Şimşek, Washington'da IMF ve Dünya Bankası tarafından düzenlenen "Teşvik Reformunun Siyasi Ekonomisi: Ortadoğu-Kuzey Afrika Bölgesi İçin Dersler" konulu panelin ardından açıklamalarda bulundu.

Yarın New York'a hareket edeceğini söyleyen Şimşek, "Yatırımcılara hem Türkiye'nin kısa, orta ve uzun vadeli makro görünümünden bahsettik. Hem yaptığımız reformlardan, hem de yaptığımız bu son yatırım teşviklerinden bahsettik. New York'ta ise daha çok finans sektöründeki yatırımcılarla bir araya geleceğiz ve orada da yine Türkiye ekonomisine ilişkin görüş alış verişinde bulunacağız" dedi.

Halkın tamamına verilen sübvansiyonların amacına ulaşmadığını kaydeden Bakan Şimşek, "Çünkü o sübvansiyonlardan hem zengin, hem de fakir faydalanıyor. Türkiye'de ise sistem çok farklı. Biz Türkiye'de tabi ki fakirimize, yoksulumuza sahip çıkıyoruz. Ama genel sübvansiyonlar şeklinde değil, daha çok destekler anlamında... Örneğin eğitimde desteklerimiz yoğun. Fakir aileler çocuklarını okullara göndersinler diye aylık bile bağlıyoruz. Eğitim, ücretsiz kitap ve taşımalı eğitimle destekleniyor. Yine benzer şekilde sağlık alanında fakirlere yönelki yeşil kart uygulaması var. Özürlülerin eğitimi ve bakımına yönelik programlarımız var. Bunların hepsi belli bir hedef çerçevesinde yapılan sosyal destekler, sosyal yardımlar. Türkiye'de son 10 yıldır sosyal yardımlarda ciddi bir artış oldu. Ama hak etmeyenlere değil, sadece hak edenlere" ifadelerini kullandı.

"Şu an Ortadoğu'da değişim sürecinde olan ülkere Türkiye'nin sübvansiyon modelini önerir misiniz?" sorusuna Bakan Şimşek, "Türkiye'de biz akaryakıt ürünlerini sübvanse etmiyoruz. Tam aksine akaryakıt ürünleriden vergi alıyoruz. O topladığımız vergiyi Türkiye'nin geleceğine yatıyoruz. Yani ülkemizin eğitimine, sağlığına, alt yapısına, araştırma-geliştirmesine... Halbuki Ortadoğu'da akaryakıt ürünlerini sübvanse ediyorlar, böylece oradan gelecek gelirden olmakla kalmıyorlar, aynı zamanda bütçede de önemli açıklar veriyorlar. Halbuki bu uygulamayı doğru yapsalar, belki eğitime, uzun vadeli ülke geleceğine daha fazla kaynak ayırmış olurlar. Yani aslında Türkiye'deki birçok uygulama onlar için örnek olabilir" cevabını verdi.