Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Uluslararası Kültür Turizm ve Demokrasi Kurultayı Medya Çalıştayı'na katıldı. Ankara'daki Ulucanlar Cezaevi Müzesi'nde düzenlenen çalıştayda konuşan Bozdağ, uluslararası basında, Türkiye aleyhine aslı olmayan bazı haberlerin yer aldığını belirtti. Bozdağ, "Basın ve yayın organlarının vatandaşlarımızı ve bütün insanlığı doğru bilgilendirmeleri, olup bitenleri doğru aktarmaları, gerçeğin saygınlığını artıracak en önemli güçtür. Eğer bu bilgilerde eksiklikler olursa o zaman da bunların toplumda güç sahibi olmasının önündeki en büyük engel haline gelir. Bugün, uluslararası planda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine aslı olmayan pek çok haber, manşet, yorum ve yayına şahit olmaktayız. Bütün bunlar, gerçeğin yalan arasında kaybolmasına ve yalanın güçlü olarak toplumda yer etmesine yol açıyor" diye konuştu.


"MÜSADERE AYIBINI ANAYASA'DAN BİZ ÇIKARDIK"

Basının, gerçeğin topluma hakim olmasında en önemli bir güç olduğunu vurgulayan Bozdağ, "Yalanın, fitnenin, iftiranın, algı operasyonlarının, manipülasyonların önlenmesi konusunda da en büyük engeldir. Bizim Anayasa'mızda AK Parti hükümetleri iktidara gelene kadar bazı basın ve yayın aletlerine el konabilirdi. Fazla uzak değil, 2004'e kadar işledikleri bir suç nedeniyle müsadere ediliyor; kağıtlarına, matbaalarına, mürekkeplerine el konabiliyordu. Bugün, dünyada basına karşı olmakla suçlanan Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan'ın talimatıyla basındaki bu müsadere ayıbını Anayasa'dan biz çıkardık. Bu, basına büyük bir güç ve özgüven aktarımıdır" dedi.


"YASAĞI KOYANLAR 'DEMOKRAT', YASAKLARI KALDIRAN 'DİKTATÖR' DİYE ANLATILIYOR"

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şöyle devam etti: "Türkiye'de yasaklanmış binlerce kitap, dergi, gazete vardı. İnönü döneminden, Menderes döneminden, Demirel döneminden ve başka başka dönemlerden yasaklar var. Yasaklanmış yayın olmayan dönem dersek, idari tasarrufla, AK Parti iktidarları dönemidir. Ne yaptık biz? Yasaklanmış bütün yayınların üzerindeki yasakları kaldırdık. Kitapları, dergileri, makaleleri, bilimsel araştırmaları özgürleştirdik. Bütün bu utançları ve ayıları Türkiye'nin sicilinden temizledik. Bugün bizi eleştirenler, Sayın Cumhurbaşkanı'mıza 'diktatör' diyen zavallıların sahip olduğu düşünceyi taşıyanların iktidar olduğu dönemde konulan yasakları, Türkiye'nin cumhurbaşkanı kaldırdı. Yasağı koyanlar, 'demokrat'; bu yasakları kaldıran, 'diktatör' diye anlatılıyor. İftiranın böylesi olmaz; ama burası Türkiye, maalesef yapabiliyorlar"


"SALT GAZETECİLİK NEDENİYLE SORUŞTURULAN KİMSE YOK"

Türkiye'de 'salt gazetecilik'ten soruşturulan kimsenin olmadığına dikkat çeken Bozdağ, "Bugün Türkiye, 'Gazeteciler hapiste' veya 'Yayıncılar hapiste' şeklinde çok büyük bir algı operasyonuyla karşı karşıyadır. Batı'da, Amerika'da, başka ülkelerde bunu görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na göre, herkes kanun önünde eşittir. Herhangi bir kişi, suç işlediğinde mesleğine, sıfatına, makamına göre suç işleyenler arasında ayrım yapmak, mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti cezaevlerinde, sadece yazdı yazdığı veya bir haber yayınlaması, salt gazetecilik nedeniyle soruşturulan kimse yoktur" diye konuştu.


"KİMSE, TÜRKİYE'NİN ULUSAL GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE SOKACAK ADIM ATMASINI BEKLEMEMELİ"

Terör örgütünün propagandası yapmanın, ceza mevzuatında suç olduğunu hatırlatan Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şunları söyledi: "Amerika'da, Almanya'da, Fransa'da DEAŞ'ın propagandasını yapmak; suç mu, değil mi? Medeni bütün ülkelerde, elinden kan damlayan terör örgütlerinin propagandasını yapmayı suç kabul etmeyen kaç ülke var? Hemen hemen bütün ülkelerin hepsinde suç bu. 'DEAŞ'ın propagandasını yapan suç; ama PKK'nın, FETÖ'nün propagandasını yaptığınız suç değil' derseniz o zaman biz kanunlardan propagandayı suç olmaktan çıkaracağız demektir. Hangi ülke, kendi ülkesini bölmek isteyen terör örgütlerinin propagandasına izin verir? Hiçbir ülke vermiyor. Türkiye de terör örgütlerinin propagandasına ve terör örgütlerine eleman devşirmeye izin veren yasal bir düzenlemeyi yapması beklenemez. Vize serbestisi konusunda, bunlarla ilgili Türkiye'den adım bekliyorlar. Hiç kimse, Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehlikeye sokacak bir adım atmasını beklememelidir. Buradan netice almaları mümkün değildir"


"TÜRKİYE OLARAK REFERANDUMUN İPTAL EDİLMESİNİ BEKLİYORUZ"

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) 25 Eylül'de düzenlemeyi planladığı referanduma ilişkin de açıklamalarda bulunan Bozdağ, "Çok net söylüyoruz. Bu, tehlikeli bir yoldur. Doğru bir gidiş değildir. Barzani ateşle oynuyor. Bu ateş, Barzani'yi önce yakar sonra da başkalarını yakar. Doğru olan, bu ateşle oynamaktan vazgeçmektir. Aklıselime teslim olmak ve referandumu iptal etmektir. Biz, Türkiye olarak referandumun iptal edilmesini bekliyoruz ve referandum tarihinden önce böyle bir kararı almasının Barzani yönetiminin de hayrına olduğunu bir kez daha ifade etmek isterim. Yoksa tarih, tekerrür eder. Derler ya 'İbret alınsaydı tarih, tekerrür eder miydi?'. İbret alınmayınca tarih, tekerrür ediyor. Tekrar tekrar geriye sarıp, yeniden yeniden tekrar ettirmenin kimseye faydası yoktur" dedi.