Bir dizi etkinlikleri gerçekleştirmek, panel ve söyleşilere katılmak, Yeni Anayasa çalışmalarını, 'çözüm sürecini' ve gündemin sıcak başlıklarını değerlendirmek için Karadeniz illerini ziyaret eden Güler'in son durağı Rize - Ardeşen oldu.

CHP Ardeşen İlçe Başkanlığı tarafından Ardeşen Belediyesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Çözüm Süreci ve CHP' konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Güler, "Biz insanı insanla karşılaştırmayız, bir halkı başka bir halkla karşılaştırmayız, bir ulusu başka bir ulusla karşılaştırmayız. Bunların hepsi birbirine eşittir, biri diğerinden üstün diğeri öbüründen aşağıda değildir. Bizim karşılaştırmamız siyasal karşılaştırmadır. Ulus ile ulusun parçalarından olan milliyetler arasında karşılaştırma yapıyoruz. Etnik grupların hepsi birbirine eşittir ama ulus bunların oluşturduğu kendi başına bir bütündür" dedi.

"Bu barış süreci değildir..."


Konuşmasına Ardeşenliler'in 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutlayarak başlayan Güler, Samsun'da resmi kutlamanın polis ve tel örgü içine alınmış küçücük bir alanda yapılmasına karşılık Türkiye'nin dört bir yanından gelen halkın, binlerce kişinin Samsun'u şölen şehrine çevirdiğini söyledi. Barış sürecine ilişkin değerlendirmeler ile sözlerine devam edene Güler, "Bu barış süreci değildir, terör örgütü silahları elinde sözde sınır dışına çekilmektedir. Ancak ellerindeki silahları bırakmayı bir Anayasa'nın değiştirilmesi şartına, iki Abdullah Öcalan ve diğer terör örgüt üyelerine af çıkarılması durumuna bağlamış durumdalar. Bu iki şarta bağlanmış bir sürece barış süreci denemez. Çözüm sürecinden kasıtları doğrudan Anayasa değişikliğidir. Bunlar günümüzde Kürt sorunu artık Türk sorunudur diyen kesimlerdir. Çözüm dedikleri de doğrudan kendi etnikçi taleplerini Anayasa'da hüküm haline getirmekten ibarettir. Barış ve çözüm süreci terör şantajıyla Anayasa'yı değiştirme sürecinden ibarettir" dedi.

Anayasa'yı değiştirme süreci

Barış ve çözüm süreci, terör şantajıyla Anayasa'yı değiştirme sürecinden ibarettir sözlerini yineleyen Güler, "Bu nedenle söz konusu sürecin desteklenmesi mümkün değildir. Bugün hiç şehit olmaması sevindirici bir şeydir. Ancak geçmişte de böyle dönemler yaşanmıştı, terör örgütü bütün öfkesiyle Türkiye'ye tekrardan saldırıya geçmişti. Şimdi şehitlerin olmaması yakın gelecekte bugüne kadar yaşadığımız acılarımızı yaşamayacağımız anlamına gelmez. Çözüm süreci, anayasal taleplere bakılırsa Türkiye'nin çözülme sürecidir. Müzakeresi yapılan konu Türk vatandaşlığıdır, terör örgütü Türk vatandaşlığını Anayasa'dan silinmesini talep etmektedir. Terör örgütü Türkiye'de devletin bölgesel esaslara göre örgütlenmesini istemektedir, başka bir değişle bu eyalet sistemi talebidir. Terör örgütü Türkiye'nin çok resmi dilli bir siyasal sisteme dönüştürülmesini istemektedir. Bu istekler BDP tarafından Anayasa teklifi haline getirilmiştir. Bugün Öcalan ve Karayılan'ın açıklamalarından artık herkes öğrenmiştir ki; çözüm süreci denilen şey gerçekte Türkiye'nin ulusal, üniter ve laik sistemini çözmekten ibaret bir süreçtir" dedi.