Halide Demir- Konuyla ilgili CHP İzmir İl Başkanlığı’nda beraberinde CHP PM Üyesi Hüseyin Saygılı ve CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel olduğu halde bir basın toplantısı düzenleyen CHP İzmir Milletvekili ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) eski Yargıcı Rıza Türmen, “AKP,  HSYK Kanunu ve birkaç kanunla değişiklik yapılmasını öngören 52 maddelik değişiklik teklifini parlamentoya sundu. Değişikliklerin zamanlamasına dikkat etmek gerekir. Bundan sonra Türkiye'yi bekleyen daha karanlık günlerdir. Bugün meclise gelecek. Sert bir direniş göstereceğiz. Ona rağmen kanunlaştığı takdirde bundan sonraki iş sivil topluma dönüşecektir. Anayasa Mahkemesi'ne iptal dava açacağız. Anayasa'nın 159'uncu maddesine aykırıdır” dedi.

HSYK BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ OLMAZSA BAĞIMSIZ YARGI DA OLMAZ

“Zaten Türkiye giderek demokrasiden uzaklaşmakta, otoriter ve totaliter bir yönetime ilerlemekteydi. Herşeyin yürütmeye bağlı olduğu yönetim kurulmasıyla ilgili en önemli nihai darbedir. Türkiye demokrasi bakımından bir dönüm noktasıdır. Türkiye'deki otoriterleşme tarihi bakımından. Kuvvetler ayrılığına son vermiştir. Bu ayrılık artık bitmiştir. Şimdi yargı da tamamen yürütmeye bağlı olacak. Çünkü HSYK yargı bağımsızlığının anahtarıdır. HSYK'yı bağımsız ve tarafsız yapamazsanız yargıyı da bağımsız yapamazsınız” diyen Türmen, kanunlaştırılmak istenen HSYK düzenlemesinin Anayasa’nın 159’uncu maddesine de aykırı olduğunu söyledi.

SİYASİ İKTİDARIN HUKUK DEVLETİ OLMAK GİBİ BİR KAYGISI YOK

Rıza Türmen, son düzenlemeyle birlikte Türkiye’nin giderek mensubu olduğu demokratik devletler grubundan uzaklaşarak otoriterleşeceğini kaydederek, “Bakanın istediğini yapamayan ne HSYK üyesine ne hakim ve savcılara hayat hakkı kalmamıştır. Biz bunu 2010 referandumu yapılırken söylemiştik. Adalet Bakanı HSYK başkanı olmamıştır. HSYK başkanları yürütmeden olmamalıdır. Bu bağımsızlıkla bağdaşmaz diye yırtındık. Adalet Bakanı tek başına tüm kurula hakim hale getirilmiştir. Venedik Komisyonu'nun son yazdığı raporla da çelişiyor bu durum. Raporda Adalet Bakanı'nın yargıçlar üzerinde ne HSYK ne diğerleri denetim yetkisi olamayacağını belirtiyor. Bu yapılan şey hukuk devletine bağlı olan devletler arasında kıyamet kopartır, protestoyla karşılanacak. Asıl endişelendiren taraf şudur; siyasi iktidarın hukuk devleti olmak gibi bir kaygısı yoktur. Artık bu kaygıyı bir yana bırakmıştır. Böyle bir mücadele var mıdır yok mudur siyasi iktidarla başka bir grup arasında. Bizi hiç ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren şey hukuk devleti olup olmadığımız, yargının bağımsız olup olmadığıdır. Yargı üzerinde kim kontrol hakkını elde ederse etsin bizim için aynı derecede kabul edilemez şeydir” diye konuştu.

 
ALAATTİN YÜKSEL: BEKİR BOZDAĞ BAŞBAKAN TARAFINDAN ÖZEL GÖREVLENDİRİLMİŞTİR

Türmen’in ardından konuşan CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel de, HSYK’nın yapısıyla ilgili getirilen düzenlemelerle Adalet Bakanlığı’nın da hükümetin tetikçisi durumuna getirildiğini belirtti.

Adalet Bakanlığı’na getirilen Bekir Bozdağ’ın ‘özel görevli’ olduğunu dile getiren CHP İzmir Milletvekili Yüksel,  “Bekir Bozdağ Adalet Bakanlığı'na özel görevli olarak getirilmiştir. Bozdağ özel görevli Adalet Bakanı'dır. 17 Aralık operasyonuyla ortaya çıkan yolsuzluğa batmış iktidarın hukuki ve adli soruşturmalardan nasıl bunlardan kurtulabilir hükümet diye Başbakan tarafından bu işi en iyi yapacak insan olarak özel görevlendirilmiştir. HSYK'daki yeni düzenlemelerle Adalet Bakanlığı hükümetin tetikçisi durumuna dönüştürülecektir yasa TBMM'den geçerse. 2010 Referandumu'nda bu olamaz diyorduk. Şimdi artık tamamen çok daha geriye ve çağdışı duruma düşürülüyor HSYK. HSYK'nın bugün olmaması olmasından daha hayırlıdır diyeceğimiz birşeye dönüştürülüyor. HSYK bunun artık en katmerli, kötü sonuca ulaşan biçimidir” diye konuştu.

