Başbakan Ahmet Davutoğlu, Srebrenitsa katliamının 20. yıldönümünde Srebrenitsa Soykırımı Anma Töreni’ne katılmak üzere Bosna Hersek’e gitti. Davutoğlu, hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde bir basın toplantısı düzenledi. Ziyaretine ilişkin açıklamalarda bulunan Davutoğlu gündeme ilişkin soruları da yanıtladı.

GEREKLİ OLMAYAN ATAMA YAPILMADI

Davutoğlu, bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kamudaki atamalarla ilgili açıklamalarına ilişkin sorusu üzerine, 'Gerekli olmayan hiçbir atama yapılmadı. Eğer yanlış atama olduğu iddia ediliyorsa, hükümet ortaklığı kurulduktan sonra ele alınır' dedi.

SREBRİNİTSA İNSANLIĞIN VİCDAN SEMBOLÜDÜR

11 Temmuz’da, Srebrenitsa katliamının 20. Yıldönümünde Bosna Hersek’te bulunacaklarını bildiren Davutoğlu ziyaretine ilişkin şunları söyledi:

“Asırlarca bir arada yaşadığımız, beşeri unsur olarak da hep gönlümüzün bir parçasında yer etmiş özel bir toplum. 1990’lı yıllarda çok büyük ızdıraplar yaşadı. Son 10 yılında da Bosna’da ve Balkanlarda çok büyük acılar yaşadı. Toplumumuzun Bosna’ya bakışı her zaman derinden, içten olmuştur. Biz de bu çerçevede her zaman Ak Parti olarak Bosna Hersek’in yanında olmaya devam edeceğiz. Savaş esnasında Bosna’dan getirdiğimiz öğrenciler, Malezya’da onlarcasıyla, gençlerin nasıl acılar çektiğini bazıları aldıkları vefat haberleriyle annelerinin babalarının nasıl büyük ızdıraplar yaşadığına şahit olmuşumdur. Bu savaş çocukları bugün büyüdüler. Bir barış toplumu oluşturmak için gayret sarf ediyorlar. Bizler, bir daha böyle acılar yaşanmaması için yapılması gerekenleri yapmaya gayret ettik.

Srebrenitsa insanlığın vicdan sembolüdür de. Srebrenitsa’da 8 bine aşkın kardeşimiz, BM’nin gözleri önünde katledildiler. Bu kardeşlerimizin cenazeleri zamanla ortaya çıkarıldı ve şimdiye kadar defnedilen kurbanların sayısı 6241’e ulaştı. İnşallah bu ziyaretimizde 136’sı daha ebedi istirahatlerine uğurlanacak. Bu soykırım tescil edildi. Türkiye-Bosna ile ikili ilişkileri bağlamında her zaman destek verdi, vermeye devam edecek. Bosna Hersek, Türkiye, Sırbistan üçlü mekanizmasını kurduk. Sorunların aşılması için çok büyük çabalar sarf ettik. Her zaman Bosna Hersek’te etnik dini barışın sağlanmasını zaruri gördük. Bu ziyaretimde 20’nci yıl dönümü törenlerine katılacağım, diğer taraftan Bosna Hersek ile ikili görüşmeler gerçekleştireceğiz. Ziyaretimizin bugünkü kısmında ikili görüşmelere ağırlık vereceğiz. İnşallah yarın da Srebrenitsa’da olacağız. Ziraat Bankası’nın Srebrenitsa şubesini de açacağız. Daha önce özellikle soykırım esnasında doğu Bosna’dan koparılan nüfusun oraya geri dönmesi için yaptığımız yardımlar vardı. Fakir halkın evlerine dönmeleri için 100 milyon euroluk bir paket yardımımız var ve bu yardımlarımızı da sürdürmeye devam edeceğiz “

KILIÇDAROĞLU’NUN AÇIKLAMALARINA CEVAP

Bir gazetecinin “Dün akşam Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları var. Diyor ki, “Davutoğlu’nun bağımsız hareket edeceğini düşünmüyorum. Kamuda bu kadar atamayı yapmamalı. Kurulacak yeni hükümet yapmalı’ Ne diyorsunuz ? “ sorusu üzerine Davutoğlu, “ Her şeyden önce meşru hükümet etmenin belli kuralları vardır. Ülkenin sorumluluğu sizin üzerinizdedir. Hükümet oluşum sürecinde, daha önceki hükümet görevini sürdürürken işler durmaz, bürokrasi durmaz. Ben şunu açık yüreklilikle ifade ediyorum. Gerekli olmayan hiçbir atama yapılmamıştır. Eğer yanlış atama olduğu iddia ediliyorsa, inşallah hükümet ortaklığı kurulduktan sonra ele alınır konuşulur. Ama biz hükümet ederken Türkiye’yi bir an bile sahipsiz bırakmayız.

