Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iki gündür devam eden Balıkesir programı kapsamında bu sabah Asya Termal Otel'de sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile bir araya geldi. İçeri basın mensupları alınmadan gerçekleştirilen, ancak uydu aracığıyla canlı olarak yayınlanan buluşmada konuşan Başbakan Erdoğan, sözlerine yaşamını yitiren Müslüm Gürses'e Allah'tan rahmet, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı dileyerek başladı. Başbakan Erdoğan, ardından Balıkesir'e yapılan yatırım ve sunulan hizmetlerle ilgili bilgi verdi. İlin güçlü yanlarını sıralayıp, Türkiye ekonomisi için önemini vurguladı. Başbakan Erdoğan, iktidarları döneminde Türkiye'nin geldiği noktaya da değinerek, daha iyi olması için çalıştıklarını söyledi.
Terörün önlenmesi için başlattıkları barış sürecine de değinen Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin sorunlarını erteleyerek, çözümsüzlüğe terk ederek istediği hedeflere ulaşamayacağını belirtti. Türkiye'nin sorunlarını çözdükçe atılım yapabileceğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: "Sorunların üzerini örtmek, sorunları ertelemek ya da görmezden gelmek, Türkiye'yi bir süre idare etse bile, daha sonra tedavisi zor yaralara yol açar. Sorunları çözmek için cesaret gösteremeyenler, sorunlar karşısında tedirgin, ürkek, korkak olanlar bir süre milleti kandırsalar bile bu sahte imajı sonsuza kadar sürdüremezler. Cesaret, samimiyet ve kararlılık, en zor meselelerin en çetin sorunların bile üstesinden gelir. Biz şuna yürekten inanıyoruz; karşınızdaki sorun ne kadar büyük olursa olsun, sırtınızı Allah'a, sırtınızı millete dayadığınızda, milletin hayır duasını arkasına aldığınızda, o sorunu siz ezer geçersiniz."

CHP hala bize dönecek

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun daha önce bu konuları çözüme kavuşturmak için kendilerinden randevu talebinde bulunduğunu, üç arkadaşıyla geldiklerini, kendisinin de üç arkadaşıyla görüşmeye katıldığını anlatan Başbakan Erdoğan, bu üçer kişinin oturup birlikte çalışma yapmalarını istediğini dile getirdi. CHP'li Akif Hamzaçebi'nin bu işin bir iki ayda olamayacağını, daha uzun süre gerektiğini söylediğini aktaran Erdoğan, "Hala bize dönecekler" dedi.

MHP randevu vermedi

MHP'nin de çözüme katkı adına hiçbir şey yapmadığını, küfür ve hakaret ettiklerini öne süren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "CHP randevu ister vermez. Ak Parti randevu ister vermez. Arkadaş sen neyin partisinin? Bir araya gelip oturmaktan bu kadar kaçınan çekinen siyasi parti bu ülkede niye var? Konuşmayacaksak niye var? Adam birbirini öldürüyor, daha sonra girip kucaklaşıyorlar, barışıyorlar. Burada böyle bir şey yok. Böyle bir anlayış böyle bir mantık olabilir mi? Üç kez ben randevu istedim, vermedi. Sen bulunmayan Hint kumaşı mısın ya? Ben milletim adına istiyorum, şahsım adına değil. Böyle bir tablo var. Ben iktidar partisinin başıyım, bu ülkenin başbakanıyım, senden randevu istiyorum ya. Sen ise hala ipe un seriyorsun."
Görüşme sırasında, toplantıya katılanlardan birinin "Bebek katili ile bir araya gelmek" dediğini aktaran Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Şu anda 'İmralı ile niye görüşme yapılıyor, birileri ile niye görüştürülüyor?' deniyor. Biz şu anda avukatlarıyla görüştürmüyoruz. Niye? Yalan yanlış haber getirip taşıdıkları için. Ancak ailesiyle hakkı olan görüşmeleri yaptırıyoruz. Buradan eğer bir çıkış olacaksa biz bu çıkış yolunu deniyoruz, deneriz ve bundan da yılmayız. Birilerine rağmen de bunu erteleyemeyiz. Eğer biz bu adımı attıysak burada bir çözüm yolu olduğu için." Başbakan Erdoğan, zaman zaman gaziliğin bazı çevrelerce istismar edildiği görüşünü savunarak, "Gazi olabilirsin, eyvallah, bu bir şereftir bununa övün, ama istismar etmeyin" dedi.

Genel af yok

Toplantıda genel af konusuna tepki gösterenlerin olması üzerine buna da değinen Başbakan Erdoğan, şöyle dedi: "Bir diğer konu; 'Genel af çıkacak mı?' Biz genel affın olmayacağını defaatle ifade ettik. Ben bizzat ifade ettim ve bunu çok daha ilerilere taşıdım. 'Bir insanı öldüreni af yetkisini ben kendimde bulamam' dedim. Ben bu ifadeyi kullandım diye ana muhalefetin mensupları kalktılar 'Şeriat getirmek istiyor' dediler. Bunu yine söylüyorum. Devlet kendisine karşı işlenen suçlarda bu tür af yetkisini kullanabilir. Ancak maktul başkası, affeden başkası. O af yetkisi maktulün yakınlarınındır. Geçenlerde bir bayanı 8 yerinden bıçaklıyor, sonra öbür kapıdan serbest bırakılıyor. Ben bunu anlamakta zorlanıyorum. 'Bu nasıl bir adalettir?' sorusunu ben de kendime soruyorum. Ama erklerin bağımsızlığından hareketle, bizim orada yapacak bir şeyimiz yok. Ben Adalet Bakanıma da onu söyledim. Dedim, 'Bu işin üzerine nasıl gideceksek gidelim.' Artık biz bunları görmek istemiyoruz."