Ak Parti grup toplantısında hitap eden Başbakan Davutoğlu, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği yurt dışı ziyaretlerinde bulunduğu temaslar hakkında bilgi verdi. Liderlerle olan temaslarında mülteci sorununu görüştüklerini dile getiren Davutoğlu, "Gerek İngiltere gerek Davos Forumu gerekse Almanya'daki temaslarımızda mülteci dramını bir kez daha dünya kamuoyunun dikkatine sunma imkanı bulduk. İnanıyorum ki önümüzdeki dönemde kendilerine verdiğimiz bu bilgiler ışığında muhataplarımız mülteciler konusunda çok daha duyarlı davranacaklardır. Muhataplarımıza verdiğimiz bilgiler ışığında yaşanan dramın sadece Türkiye'nin değil insanlığın meselesi olduğu gerçeğini bir kez daha kendilerine ifade etme imkanı bulduk. Bu görüşmelerin ardından 3 milyar Euro'nun kullanımının serbest bırakılması da bu anlayışın bir sonucu olmuştur. Biz mülteciler meselesini bir para meselesi olarak görmüyoruz. Kimseden para istiyor para talep ediyor değiliz. İster versinler ister vermesinler insani vazifemizin gereğini yaparız. Bu yardım Türkiye'ye değil Türkiye'deki mültecilere yapılan bir yardımdır" diye konuştu.

"PKK VE DAEŞ TERÖRÜNE KARŞI İŞ BİRLİĞİMİZİ SÜRDÜRECEĞİMİZİ TEYİT ETTİK"

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'la İstanbul'daki görüşmesinin detaylarına ilişkin bilgi veren Davutoğlu, "Ülkelerimiz iki yakın dost ve müttefik olarak her düzeyde yoğun temas içindedir. Görüşmemizin önemli kısmını Suriye ve Irak'ta yaşanmakta olan gelişmeler ayrıca Kıbrıs müzakereleri bağlamında gelinen son aşama oluşturdu. NATO içindeki dayanışma ve işbirliğimizi de değerlendirdik. Başta PKK ve DEAŞ olmak üzere terörün her türlüsüyle mücadelede iş birliği ve dayanışmanın daha da güçlendirilmesi için ilave adımlar atma kararlılığını birlikte göstermiş olduk. Görüşmemiz vesilesiyle ABD ile gerek PKK gerek DAEŞ terörüne karşı iş birliğimizi güçlü şekilde sürdüreceğimizi teyit ettik. İki NATO müttefiki olarak ittifak sınırlarının güvenliğinin sağlanması yönündeki ortak irademizin örtüştüğünü de gördük" ifadelerini kullandı.

"DEAŞ NE KADAR TEHDİTSE PKK O KADAR TEHDİTTİR"

IŞİD ne kadar tehditse PKK da o kadar tehdittir diyen Davutoğlu, "Bizler DEAŞ, PKK, El Kaide, El Nusra, DHKP-C gibi tüm terör örgütlerine karşı kararlılıkla mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Bizim için iyi terörist kötü terörist ayrımı yoktur ve olmayacaktır. Herkes net bir tutumla terörün ve terör örgütlerinin tam karşısında yer almalıdır. Bizim için PKK ile PKK'nın Suriye'deki kolu olan YPG-PYD arasında hiçbir ayrım yoktur ve DEAŞ ne kadar tehditse PKK o kadar tehdittir. YPG de PKK'nın bir kolu olarak hem Türkiye'ye hem de Suriye halkına karşı suçlar işleyen bir örgüttür" açıklamasında bulundu.

"PYD'YE O MASADA YAKIŞAN YER REJİMİN YANIDIR"

Cenevre görüşmelerine PYD'nin davet edilmesi tartışmalarına ilişkin konuşan Davutoğlu, "Türkiye, Suriye'de yaşanan dramın bir an önce son bulması yönünde elinden gelen tüm çabayı göstermeye devam edecektir. Bu çerçevede Suriye için kurulacak masanın sağlıklı bir şekilde oluşturulmasını önemsiyoruz. Bu pozisyonumuza rağmen bizim Suriye'de Kürtlere yönelik önyargılı bir tutumumuz olduğu belli çevreler tarafından maksatlı şekilde dile getiriliyor. Biz Suriye'de Kürtlerin, Arapların, Türkmenlerin, Sünnilerin, Hristiyanların hep beraber bir arada olduğu bir masa olması gerektiğini düşünüyoruz. Kürtlerin masada olması bir zarurettir. Kürtlerin olmadığı bir masa eksik olacaktır. Ancak biz Kürtlerin değil bu Kürtlere de zulmeden YPG'nin ve PYD'nin masaya oturmasına kesinlikle karşıyız. Bir terör örgütünün muhalif hareketlerin arasına katılacak bu müzakerelere katılması kabul edilebilir değildir. PYD'ye o masada yakışan yer onurlu mücadele veren muhaliflerin yanı değil rejimin yanıdır" dedi.

"CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMINA SAYGINIZ BU MU?"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki tartışmaya ilişkin konuşan Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sayın Kılıçdaroğlu yine maalesef ana muhalefet partisi liderine yakışmayacak bir tutum takındı. Bulunduğu yüksek makama milletimizin oylarıyla seçilmiş Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı kullandığı üslup asla kabul edilemez asla kabul edilmeyecektir. 2002 yılından bu yana girdiği her seçimde milletimizin büyük teveccühüne mazhar olmuş bir liderden söz ediyoruz. Sizin demokrasiye saygınız bu mu? Türkiye Cumhuriyeti'nin en yüksek makamı olan Cumhurbaşkanlığı makamına saygınız bu mu?"

