MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, "Şahsımın kayış kopardığını durmadan ifade eden Başbakan Erdoğan'ın uzun zaman öncesinden kaportası delinmiş, şanzımanı dağılmış, vidaları gevşemiş, aküsü bitmiş ve dümeni parçalanmıştır. Kendisi adına ne utanç vericidir ki, çirkefliğin hurdalığına, yalanın garajına, ölçüsüzlüğün küllüğüne neyi varsa bedelsiz bırakmış ve geriye de yalnızca BOP'çuluğuyla bir başına kalmıştır" diye konuştu.

Bahçeli, "Yarın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutlayacağız. Dileğim, emeğinden başka gücü olmayan, emeğinden başka geçim kapısı bulunmayan milyonlarca insanımızın bu gün münasebetiyle anlaşılması ve haklarının da teslim edilmesidir. Zira emek kutsaldır ve karşılıksız bırakılmamalıdır. Hiçbir mazerete sığınmadan ikrar etmeliyiz ki, işçilerimizin, emeğiyle hayatın her türlü zorluğuna direnen kardeşlerimizin hak ettikleri sosyal ve ekonomik şartlardan oldukça uzak oldukları belli ve ortadadır. Elbette işçilerimizin yegâne talepleri yalnızca ücretlerinin iyileştirilmesi değildir. Her şeyden önce insanca yaşayabilmelerini temin ve teşvik etmek, saygınlıklarını ve itibarlarını daha da yükseltmek hükümetin başlıca görevleri arasında görülmelidir" dedi.

"1 MAYIS KAVGADAN NEMALANANLARIN GÜNÜ ASLA DEĞİLDİR"


Geçici işçi statüsünde çalışanların kadroya alınmasının hemen sağlanması gerektiğini belirten Bahçeli, "İş güvenliği ve işçi sağlığı tüm çalışanlarımız için mutlaka, süratli ve kapsayıcı şekilde temin edilmelidir. Üzerinde durmak istediğim bir diğer husus da, 1 Mayıs'ı fırsat bilerek, toplumsal huzur ve asayişi zedeleyecek kışkırtmalara karşı herkesin uyanık ve dikkatli olmasıdır. 1 Mayıs emeğin bayramıdır; teröristlerin, bölücülüğün, çatışma meraklılarının ve kavgadan nemalananların günü asla değildir. Bu nedenle geçmişteki vahim olayların tekrarlanmaması konusunda gerek sendikalar, gerek işçilerimiz ve gerekse de güvenlik güçlerimiz hassasiyet göstermeli, sabırlı ve sorumlu hareket etmelidir" diye konuştu.

"KAPORTASI DELİNMİŞ, ŞANZIMANI DAĞILMIŞ"

Bahçeli, "Şahsımın kayış kopardığını durmadan ifade eden Başbakan Erdoğan'ın uzun zaman öncesinden kaportası delinmiş, şanzımanı dağılmış, vidaları gevşemiş, aküsü bitmiş ve dümeni parçalanmıştır. Kendisi adına ne utanç vericidir ki, çirkefliğin hurdalığına, yalanın garajına, ölçüsüzlüğün küllüğüne neyi varsa bedelsiz bırakmış ve geriye de yalnızca BOP'çuluğuyla bir başına kalmıştır. Başbakan Erdoğan'ın hayatının en zifiri karanlığına gömülmesine ne partisinin ampulü ne PKK'nın Kandil'i engel olamamıştır. İmralı canisinin yardım ve desteği bile kendisine yetmemiş, yabancı dostlarının çabası dahi şahsiyet noksanlığından, milli onur ve ruh yoksunluğundan yakasını kurtaramamıştır. İşte böyle bir zat, Milliyetçi Hareket Partisi'ne ağzı dolusu hakaret etmektedir. İşte böylesi özelliklere sahip birisi, bulduğu her ortamda hakkımızda ileri geri konuşarak düştüğü aczi ve çaresizliği kapatmaya gayret etmektedir. Elbette biz, Başbakan'ın anladığı dilden konuşacağız. Elbette biz, Başbakan'a hak ettiği gibi mukabele edeceğiz, layık olduğu şekliyle cevap vereceğiz" diye konuştu.

"PKK'NIN ÇÖZÜM KARDEŞLİĞİ BAŞBAKAN'IN AKLINI ALMIŞ"


