İşte Bahçeli'nin açıklamaları:


ANKARA’DAKİ PATLAMALAR


Ankara’daki 2 ayrı patlamada 20 kardeşimiz hayatını kaybetmiştir. Bu son derece elim hadise herkesi derinden üzmüştür.İşyeri güvenliği konusunda alınması gereken daha çok tedbir vardır. 

Ankara’nın tam ortasınca canımızı yıkan kazanın ağır bilançosu konunun üzerine eğilmek gerektiğini gösteriyor. Sorumluluk öncelikle iktidar partisine düşmektedir. Muhatap olduğumuz acı olaya sebebiyet veren kusur ortaya çıkarılmalıdır.


ORTADOĞU’DAKİ OLAYLAR

Türkiye’nin yakın coğrafyasında önemle takip edilmesi gereken olaylar cereyan etmektedir. Yıllarca küresel güç merkezleri tarafından desteklenen otoriter güç merkezlerinin köşeye sıkıştığına kamuoyuna yansıyan bilgilerden şahit olunmaktadır.

Yakın coğrafyalardaki halkların otoriter yönetimlerden kurtulayım derken yeni vesayetlerin altına girmemesi de önemlidir. Batılı anlayışın iki yüzlülüğünü de bu son olaylarda gördük. Müslüman coğrafyası değişik dönemlerde kanlı çatışmalara sahne oldu. Bunların arkasında Batılı ülkeleri görmek rastlantı değildir.

Tunus’tan Mısır’a uzanan hareketlerin öncelikle işsizliğe, yoksulluğa başkaldırıdır. Yeni otoriter rejimlerin altına girebilme ihtimali yeni gerginliklere neden olacaktır. Mesele gerçekten demokrasi ve özgürlüklerin esas anlamda karşılık bulmasıdır. Yakın coğrafyamızdaki olayları AKP iktidarı dikkatle izlemeli. Özellikle Mısır’daki gelişmeleri ve AKP iktidarının yanlış değerlendirdiğini son vakalara bakarak söylememiz mümkündür.

Mısır’daki toplumsal yangını tribünden seyretmeyeceğiz diyen Başbakan Erdoğan, ABD’nin isteklerini yerine getiriyor. Erdoğan komşusu olan bir ülkeye ilk bakışta bile binlerce kilometre ötedeki ABD ile tam olarak aynı düşündüğünü söylemesi ibretliktir

 
CEVAP BEKLEDİĞİMİZ SORULAR

Devletin Mısır konusunda ABD’den hiç mi ayrı politikası yoktur. Dış politikada proaktif davranmanın inandırıcılığı bundan sonra nasıl ileri sürülecektir.

ABD’nin yaklaşımlarının aynısını Erdoğan’ın tekrar etmesi bölgenin kim tarafından yönetildiğini göstermektedir.

 
ERDOĞAN’IN SUSKUNLUĞU REZALET

Erdoğan, yabancı ülkelerin eline tutuşturduğu pusula ile yol almaktadır. Erdoğan şahsına gösterilen ilgiyi istismar etmektedir.

Teşrifatçılık yapmak, geçici yönetimlerin kurulmasını istemek kendi içimizde bazı çevrelere emsal teşkil edecektir. Ortadoğu ateşinin alevlerinin sınırlarımıza geçecek eylem ve politikalardan bir an önce uzaklaşılmalıdır.

İmralı canisi bir yandan AKP ile yaptığı pazarlıklara devam ederken diğer yanda Diyarbakır merkezli olmak üzere Mısır örneğini vererek isyanı teşvik etmektedir. Başbakan Erdoğan’ın başka ülkelerin nasıl bir yönetimle yönetilmesi gerektiği ile fikirlerine son vermelidir. İmralı canisinin sözlerine sessiz kalması rezalettir.

 
ERDOĞAN ATEŞLE OYNUYOR

Emperyalizm bir asır öncesi ile aynı emperyalizmdir. Aktörler de aynıdır. ABD tarafından yönlendirilen ve yönetilen Ortadoğu ülkeleri, Afrika’nın kuzey hattı, Afrika’nın alt kuzey hattı, Arap yarımadası, Asya ve Avrupa’da Türkiye’yi yönetiyor. Daha sonra Türkiye bu listeden çıkarılmıştır.

14 milyon kilometre karesi Arap Birliği ülkelerindedir. 3 kıtada toplam yaklaşık 18 milyon metrekaredir.

