Gökay Akgün-MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin anayasa değişikliği referandumunun diktatörlüğe yol açacağı eleştirilerine karşı 'diktatör' sözcüğünün Türkçe olmadığını söylemesini CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, 'Bu mantıkla meclis de olmaz, devlet de, bahçe de. Çünkü hiçbirinin kökeni Türkçe değil' şeklinde yorumladı.


Aklınızdan bir sayı tutun, 2 ile çarpın, 80 ile toplayın, 2'ye bölün. Elde ettiğiniz sonuçtan aklınızda tuttuğunuz sayıyı çıkarın, sonucun '40' olduğunu göreceksiniz. Bu 'mucizevi' formülün sırrına ererseniz, karşınızdaki kişiye istediğiniz sayıyı buldurabilirsiniz. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2009'da dört haneli bu sayıdan yola çıkarak yaptığı çetrefilli hesaplar neticesinde '40' sonucuna ulaşmış ve partisinin 40'ıncı kuruluş yıldönümünü coşkuyla kutlamıştı. Siyasetçi kimliğinin yanında iktisat doktorası da bulunan Devlet Bahçeli, bu kez alanının bir miktar dışına çıkarak dil bilgisine yöneldi. 16 Nisan'da yapılacak anayasa değişikliği referandumunun 'Evet' ile sonuçlanması halinde, değişecek maddelerin diktatörlüğe yol açacağı yönündeki eleştirileri değerlendiren Bahçeli, 'Türkiye'de diktatör olmaz' dedi ve ekledi: Çünkü 'diktatör' sözcüğü Türkçe değil.
Referandum için 'Evet' tercihini savunanların anayasa değişikliğine olan ihtiyacı anlatmakta zorlandıkları ifade edilirken Bahçeli'nin 'farklı bir bakış açışı' kazandırmasıyla mesele mizahi bir hal aldı. Özellikle sosyal medyada çok sayıda vatandaş, Devlet Bahçeli'nin 'diktatör' sözcüğünün hangi dil ailesine mensup olduğu hakında yaptığı tespite ilişkin gülümseten pek çok yorumda bulundu.

Hangi sıfatlar


Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Mustafa Balbay da, Bahçeli'nin sözlerine kayıtsız kalmadı. 'Evet' cephesinin halkı ikna edecek argümanlar bulmakta güçlük çektiğini ve yaratıcılığın sınırlarını zorlamaya başladığını savunan Balbay, 'Sayın Devlet Bahçeli doktordur. Ancak doktor Türkçe bir sözcük değil. Sadece 'doktor' ile kalsa yine iyi. Üniversite, akademisyen ve asistan gibi kendisinin yabancı olmadığı sözcükler de Türkçe değil. Bahçeli'nin Türkçe olmayan bunca sözcükle anılan sıfatlara layık görülmesinden hicap duyup duymadığını merak ediyorum' diye konuştu.


'Siyasete tekrar mizah kattı


Anayasa değişikliği referandumunda halkın önüne getirilen 18 madde incelendiğinde, tek adam rejiminin oylanacağının çok açık olduğunu vurgulayan Mustafa Balbay, 'Bu durumu savunabilmek için ürettikleri ifadeleri hayret içinde izliyoruz. Aslında Sayın Bahçeli'ye teşekkür de etmemiz gerek. Siyaset sürekli sert söylemlerle yapılmaya başlamışken, kendisi yeniden siyasetin içine mizah getirmeyi başardı. Ayrılıkların değil, ortak paydaların konuşulmasını istediğimiz bugünlerde Sayın Bahçeli vesilesiyle mizah ortak paydasında buluşmuş olduk' dedi.

Bu kadar çok söz etmişken 'siyaset' sözcüğüne de değinmeden geçmek istemediğini belirten Mustafa Balbay, 'Biliyorsunuz, 'siyaset' sözcüğü de Türkçe değil, eş anlamlısı olan 'politika' sözcüğü de. Politika yerine motomot çeviriyle 'çok yüz' sözcüğü kullanılsa belki memleketi yakından ilgilendiren meselelerde sık sık fikir değiştiren siyasileri tanımlayabiliriz ama Bahçeli'nin mantığına göre bunların ülkemizde yer alması mümkün değil. Hatta bırakın siyaseti 'devlet' ve 'bahçe' sözcüklerinin de kökeni Türkçe değil. Bakınca Türkiye'de ne meclis kalıyor, ne devlet ne de Bahçeli!' dedi.
Devlet Bahçeli'nin bu sözlerle anayasaya nasıl baktığını da gösteriğini söyleyen Balbay, sözlerine 'Sayın Bahçeli'nin aklında kurduğu ilginç denklemlerin çözümüne ulaştığında iyice düşünerek referandumda 'Hayır' kararını vermenin doğru olduğunu bulacağına inanıyorum' ifadeleriyle son verdi.