdır. Hırsızlık ve yolsuzluk ruhsatıdır. Beştepe'nin ve peşinde sürüklenen AKP'nin 'Yeni Türkiye'den anladıkları ve murat ettikleri budur. İstedikleri ve amaçladıkları; bölünmenin, hırsızlık ve soygunun, hukuksuzluk ve zorbalığın önünün açıldığı, bu konuda Erdoğan'ın sınırsız yetkili olduğu karanlık bir Türkiye'dir. Erdoğan'ın gizli ve sinsi amaçları bunlardır. Manisa bu oyuna gelecek midir? Manisalı despota kanacak mıdır? Manisalı Erdoğan'a, yıkım ve parçalanma kadrosuna daha fazla tahammül edecek midir? Allah nazardan saklasın, bu iş Manisa'da bitmiş, hain emeller duvara toslamıştır."

SOMA'YI VE MADENCİLERİ HATIRLATTI

Soma'daki maden faciasına da değinen MHP Lideri Bahçeli "Şüphesiz Manisa'da Soma'yı anmadan, hatırlamadan geçmek doğru olmayacaktır. 13 Mayıs 2014'de 301 evladımızı kaybettik. Hepsine Allah'tan rahmet diliyorum. Eynez Maden Ocağı'nı işleten şirket, farklı bahanelerle 2 bin 831 işçimizi, kömürden ekmek çıkaran emekçimizi işten çıkarmıştır. Partimizin yoğun uğraş ve mücadeleleriyle, işten çıkarılan madencilerimizin kıdem tazminatlarının ödenmesine ilişkin ihtiyaç ve beklentiler yasa kapsamına alınmıştır. Buna rağmen madencilerimize kıdem tazminatlarının hala ödenmediği anlaşılmaktadır" dedi.

Ak Parti iktidarının gider ayak kömür işçisinin alın terinin hakkını vermesi gerektiğini anlatan Bahçeli, "Madenci kardeşim üzülme, Milliyetçi Hareket Partisi her zaman seninledir, senin yanındadır. Gafletin ihanete vardığı, korkaklığın teslim olmaya dayandığı bir iktidar dönemi 7 Haziran'da sona erecektir. Biz Milliyetçi Hareket olarak bütün meselelerin üstesinden geliriz" diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, partinin seçim beyannamesi hakkında Manisalılara bilgi verip seçimde destek istedi.