Projenin görünen hedefindeki devletlerine yönelik kapsamlı bir dönüş programı sağlanması planlanıyor. Görünmeyen aşaması ise petrol kaynaklarıdır. Erdoğan olduğu sürece böylesi alçakça emperyalist taleplere karşı durmak ve direnmek mümkün değildir. Ateşle oynadığını idrak etmesi gereken Başbakan’ın bekamızı tehlikeye atacak her türlü adımdan vazgeçmesi gerekir.

 
KKTC İLE ‘BESLEME’ KRİZİ

KKTC ile Erdoğan arasındaki uyuşmazlık ciddi aşamaya geldi. KKTC’de yapılan bir protestoya haddinden fazla sinirlenen Erdoğan, Kıbrıslı kardeşlerimizi incitmiştir

Elbette ki afişlere yazılan bazı ifadeler doğru değildir. Düne kadar Başbakan’ın koruyucu kanatları altında beslenen Erdoğan’daki bazı mahfiller ne yazık ki bugünlerde Türkiye’ye ‘çek git’ diyor.

Erdoğan’ın daha önce ittifak kurduğu bu tepkilere gösterdiği tepkiler danışıklı dövüştür. Erdoğan’ın soğuk kanlılığını kaybedercesine hiddetlenmesi asıl niyetini deşifre etmesi bakımından kayda değerdir.

 
ERDOĞAN ETRAFINA BAKSIN

‘Besleme’ diyen Erdoğan’ın sözlerini şiddetle telin ediyoruz. İlla bir ‘besleme’ sıfatı kullanmak istiyorsa çevresine bakması yeterlidir. Sevsin ya da sevmesin Kıbrıslı soydaşlarımızın her biri bizim için önemlidir. Onlara yönelik kötü söz misliyle sahibine ait olacaktır.

 
ALDIKLARI YARDIMLAR ANALARININ AK SÜTÜ GİBİ HELAL

AKP’ye rağmen Kıbrıs Türk’tür ve sonuna kadar Türk kalacaktır. Kıbrıs bizim için milli davadır. Bunu değersizleştirmeye çalışanlar karşısında MHP’yi bulacaktır.

Aldıkları her yardım analarının ak sütü gibi helaldir ve bunu kimse sorgulayamaz. Yunanistan’a gelince ‘dostum’ diyen, konu Kıbrıs’a gelince ‘besleme’ diyen AKP zihniyetinin Türklüğün ateşinde yanıp yok olması yakındır.

Rumlara şirin gözükmeye çalışan  AKP zihniyetinin sonu gelmiştir. AKP’nin ‘ver kurtulcu’ politikası duvara toslamaya mahkumdur.

 
TSK’YI SİYASİ ÇEKİŞMELERİN İÇİNE ÇEKMEMEK GEREKİR

İktidar partisinin TSK üzerinden siyaset yapması geçtiğimiz yıllarda çok eleştirdiğimiz bir konuydu. Uzayan mahkeme safhaları ve iddiaların netlik kazanmaması bildiğimi konulardır. Her fırsatta darbeci diyerek Mehmetçiği sindirmeye çalışmak kimseye fayda sağlamaz.

TSK’nın siyasetten uzak kalması tartışma götürmez bir gerektir. Ancak siyasetin de elini TSK’dan çekmesi gerekir.  TSK’nın siyasi çekişmelerin içine çekilme çabalarını art niyetli görmek gerekir.

 
TSK KAĞITTAN KAPLAN DEĞİL

Söz konusu CHP yöneticisinin ‘asker meğer kağıttan kaplanmış’ sözleri talihsiz olduğu kadar şuursuz bir zihniyetin hezeyanlarıdır.

Demokrasi ve sandığın erdemine inanmıyorsa bundan sonra siyaset yapıp yapmaması gerektiğini gözden gerçisin. TSK kağıttan kaplan değil Türkiye cumhuriyetinin en güçlü kudretlerinden biridir. Demokrasinin karşısında olacak her türlü fikir ve eylemin karşısında olacağız.


DEMOKRASİYİ HAŞİM KILIÇ’TAN ÖĞRENECEK DEĞİLİZ

Biz demokrasi ahlakının nasıl olacağını Anayasa Mahkemesi başkanından öğrenecek değiliz. Anayasa Mahkemesi Başkanı madem yargının bu kadar sorunlu olduğunu düşünüyor bugüne kadar yargının sorunlarını gündemine neden almadı?


Var olan olumsuzluklarda bu mahkeme başkanının payı da vardır. Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın tarafsızlığında uzun zamandır gedikler açıldığı ortadadır

Yargının mevcut halinden şikayet edenlerin samimiyetsizliği ucuz ve yapmacık bir hale gelmiştir. Yargının AKP kontrolüne girmesine karşıyız.