Esin Gençel - CHP İzmir İl Başkanlığı, Ergenekon adıyla bilinen davadan yargılanan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın tutukluğunun 4'üncü yılı nedeniyle Karşıyaka Çarşısı'nda tören düzenledi. Törene Balbay'ın babası Fevzi Balbay, annesi Melek Balbay, ağabeyi Suat Balbay ve yengesi Nevruz Balbay, CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, Güzelbahçe ve Bayraklı belediye başkanları ile Balbay'a Özgürlük Girişimi üyeleri ile çok sayıda kişi katıldı. Çarşı içindeki CHP Karşıyaka İlçe Başkanlığı binası önünde gerçekleşen törende 2 metre yüksekliğinde demir parmaklıklar kuruldu, kadınlar üzerinde Balbay'ın fotoğrafının yer aldığı tişörtler giydi. Balbay'ın çocuklarının isimlerinin verildiği 'Yağmur ve Deniz'e hasret dört yıl' başlıklı törende, üzerinde 'Halk Silivri'de adalet nerede', 'Ne Mustafalar biter ne mücadelemiz', 'Babamı siz getirin. Ben oraya gitmeyeceğim' yazılı pankartlar açıldı.
CHP Karşıyaka İlçe Başkanı Ali Karaege, "Mustafa Balbay bizim için Hasan Tahsin'dir, Uğur Mumcu'dur. Bizimle doludur, İzmir'le doludur. Artık adalet istiyoruz. Yüzbinlerce İzmlirli'nin oyunu alan Balbay'ı aramızda görmek itiyoruz" dedi. İl Başkanı Engin, "Kalemle darbe yapılır mı?" diye haykırdı. CHP İzmir Milletvekili Yüksel, 300 yıl ceza istemiyle yargılanın Balbay'ın 1440 günden bu yana milli iradenin 635 günden bu yana tutuklu olduğunu belirterek, "Balbay'ın enerjisini, parmaklıklar arasına hapsedemiyorlar. Balbay esaret evini eser evine çevirdi. Beş kitap yazdı" dedi.

Adalet istiyoruz

CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, "Mustafa Balbay'ın neyle suçlandığını bilemeden hala suçunun ne olduğu belirlenmeden zindana atıldığının 4.yılı bugün doluyor. Sadece ve sadece adalet istiyoruz. Buradan bütün suçsuzca günahsızca demir parmaklıklar arkasında bulunan yoldaşlarımıza arkadaşlarımıza sabırlı olmalarını direnmelerini, bu düzenin değişeceğin, değişmesi gerektiğini haykırmak istiyoruz. Bu demir parmaklıklar halkın oylarıyla bütün ülkemizde yaşayan seçmenin oylarıyla gelecek seçimlerde yıkılacaktır. Tek güvendiğimiz yurttaşlarımızdır. Balbay'ın oğlu Deniz, kızı Yağmur özlemle hasretle özgürlükle buluşmayı diliyoruz. Tüm İzmirliler, Karşıyakalılar Balbay'ın özgürlüğüne kavuşmasını bekliyor. Defalarca Silivri'ye gittik, gazeteciler tutuklu, üniversite rektörleri tutuklu. Bu ülke darbe dönemlerinde böyle mahkemeler görmemişti. Sadece senaryolarla tutukluluk devam ediyor. Dünyanın neresinde görülmüştür kalemiyle darbe yapmak? Buna inanmamızı mı bekliyorlar, kalemle darbe yapılır mı? Bunu reddediyoruz İzmirliler olarak" diye konuştu.

Milli irade tutuklu

Balbay'ın 1440 gündür tutuklu ve 740 gündür de hücrede tutulduğunu belirten CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, "Sadece Balbay tutuklu değil. Milli irade de tutuklu. Balbay'ın ne suç işlediğini bilen var mı? Bizim bildiğimizle savcıların suçlamaları örtüşmüyor. Balbay'ın hem baba hem de evlat. O halkına hasret halkta ona hasret. Onun enerjisini demir parmaklıklar arasında tutamazlar. Balbay'ın enerjisi bize ulaşıyor. Esaret evi eser evine dönüştü.6. kitabı 'O Mektubu Ben Yazdım'ı kendisine gönderilen mektupları derleyerek yazdı. Yeni gönderilecek mektuplarla 7'inciyi de yazacak" dedi.

İnşallah dolu döneriz

Balbay'ın Nazilli'den gelen ailesi de duygulu anlar yaşadı. Annesi Melek Balbay, "Cezaevine girdiğinde oğlu 7 aylıktı. Şimdi cezaevine gittiğinde 'Baba neden eve gelmiyorsun' diye soruyor. Bu dünya kimseye kalmamış, padişah, sultanlara bile kalmamış. İnşallah şimdiki padişahlara da kalmaz. Silivri'ye her gidişimizde elimiz boş dönüyoruz. İnşallah bu gidişimizde dolu döneriz" dedi.
Baba Fevzi Balbay, "İnşallah çok yakında evladımızı kucaklarız. Onu hepimiz çok özledik" diye konuştu.

Balbay'ın mektubu okundu

İzmirliler'in Balbay'a duygularını ifade etmek için yazdıkları mektuplar toplandı. Balbay'ın törene katılanlar için özel olarak yazdığı mektubunu CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Ülkümen Rodolu okudu. Balbay, mektubunda şunları dile getirdi: "Temsil etmekte gurur duyduğum İzmir'in güzel insanları, ayrılık duvarlarını mücadele zeminlerine çevirdiğimiz yürekli kardeşlerim, can dostlarım. Adalet arayışını zulme direnişin sembolü haline gelen Silivri kalesinden hepinize selamlar, saygılar sunuyorum. Hasretlerime bir an önce kavuşma duygularımı paylaşıyorum. Milyonlarca bedende tek yürek attığımız sevgili kardeşlerim, yeri geldikçe Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde birincilikle mezuniyetimi gururla dile getiriyorum. Çünkü o diploma bana yaşamım boyunca 'Hedeflersen başarırsın' inancını verdi. Şimdi en az onun kadar değerli bir diplomam daha var CHP İzmir milletvekilliği. Bu diplomayı Silivri üniversitesinden sizin önünüzde verdiğim sınavlar sonucu aldığıma inanıyorum. Bu diplomayı bana siz verdiniz. Bir kez daha söz veriyorum ki ömrüm boyunca bu diplomayı hak etmek için çalışacağım. Sevgili dostlar, gönlüm isterdi ki sizi başkentte temsil edeyim, her nefeste yanınızda olayım. Neylersiniz ki burası Türkiye. Dağdaki teröristlerin yurtdışına buyur edildiği, gazeteci, milletvekili, asker, avukat, akademisyen, üniversite öğrencilerinin terörist ilan edilip yurt dışına kaçabilir diye hapsedildiği bir ülkede yaşıyoruz. Her şeye rağmen vicdanım rahat. Adalet, hak hukuk arayışından ödün vermemenin aynı zamanda İzmir'i temsil etmek olduğuna inanıyorum. Kalemim iktidar yağcılığı yapmadan, halkım ve ülkenin çıkarları için kullanmanın, yurtta barış dünyada barış hedefine mürekkep olmanın İzmir'i temsil etmek olduğuna inanıyorum."