MHP Genel Başkan Yardımcısı Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın, ‘MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bütçe görüşmeleri sırasında konuşmamasıyla ilgili iddialar’ üzerine yazılı bir açıklama yaptı. Devlet Bahçeli’nin, 2014 Yılı Bütçe Kanun Tasarısı’nın TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi esnasında konuşma yapmama kararının bazı çevreler tarafından yanlış mecralara çekilmek istendiğinin esefle müşahede edildiğini belirten Yalçın, “Sayın Bahçeli’nin fevkalade isabetli kararı maksadına ulaşınca, tezgâhladıkları rezil oyunları açığa çıkan ve bozulan işbirlikçiler, derhal dedikodu kazanını kaynatmaya başlamışlardır. Birtakım suni coğrafi terimler uydurarak 2014 Bütçe Tasarısı metnine şerh koyan BDP’liler, TBMM çatısı altında uzun süredir devam ettirdikleri hukuk dışı ve gayri meşru fiillerine bir yenisini eklemişlerdir. Sözde ‘Türkiye Kürdistanı’ tabirini resmî kayıtlara geçirmek için millî iradeyi hiçe sayarak parlamentoyu bölücü emellerine alet etmek isteyenler, karşılarında MHP’yi ve onun liderinin kararlı tavrını bulmuşlardır. Yanlış hesap TBMM’den dönmüş; ayrımcılık treni, MHP’nin sarsılmaz bütünlüğümüzü koruma azmine, oluşturduğu millî irade duvarına çarpmıştır. İmam Diyarbakır’dan Kürdistan tabirini kullanarak kör egoları okşayınca, bölücülerden mürekkep cemaat de başına Türkiye ekleyerek millî iradenin tecelligâhına taşıma cüretini kendinde bulmuştur.” diye konuştu.

Yaşananlar üzerine MHP’nin, gönderilen bütçe tasarısı kitapçıklarına tepkisini koyarak TBMM Başkanlığı'na iade ettiğini ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de bütçe görüşmeleri sırasında konuşma yapmayacağını açıklayarak tutumunu sertleştirdiğini hatırlatan Yalçın, “Bunun üzerine MHP’nin tavrı derhal tesirini göstermiş ve bizzat Yüce Meclis üyeleri ayrıştırıcı zihniyetin meşruiyet kazanmasına mani olmuştur. TBMM Genel Kurulu'nda, 2014 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Tasarısı'nda, BDP'nin yazdığı ve içerisinde ‘Türkiye Kürdistanı’ ifadesinin de bulunduğu rezil muhalefet şerhinin, Anayasaya ve İçtüzüğe aykırı olduğu gerekçesiyle rapordan çıkartılmasına karar verilmiştir. MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli, soğukkanlı ve kararlı tutumuyla Yüce Meclis’in manevi şahsiyetini, milletin birlik ve beraberliğini temsil etmiştir. Devlet Bahçeli, konuşmamakla, meşruiyet kazandırılmak istenen bozgunculuk ve ayrımcılığa ferasetle karşı durmuş; binlerce yıllık tarih bilincinin ve yüksek devlet anlayışının göstergesi olan bir liderlik örneği sergilemiştir. Sayın Devlet Bahçeli’nin tavrı, AKP-BDP kardeşliği sonucu sözde Kürdistan emellerinin Meclis çatısı altında kayıtlara geçirilmesine ‘sözün bittiği yer’ çıkışı ile bir karşı duruştur.“ şeklinde ifade etti.

"BAHÇELİ’NİN BÜTÇE KONUŞMASINI YAPMAMA KARARI NE PASİF KALMAK NE DE BOYUN EĞMEDİR"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin vakur duruşunu sadece sıradan bir sessiz duruş olarak değerlendirenleri, etnik ayrımcılık planlarının tutmamasından rahatsız olan işbirlikçi çevreler olarak niteleyen Yalçın, açıklamasında şunları dile getirdi: “Bunlar, Sayın Devlet Bahçeli’nin tavrını anlamazdan gelmekte, aldığı caydırıcı ve çarpıcı sonucu gözlerden kaçırmaya çalışmaktadır. Sayın Bahçeli’nin bütçe konuşmasını yapmama kararı ne pasif kalmak ne de boyun eğmedir; bilakis etkin ve sonuç alıcı bir sessiz direniştir. Bu sağduyulu tutum, yüce Meclis’e ait belgeleri kirletenlere soğukkanlı ve sert bir cevap, bir siyaset dersi olarak algılanmalıdır. Oysa MHP Genel Başkanı’nın 'bölücülüğe reddiye' şeklinde anlaşılması gereken konuşmama kararı, ipe sapa gelmez dedikodularla değersizleştirilmeye çalışılmaktadır. Bu saldırının sebebi, MHP’nin, bölünme planlarını bozabilecek yegâne siyasi güç olmasındandır. MHP’nin, Türk tarihiyle ilgili gerçekleri tahrif etmek suretiyle suni bölge isimleri ihdas eden ve kurtarılmış bölgeler kazanmaya çalışan bölücü terör örgütünü durduracak ve teslimiyetçi hükümeti koltuğundan indirecek iradeyi sergilemesindendir. MHP’nin, Türkiye’nin bütünlüğüne yönelen hukuksuz ve gayri meşru bir kalkışmaya meşruiyet kazandırma çabalarının panzehiri oluşundandır. Kamuoyuna bir kez daha hatırlatıyoruz; tarihte hiçbir zaman var olmayan mevhum ve hayal mahsulü bir bölgenin gerçekte varmış gibi gösterilmesi, hem Türk tarihine hakaret hem de Türk varlığına ve Türkiye Devleti’nin bütünlüğüne açık bir saldırıdır.”