Başbakan Erdoğan'ın dün partisinin Kızılcıhamam'da düzenlediği il ve ilçe başkanları toplantısındaki konuşxmasına değinen Bahçeli, "Başbakan, yine kuru gürültülerine devam etmiş, gıybet, dedikodu ve tezvirattaki ustalığını maharetle sergilemiştir. Milliyetçi-ülkücü hareketi biçmek, etkisizleştirmek, itibarsızlaştırmak ve ufalamak için yıllardan beri tam mesai halinde varlık gösteren Başbakan'ın kontrolü kaybettiği, ölçüyü kaçırdığı, dilinin ayarını bozduğu tüm berraklığıyla meydandadır. Her açıklamasında fena halde çuvallayan, her sözünde düzeltilemeyecek kadar tenakuzlara batan birisinin, Milliyetçi Hareket Partisi'ni ve şahsımı aslı astarı olmayan suçlamalarla gölgeleyeceğini hesap etmesi bir defa büyük bir hata, vahim bir özürlülüktür. İmralı canisinin kankalığı, PKK'nın çözüm kardeşliği Başbakan'ın aklını almış, gözünü karartmış, bilincini darmadağın etmiştir. PKK çaktıkça MHP karşıtlığıyla soluklanmaya, İmralı canisi bastırdıkça MHP kiniyle rahatlamaya çalışan bu zihniyet için Üç Hilal kabus olmuştur" dedi.

"VATANSEVERLERİ ÇAPULCULUKLA SUÇLAMASI DA SONUÇ VERMEYECEKTİR"


"Başbakan Erdoğan konuştukça batmakta, battıkça şaşkına dönmektedir" diyen Bahçeli, şunları söyledi : "Bilinsin ki, bizi başka oluşum ya da partilerin yedeğinde gösterecek kadar izan ve terbiyeden mahrum olanlar önce PKK'nın kontağı, bölücülerin ikaz lambası, teröristlerin alarm zili ve İmralı canisinin de odacısı olduğunu görmeli ve bunu da kafalarına sokmalıdırlar. PKK'nın tez ve propagandasını aziz milletimize dayatmaya çalışan 63'lüklerin her gittikleri yerde milli iradenin tepkisiyle karşılaşmasından gocunan Başbakan'ın, milliyetçi-vatanseverleri çapulculukla suçlaması da sonuç vermeyecektir. Son yurdumuzun her tarafı gerçek çapulcularla mücadele için hazır bekleyen, hiçbir tehditten yılmayacak milliyetçi-vatanseverlerle kaynamaktadır. Ben hepsiyle gururluyum, hepsiyle iftihar ediyorum. Protez bacağını savuran gazimizle, 63 akılsızı demokratik itirazlarıyla susturan şehit yakınlarımızla, Türk milletine ellerinde bayraklarla sahip çıkan tüm milliyetçi-vatanseverlerle övünüyorum. 63 çöpten çelebinin daha fazla milli vicdanların sabrını zorlamadan AKP ve PKK eyyamcılığından vazgeçerek işlerine güçlerine bakmaları hem kendileri hem de toplumsal huzur açısından artık çok önemli hal almıştır. Bu ertelenmemeli, geciktirilmemelidir."

"BDP'YE MEKTUP TAŞIYAN KANDİL ROBOTU GÖREVİNİ LAYIK GÖRMÜŞLERDİR"


Bahçeli, "Başbakan Erdoğan, BOP kulvarında İmralı canisi ve örgütüyle birlikte ektiği fitneyi şimdi çözüm olarak toplama arayışındadır. Gelişmelerin seyrine baktığımızda bölücülüğün stratejik anlamda yeni bir safhaya geçiş göstermeye başladığı anlaşılmaktadır. Başbakan ve İmralı canisi küresel güçlerin perde gerisinden verdikleri ev ödevlerine binaen Türkiye'nin yıkım butonuna birlikte basmışlardır. AKP ile PKK derin bir ortaklık kurgusu altında rollerini ezbere oynayan iki zalim olarak söz kesmişler, yanlarına aldıkları postacı BDP'ye de bir o yandan bir buyana mektup taşıyan Kandil robotu görevini layık görmüşlerdir" diye konuştu.

"SENİN GİBİLERİN YERİ KANDİL, İMRALI VE BOP'UN KANLI SAYFALARIDIR"


Bahçeli, "Başbakan Erdoğan'ın şehidimizden, gazimizden helallik almadan, teröristlerle tokalaşmaya ve helalleşmeye yönelmesi kandan, ölümden ve şiddetten kimin istifade ettiğini ifşa etmesi bakımından oldukça anlamlıdır. Sayın Erdoğan sen PKK'lılarla bayramlaşabilir, heyecanla kucaklaşabilirsin. Hatta bayram günlerinde yeni ve pahalı kıyafetler giyerek İmralı canisiyle birbirinize ziyaretler düzenleyebilir, birlikte bölünmüş Türkiye niyetine baklava yiyebilirsiniz. Ama biz şehitlerimizin aziz hatıralarını, gazilerimizin mübarek mücadelelerini, muhterem analarımızın beklentilerini bağrımıza basacağız ve sana, işbirlikçilerine, terörist dostlarına, yabancı hısımlarına Allah'ın izniyle çiğnetmeyeceğiz. Boşuna yorulma, boşuna oyalanma. Senin ve senin gibilerin yeri Kandil, İmralı ve BOP'un kanlı sayfalarıdır. Bizim ise yerimiz büyük Türk milletinin şerefli yanıdır" dedi.