OPERASYONLARI ÖNLEMEK İÇİN 2 BİN 500 POLİSİN YERİ DEĞİŞTİRİLDİ

Hükümetin 17 Aralık Operasyonu’nun ardından İzmir’de de başlayan ve sürmesi beklenen yolsuzluk operasyonlarını önlemek maksadıyla düzenlemeler yaptığını kaydeden Alaattin Yüksel, Başbakanın oğlu Bilal Erdoğan’ın ve AKP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım’ın bacanağı Cemalettin Haberdar’ın hala ifade vermediğine dikkat çekti:

“İzmir'de de bir operasyon düzenlendi. 17 Aralık operasyonundan sonra ikinci dalganın yapılmasını engellemeye yönelik tüm ülkede emniyet müdür ve görevlilerinin yerleri değiştirildi. Emniyet sendikasının açıklamasına göre 2500 polisin yeri değiştirildi. Bir ayağı da İzmir idi. Bir süre engellenmiştir. Bacanak bugün ortada yoktur. 10 kişi yakalanamamaktadır. Önceden bilgileri olduğu için. Başbakanın oğlu Bilal 23.'üncü gün oldu hala ifade vermemiştir. Başbakan oğlu olmanın bir dokunulmazlığı mı var. Tüm bunlar operasyonları önlemeye yöneliktir.”

RIZA TÜRMEN’DEN YENİ DÜZENLEMENİN NASIL OLACAĞI HAKKINDA BİLGİLER

CHP İzmir Milletvekili ve AİHM Eski Yargıcı Rıza Türmen,  HSYK’nın tüm yetkilerinin Adalet Bakanlığı’na devredildiğini belirterek, tasarının kanunlaşması durumunda hayata geçecek olan düzenlemeyle ilgili şu bilgileri verdi:

“HSYK Yolsuzluk Operasyonu ile açıklama yaparak Adli Kolluk Yönetmeliği'nin değiştirilmesinin yanlış olduğunu söyledi. Danıştay da yürütmeyi durdurma kararı verdi. Başbakan, ‘Yetkim olsa HSYK'yı yargılardım’ der demez değişiklikler geldi. HSYK'nın tüm yetkileri Adalet Bakanına devredilmektedir. Bundan sonra hangi dairelerin hangi işlere bakacağına o karar verecek. HSYK 22 üye ve 3 daireden oluşuyor. Her dairede 7 üye çalışırken, 3. daire 11 üyeden ibaret olacak ve Adalet Bakanının sevmediği kişilerle doldurulacak. Diğer iki dairede bakanın sevdiği üyeler olacak. 3. daire kızak  haline getirilecektir. En önemli devredilen yetkiler teftiş kurulu başkanlığı. Bundan sonra başkan, genel sekreter ve üyeler Bakan tarafından atanacak. Daire başkanları bakanca teklif edilecek iki üye arasından HSYK Genel Kurulu tarafından seçilecek.

Daire başkanları HSYK üyeleri arasından kendileri tarafından seçilir diyor Anayasa Mahkemesi. Bu Anayasa'ya aykırı. HSYK'ya ait olan bir yetki bakan tarafından böyle kullanılması, yani önceden bakanın iki üye ataması ve onlar arasında seçimi mecburi hale getirmesi. Anayasa Mahkemesi’nin bunun iptal etmesi gerekiyor.  Bundan sonra Teftiş Kurulu bakana bağlı olacaktır ve bakan kurula dışarıdan atama yapabilecektir. Yani kendi istediği üyeleri atayabilecektir. Teftiş Kurulu, disiplin işlemleri bakana bağlanmıştır. Yani seçimle göreve gelen ve bağımsız ve tarafsız olması gereken HSYK bakan tarafından işten atılabilecektir disiplin işlemlerinin sonunda. Son bildiriye imza atan 17 HSYK üyesi hapı yuttu demektir.

Adi suçlar için dava açma iznini de Bakan verecektir. Ortaya çıkan manzara HSYK Adalet Bakanı'na bağlı bir kurum haline getirilmiştir. Adalet Bakanı HSYK'ya el koymuştur. Bu, yargı bağımsızlığı, hukuk devleti ve demokrasiyle bağdaşamaz.”