Partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasının bir bölümünde kadına şiddet konusuna değindi. Kadına şiddetin tahammül sınırlarını aştığını belirten Bahçeli, canilerin kadının canına kıydığını ve toplumu tek kelimeyle terörize ettiğini söyledi. Kadına şiddet uygulayanları tek kelimeyle kınadığını ifade eden Bahçeli, AK Parti hükümetinin bu konuda günü kurtarmaktan başka bir işe yaramayan uygulamalarından vazgeçmesi gerektiğini kaydetti. "İktidar kadınlarımızı propaganda öznesi yapmaktan uzaklaşmalı" diyen Bahçeli, MHP'nin ise Türk kadının yanında samimiyetle duracağını ve üzerine düşeni yerine getireceğini söyledi.

POZANTI CEZAEVİ

Pozantı çocuk cezaevinde meydana geldiği iddia edilen konulara da değinen Bahçeli, "Açılan idari soruşturmalar, görevden almalar ve görev değişiklikleri veya idari tedbirler henüz caydırıcı olmamıştır" dedi.

Adı geçenlerin AK Parti'nin yerleştirdiği kokuşmuş insanlar olduğunu ifade eden Bahçeli, "Cezaevinde meydana gelen ahlaksızlıklar ve utanç verici olaylar tablosu, iktidarın gevşek ve utandırıcı uygulamalarından feyz almıştır" diye konuştu.

Konuyla ilgili gerekli tedbirlerin alınmasını isteyen Bahçeli, "MHP bu konunun takipçisi olacaktır ve peşini bırakmayacaktır" şeklinde konuştu.

ADIYAMAN'DA KAPILARIN İŞARETLENMESİ


MHP lideri Bahçeli, Adıyaman'da daha çok Alevilerin yaşadığı evlerin kapılarına işaret konulmasıyla ilgili olarak da değerlendirmelerde bulundu. "Evlere işaret konulmasının arkasındaki sır perdesinin acilen aydınlamasını istiyoruz" diyen Bahçeli, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in işaretlerin çocuk işi olduğu yönündeki açıklamalarının kendileri açısından inandırıcı olmadığını ifade etti. "Çocuk işi olsa bile konunun üzerine gidilmeli" diyen Bahçeli, "Çünkü biz Alevi kardeşlerimizin hakkını her şart
altında sahipleniriz ve bağrımıza basarız" diye konuştu.

DİYARBAKIR'DAKİ KAZILAR

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Diyarbakır İçkale'de yapılan kazılarla ilgili de 31 Ocak tarihli meclis grup konuşmalarını hatırlattı. Bahçeli, "Madem bulunan kafatası ve kemiklerin bir asrı aşan mazisi vardır, Başbakan Erdoğan içine düştüğü bölücülük tuzağından nasıl çıkacaktır? Başbakan özür dileyecek midir, yoksa başka kazı işine girecek ve arkasında yandaşlarıyla birlikte her karışında şehitlerin olduğu vatan topraklarını kazmaya devam edecek midir?" diye sordu.

Bahçeli, "Sayın Başbakan kemikleri buldun, seni tebrik ediyoruz. Ama çıkan kemikler, senin umduğun, düşündüğün ve propaganda malzemesi yaptığın, beklediğin kemikler değildir. Bütün bunlara rağmen izleyen süreçte, sen kemiğin derdinde ol, biz doğruların ve gerçeklerin peşinde olalım. Sen inanç tacirliği yaptığın gibi kemik tüccarlığına da soyun, biz ise milletimizin kardeşliğini ve birliğini savunalım" diyerek Başbakan Erdoğan'a, "O kadar kemik bulmaya meraklıysan, Kocatepe'yi kaz" şeklinde seslendi.


TL'NİN YENİ SİMGESİ

Geçen hafta Başbakan Erdoğan'ın da katıldığı bir programla tanıtılan TL'nin yeni simgesini de değerlendiren Bahçeli, "Paramızın başına ucube bir remiz iliştirilmiştir" dedi.

"Açıklıkla söylemeliyim ki, yeni para simgemizin hiçbir estetik yanı, hızlı algılanabilir ve göze hoş gelen bir tarafı ve kolayca benimsenecek bir içeriği yoktur" diyen MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Milli kimliğimizle, kültürümüzle, bizi biz yapan değerlerle bu remizin uzaktan yakından bir bağı bulunmamaktadır. Hepsinden önemlisi paranın gücü ve itibarı simgelerle değil, güçlü ve üreten ekonomik yapıyla birebir bağlantılıdır. Şayet Türk Lirası'yla dünyanın her köşesinde alış veriş yapılıyorsa, rezerv ve değer saklama aracı olarak görülüyorsa, bu takdirde mesele yoktur ve paramız hak ettiği yere gelmiş olacaktır" değerlendirmesini yaptı.

Yeni simge için, 'hangi yandaş mahzeninde projelendirildiği, bunun karşılığında nelerin vaat edildiği, bu işten kimlerin menfaat elde ettiği soruları da belirsizliğini korumuştur' diyen Bahçeli, yeni simgeyle ilgili olarak şunları kaydetti:
"Bulunan para simgesi maliyet ve yeni masraf kapıları demektir. Tedavüldeki paraların çekilmesinin getireceği yeni sorunlar demektir. Konyalının, Giresunlunun, Sinoplunun, Manisalının, Şırnaklının ve Mersinlinin kaybetmesi anlamına gelmektedir. AK Parti yandaşlarının ise kazanması ve bunun üzerinden banka hesaplarını daha da kabartmaları mümkün olacaktır. Simge olarak tayin edilen çıpa yolsuzluğa demir atmak, usulsüzlüğe kılıf hazırlamak ve AK Parti'ye yeni gemi almaktır. Üstü örtülemeyecek kadar açık bir gerçektir ki, paranın başına simge getirmek, milletimizin başına çorap geçirmekten farksızdır. Fakat bunun da hesabı bir gün sorulacak, simgenin ışığıyla gözleri kamaşanlar, millet iradesinin ateşiyle ayılacaklardır."