Uzel Traktör fabrikasının iflasıyla işsiz kalan 1200 işçinin 5 aylık ücret ve kıdem tazminatını yıllardır alamadıklarını ve iki işçinin intihar ettiğini hatırlatarak, "Ben iki işçinin intiharını soruyorum Bakan bana icra iflas kanunu okuyor" dedi.

Yıllardır mağdur edilen Uzel traktör işçilerinin yanı sıra fabrikanın talan edilmesinde en büyük sorumlusunun iktidar olduğunu belirten CHP'li Beko, Bakan Selçuk'a, " Bana yanıt vermiyorsun, bari mağdur olan işçiye kulak ver" dedi. CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, Uzel Traktör fabrikasının iflasıyla işsiz kalan 1200 işçinin son 5 aylık ücretlerinin yanı sıra kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmeyip mağdur edilmesini ve bu konuda bir çalışma yapılıp yapılmadığını Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'a sordu.  Bakan Selçuk'tan gelen yanıtın, icra iflas kanun maddesini anlatmaktan başka bir şey ifade etmediğini belirterek, "Ben iki işçinin intiharını soruyorum, Sayın Bakan bana icra iflas kanununu hatırlatıyor. Bu kaçıncı ciddiyetsiz yanıtsızlık durumu artık sayısını unuttum. Sorulara yanıt yerine sözlük bilgisi yazıp yollayan iktidarın bakanlarını sizin aracınızla halkıma şikayet ediyorum. Bu bir suçluluk göstergesidir" sözleriyle tepki gösterdi.

Çözüm bulun çağrısı

İflas süreçlerinin ardından mağdur olan işçilerin yasal haklarını uzun süredir alamadıklarını hatırlatan Beko, 148 yıllık geçmişe sahip ve Türkiye'nin en büyük traktör fabrikasının iflası sonrası işçilerin halen haklarını aradığını söyledi. Konuyu birkaç kez Meclis gündemine de getiren Beko, Bakan Selçuk'a seslenerek, "Sorularıma yanıt vermiyorsun bari yıllardır mağduriyet yaşayan 1200 fabrika emekçisinin sesine kulak ver. Çok şey istemiyorlar. Ödenmeyen son beş aylık ücretleri, kıdem ve ihbar tazminatları olan ve 90 milyon lirayı bulan yasal haklarını istiyorlar. Hala iflas masasında hak arıyorlar. 2008 yılında batan, 2013 yılında iflası kararı verilen şirketin 2019 yılına kadar satılamayan arsası halen durmaktadır. Fakat içerisindeki paha biçilemeyen makineler talan edilmiştir. Bu konunun acilen çözüme kavuşturulması, işçilerin hakları olan ücretlerinin ve tazminatlarının ödenmesi için gerekli adımların acilen atılması gerekmektedir" çağrısında bulundu.

Her biri işçiye karşı

Mağdur olan işçilerin meclisdeki odasında kendisini ziyarete gelerek bilgi verdiklerini ve çare arayan işçiler adına cevap beklediklerini kaydeden Beko, işçilerin her pazar fabrika önünde eylem yaptıklarını belirterek, "Ancak işçiler direnmeye başlayınca bu direnişi kırmak isteyenler de boş durmadı. Direnişe desteğe gidecek olanları arayıp, "Orada provokatörler var gitmeyin!" diyerek, direnişi itibarsızlaştırıp, direnenleri yalnızlaştırmak istediler. İşçiler AKP İstanbul İl Başkan Yardımcısıyla görüştüler, aldıkları cevap, "Gidin, başınızın çaresine bakın" oldu. Devlet, patron, sendika hepsi onlara karşı aynı tarafta birleşti. İşçiler ne ücret alacaklarını ne kıdem tazminatlarını alabildi. Toplam 170 milyon liraya yakın alacakları var. Bu arada iki işçi intihar etti ve birçok insanın yuvası yıkıldı. Dedim ya hep olan çalışana oluyor, bedelini hep onlar ödüyor" diye konuştu. Patronun fabrikanın içini gizlice boşaltıp kendisine ait başka bir fabrikada üretime devam ettiği ve halen daha adi hırsızlık olarak gösterilerek fabrikanın içinin boşaltıldığı iddialarını da dile getiren Beko, işçilerin, yağmalanmadan sorumlu tuttukları iflas dairesi müdürü ile iflas dairesi memurları hakkında savcılığa şikayette bulunduklarını vurguladı. Beko, işçilerin mağduriyeti ve fabrikanın talan edilmesinde en büyük sorumluluğun iktidarda ait olduğunu belirterek, önergeye yanıt vermemenin bir suçluluk halini de ortaya koyduğunu sözlerine ekledi.