KARAYILAN'IN AÇIKLAMALARI

PKK'lı Murat Karayılan'ın açıklamalarına da değinen Bahçeli, şunları söyledi: "Terörist Karayılan tarafından verilen mesajların içeriğinden örgütün silah bırakmasının söz konusu olmadığı ve militanların silahlarıyla birlikte sınır ötesine intikal edecekleri anlaşılmaktadır. Ancak bunun ne ölçüde doğru olduğu, teröristlerden kaçının sınırlarımızın dışına çıkacağı belli değildir. Örgütün ne kadarının kır, ne kadarının şehir elemanı haline getirildiği, bunlardan ne kadarının sınır dışına çıkacağı, ne kadarının şehirlere yönlendirileceği, Irak'a geçecek sayının ne olduğu ve kontrolünün nasıl yapılacağı da bilinmezliğini korumaktadır. Teröristlerin geldikleri gibi ve sızdıkları noktalardan çıkacaklarına göre bu yolların malum ve bilinen yerler olduğu açıktır. O halde sınır hattımızda görev yapan birliklerimiz teröristlerin geçişine nasıl sessiz kalacaktır? Militanların Türkiye'yi terk ettiklerini varsaysak dahi; terör eylemlerinden vazgeçmeyecekleri aşikardır. Bu terörist unsurların PYD'yi destekleyecek şekilde Suriye'ye kaydırılmaları, Irak merkezi yönetimi ile sorunları olan Kuzey Irak yönetiminin emir komutasında peşmerge ile birlikte hareket etmeleri veya ABD tarafından İran'a yönelik olarak PJAK'ın güçlendirilerek kullanılmaları ihtimal dahilindedir. Kuvvetle muhtemel olanı ise Suriye ve İran'a karşı yönlendirilecek olmalarıdır."

"BAŞBAKAN ERDOĞAN BUNLARA NE DİYECEKTİR?"

Bahçeli, "PKK'nın özellikle eğer gerçekleşirse, Irak'ın kuzeyindeki alana çekilmesi halinde bir sorunla karşılaşması söz konusu değildir. Görüldüğü kadarıyla ABD, çekilme kararına yönelik desteğini hemen açıklamış olup, diğer ülkelerin de bu konuda geri durmayacağı belirginleşmeye başlamıştır. Nitekim Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından alınan teröristleri “aktivistö olarak tanımlama kararı bu konuya AB ülkelerinin hazır olduklarını göstermesi bakımından önemlidir. Bunun devamı ABD ve AB ülkelerinin PKK'yı yakın bir süreçte terörist örgütler listesinden çıkarmaları ile gelecektir. Bu durum yıllarca verilen emek ve uğraşın sonucu olan PKK'nın terörist örgütler listesine sokulması çabasının boşa çıkarılmasının yanında, Türk Devletinin diplomatik alanda köşeye sıkıştırılması sonucunu da getirecektir. Diğer taraftan PKK'lı Karayılan 'Kuzey Kürdistan' diyerek ülkemizin bir kısmını aklınca bölmüş, bağımsız ve dört ayaklı Kürdistan'a eklemiştir. Peki, Başbakan Erdoğan bunlara ne diyecektir? Ve bugüne kadar niye herhangi bir itiraz göstermemiştir?" diye konuştu.

ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANI'NIN AÇIKLAMALARI

Yeni anayasa hazırlığı konusunda taraflı tarafsız herkesin görüş bildirdiğini belirten Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı : "Bunlardan birisi de Anayasa Mahkemesi Başkanı olmuştur. Sayın Mahkeme Başkanı, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmasında anayasada değişmemesi gereken tek kırmızı çizginin insan onuru olduğunu ifade etmiştir. Bu halde, Anayasa'nın dokunulamaz ve değiştirilemez ilk üç maddesine de gerek kalmamıştır. Buna göre devlete de, millete de ihtiyaç yoktur, nasıl olsa insan onuru her şeyi çözecektir. Sayın Mahkeme Başkanı'nın derdi nedir ve neleri söylemeye çalışmaktadır? Korumak ve savunmakla yükümlü olduğu Anayasa'yı tartışmaya açmak, her platformda konuşmaktan zevk alan Anayasa Mahkemesi Başkanı'na uygun düşmekte midir? Bu sözleriyle kime mesaj vermekte, kimleri cesaretlendirmekte, kimlerin gözüne girmeye çabalamaktadır? Bize göre Anayasa Mahkemesi'nin Sayın Başkanı işine gücüne bakmalı, görev sahası dışında yorum yapmaktan, görüş bildirmekten ve Anayasa'nın lafzını ve ruhunu zedelemekten kesinlikle uzak durmalıdır. Yürürlükteki Anayasa sayesinde uzun yıllardır Anayasa Mahkemesi'nde bulunduğunu unutmamalı, kalan görev yıllarında Türk milletine vefa gösterecek davranıştan ayrılmamalıdır."