"TÜRKİYE'NİN ERKEN SEÇİM GİBİ BİR GÜNDEMİ YOKTUR"

Erken seçim iddialarına yanıt veren Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Seçimin üstünden geçen kısa zamana rağmen verdiğimiz sözlerin büyük kısmını yerine getirdik, getiriyoruz. Bütün bunlar gösteriyor ki Türkiye artık seçim atmosferinden çıkmış icraat, reform ve hizmet dönemini başlatmıştır. Bizim milletten aldığımız yetki çerçevesinde 4 yılı kapsayan ve inşallah Türkiye'nin gelecek 10 yıllarına damga vuracak bir programımız var. Birileri bu istikrarlı gidişten rahatsız oldu. Değişik çevrelerde Türkiye erken seçime gidecek gibi aslı astarı olmayan spekülasyonlarla kafaları karıştırmaya çalışanlar var. Türkiye'nin bugün itibariyle erken seçim gibi bir gündemi yoktur. Son 2 yıl içinde 4 seçim yapılmıştır ve milletimiz bu seçimler sonrasında yüzde 50'ye yakın bir oyu AK Parti'ye ikram ederek hizmet için bize talimat vermiştir. Bu talimatın gereğini yapmadan erken seçim tartışmalarını başlatmak söz konusu olamaz. Bu ülkede bir seçim yapılacaktır ama 4 yıl sonra yani zamanı geldiğinde yapılacaktır. Bu spekülasyonların aslı yoktur"

"ANAYASA'YA YOĞUNLAŞMIŞ ÇALIŞMA EKİPLERİ KURACAĞIZ"

Yeni Anayasa vurgusu yapan Başbakan Davutoğlu, "Hedeflerimizin en büyüğü yeni Anayasa'dır. Türkiye cunta yapımı bir Anayasa'yla daha fazla yol alamaz, almamalı. Çözüm isteyen herkes kabul eder ki buyurgan bir Anayasa Türkiye'nin Anayasa'sı olamaz. Temel önceliğimiz darbe dönemi zihniyetiyle hazırlanmış mevcut Anayasa'nın yerine demokratik, özgürlükçü, bu ülkeye yakışan bir Anayasa hazırlamaktır. Meclis'teki bütün partiler Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyelerini belirledi. Türkiye'ye ve Meclis'imize yakışan bir olgunluk içinde çalışmalarımızı gerçekleştireceğiz. Bugün ben de komisyona üye olarak seçtiğimiz arkadaşlarımızla bir araya geleceğim. Partimizde de çok özel şekilde Anayasa'ya yoğunlaşmış çalışma ekipleri kuracağız" ifadelerini kullandı.

"İLK AŞAMADA YAKLAŞIK 15 BİN ÖĞRENCİMİZ TELAFİ EĞİTİMİ ALMAYA BAŞLADI"

Terör nedeniyle eğitimin aksadığı kentlerdeki öğrencilerin telafi eğitimlerinin başlandığını açıklayan Davutoğlu, "Bu eğitim döneminde Diyarbakır, Şırnak ve Mardin illerimizin bazı yerlerinde okullarımızda eğitim faaliyetlerinde terör saldırıları sebebiyle bazı aksamalar yaşadık. Bu aksamaların telafi edileceğini ve hiçbir öğrencimizin mağdur edilmeyeceğini ifade etmiştim. Ara tatille birlikte Milli Eğitim Bakanlığımız bu illerde eğitimlerine bir süreliğine ara vermek zorunda kalan öğrencilerimize yine aynı il içerisinde uygun yerlerde ya da diğer il ve ilçelerin alt yapısı uygun okullarında 5 Şubat'a kadar telafi eğitimlerine başladılar. Her bir öğrencinin velisinden tek tek izinler alındı. Öğrencilerimizle birlikte öğretmenleri de kendileriyle birlikte pansiyon imkanı olan başka okullara nakledildiler. Aynı öğretmenlerden aynı eğitimi almaya devam edecekler. İlk aşamada yaklaşık 15 bin öğrencimiz telafi eğitimi almaya başladı. Bu sayı gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Eğitimlerin içinde rehberlik ve psikolojik danışma hizmeti, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetler de yer alacak" diye konuştu.

"BU BAHAR TERÖRSÜZ BİR BAHAR OLACAK"

Terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlara ilişkin konuşan Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunlar okul bahçesine bomba atacak kadar merhametten, vicdandan, insaftan yoksundurlar ve sadece nefret diliyle konuşmaktadırlar. Bu nefret hareketinin adı PKK'dır. Kim bu terör örgütünü savunursa aynı nefret söyleminin parçasıdır. Okul bahçesindeki öğrencilere bomba atabilecek kadar insanlıktan çıkmış bu zihniyet mutlaka kaybedecektir. İşte bugün terörle mücadele kapsamında sürmekte olan operasyonların amacı bu insanlık dışı zihniyeti bu ülkeden kökten söküp atmaktır. Çözüm süreci makul bir çizgide ilerlerken yüzlerini yeniden teröre çevirenler bu yaptıklarının hesabını hiçbir zaman veremeyecektir. Ama biz onlardan bunun hesabını sormaya devam edeceğiz. Bu ihanet şebekesiyle sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. 15 gün sonra okullar açılacak. Öğrenciler yine sınıfları dolduracak ve gelecek için eğitim almaya devam edecekler. İşte Silopi'de hayat normale dönmeye başladı. Emin olunuz ki inşallah bu bahar Türkiye'nin her yerinde terörsüz, şiddetsiz bir bahar olacaktır ve bu bahar için biz soğukta, karda, kışta mücadele eden güvenlik güçlerimizin yanındayız"