Çıkışta gazetecilere açıklama yapan Balbay, "Türkiye'de hukuk güvenliğinin can güvenliğinden daha sorunlu bir hale geldiğini söylemiştim. Bugün görüyorum ki hukuk güvenliği hükümeti de etkileyen ve yakındığı bir sorun haline gelmiştir" dedi. Mustafa Balbay, 4 yıl 167 gün tutuklu kaldığı Silivri Cezaevi'ne Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ve Basın Konseyi üyeleriyle birlikte saat 09.00'da geldi. Tahliye olduktan sonra ilk kez geldiği Silivri Cezaevi'nde yaklaşık 4 saat kalan Balbay, Tuncay Özkan, Hikmet Çiçek, Turan Özlü ve Deniz Yıldırım'ı ziyaret etti. Balbay, ziyaretin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Tuncay Özkan ile koğuş anılarını paylaştıklarını söyleyen Balbay, " Bu ziyaretimi bütün arkadaşlarım adına gerçekleştirdim. İçeride görüştüğüm arkadaşları gayet moralli ve inatla hukuku bekler bir şekilde buldum" diye konuştu.

"TÜRKİYE'NİN ADALET SİSTEMİNİN RAYINDA GİTMESİNİ SAĞLAYACAK FIRSAT VAR"

Cezaevi'nden çıkarken kapıyı tartışmalı davaların sanıklarının üstüne kapatmış gibi hissettiğini söylediğini hatırlatan Balbay, "Yine aynı gün Türkiye'de hukuk güvenliğinin can güvenliğinden daha sorunlu bir hale geldiğini söylemiştim. Bugün görüyorum ki hukuk güvenliği hükümeti de etkileyen ve yakındığı bir sorun haline gelmiştir. Ne geçmişe sünger çekmeliyiz ne de kin gütmek, kan davasıyla bakmalıyız. İkisinin ortasında hukukla Türkiye'nin adalet sisteminin rayında gitmesini sağlayacak bir fırsat var önümüzde. Bazen sorunlar fırsatları beraberinde getirir" ifadelerini kullandı.

"TEMENNİM CEZAEVİNDEKİ 6 MİLLETVEKİLİ SERBEST BIRAKILMASIDIR"

Hukukun Ankara'da, Silivri'de ayrı, Diyarbakır'da ayrı olmaması gerektiğini kaydeden Balbay şöyle konuştu:

"Anayasa Mahkemesi'nin benimle ilgili verdiği karardan sonra diğer 5 milletvekilleriyle ilgili yerel mahkemenin bu karara uymaması beni üzdü. Hukuk Ankara'da, Silivri'de Diyarbakır'da ayrı olmamalıdır. Hukuk KCK'ya ayrı, Ergenekon'a ayrı öteki davalara da ayrı olmamalıdır Türkiye'de birbirinden çok farklı konuların seyrine ve ortak paydasına baktığımızda hukukun tartışmalı olduğunu görüyoruz. İlk temennim cezaevindeki altı milletvekilinin serbest bırakılmasıdır. Ardından bu tartışmalı davalardaki sanıkların tutuksuz yargılanmalarına devam edilmesidir. Dün 28 Şubat Davası'nda hiçbir tutuklu sanığın kalmaması adil yargılama açısından o insanların kendilerini daha sağlıklı savunması açısından da önemli bir adımdır. Benim somut önerim şudur; herkes bir araya gelsin, terörle mücadele kanunun, devlete yönelik suçlar denilen bu tartışmalı yasaların netleştirilerek suçun daha dar ve tanımlanabilir hale gelmesi bile pek çok kişinin cezaevinden çıkmasını sağlayacaktır. Hukukun en temel ilkesi olan 'şüpheden sanık yararlanır'dan, şuanda mahkemelerde hakim ve savcı yararlanıyor."

"17 ARALIK OPERASYONU" SORUSU

Bir gazetecinin "17 Aralık operasyonunu hakkında neler söyleyeceksiniz" şeklindeki sorusuna Balbay, "Ben bu görüntüleri biliyorum. Sabaha karşı insanları alıyorsunuz. O görüntünün kamuoyuna sunulan şekliyle aylar sonra nasıl ortaya çıkacak? Tabiki yolsuzluklarla mücadele edilsin, biz bunu geçmişte hep söyledik. Ancak çekiçle sinek ezilmez. 50-60 kişiyi bir araya getirip, falanca davadan 3 kişi, filanca davadan 3 kişi hepsini aynı torbanın içine koyup aylar sonra serbest bırakmalar olmaz. Sabaha karşı 5'te gözaltına aldıkları kişileri 24 saat sonra serbest bıraktılar. Bırakacaksanız niye aldınız? Yolsuzluların üzerine gidilmeli ama sabaha karşı 5'te de tartışmalı bir operasyon olmamalı diye düşünüyorum" diye yanıt verdi.

Balbay'ın Silivri Cezaevi ziyaretinin ardından ikinci durağı Cumhuriyet Gazetesi oldu.