Elimizden geldiği kadar kısa sürede kuracağız ama işlerin yavaşlamasına izin vermeyiz. Bütün bürokrasiye net bir mesaj da gönderdim. İşi aksatan tek bir bürokrat olursa gereği yapılır. Geçmişte yaşadık, hükümet kurma geciktiği zaman ekonomik siyasi bürokrasisi durur. Ama ülkenin işleri beklemez. Defansif olmadan söylüyorum. Hükümet ettiğimiz her an, hükümet etmenin gereği neyse onu yaparız. Kılıçdaroğlu’nun benimle ilgili endişelenmesine gerek yok. Önce kendi partisiyle ilgili kaygılarını gidersin. Biz başka partilerin içişlerine müdahil olmadık. Onun da bizim sayın cumhurbaşkanımızla ilişkilerimiz, başka husus konusunda kaygı beyan etmesini doğru görmüyorum. Cumhurbaşkanlığı makamını hükümet kurma müzakerelerinin maddesi haline getirmemek lazım.“

BÜTÜN PARTİLERLE GÖRÜŞECEĞİZ

“Görevlendirmeyi aldınız. CHP, MHP ve HDP. Ne düşünürsünüz, sizin kişisel olarak yakın durduğunuz, sorun yaşamadan çalışacağınız parti hangisidir? “ sorusuna Davutoğlu, şu yanıtı verdi;

“ Ben ilk 7 Haziran’dan itibaren, hep aynı şeyi vurguladım. Özellikle MHP ve CHP ile ilgili olarak aynı mesafedeyiz dedim. Sonra istişarelerimizi yaptık. Bu istişareler neticesinde MHP veya CHP koalisyonunun olabileceği kanaati ortaya çıktı. Bu temelde de bütün partilerle de görüşeceğiz. Ama yoğunluğu iki partiye vererek netice almaya çalışacağız. Burada belirleyici olacak şey, nihayetinde ortaklık kuruyorsunuz. Karşı tarafın da iradesi önemli burada. İki tarafla da detaylı olarak görüşeceğiz. Ama ilk tur üç partiyle de görüşme gerçekleştireceğiz. Biraz önce arkadaşlarım randevu için çalışmaları başlattılar. Pazartesi CHP, Salı günü MHP, Çarşamba da HDP ile görüşme planlaması içindeyiz. Zaman kayması olabilir, netleşecek. Önemli olan karşılıklı iradenin netleşmesi. Ben bu konuda soğukkanlı ve sağduyulu bir yaklaşım belirlenilmesi halinde çok sağlam yapılı bir koalisyona inancımı hala muhafaza ediyorum.“

İNSANLARIN KORUNMASI NAMUSUMUZ,ŞEREFİMİZDİR

Doğu Türkistan protestolarına ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasına paralel olarak Davutoğlu, provakasyonlara gelinmemesine dikkat çekerek, Türkiye’ye gelecek olan turistlere seslendi. Bir gazetecinin “ Sayın cumhurbaşkanımızın bir açıklaması oldu. Doğu Türkistan protestolarına ilişkin. 'Ülkemize gelen insanlar bizim misafirimizdir' dedi. Sizin değerlendirmeniz nedir ? “ sorusuna Davutoğlu şöyle yanıt verdi:

“ Bu konuda Türkiye’de daha da kökleşmiş bir anlayış vardır. Ne tür ihtilaf yaşanırsa yaşansın, kesinlikle bu ihtilaf dış temsilciliklere yansıtılmaz, turistler bizim en aziz misafirlerimizdir. Türkiye ile Çin, Türkiye ile Tayland arasında diyalog mekanizmalarımız da açıktır. Yoğun temaslarda bulunuyoruz. Bu tür provakasyonlar hem siyasi ahlakımıza aykırıdır. Turistlere, başkonsolosluğa yönelik saldırılar. Hem siyasi temel ilkelere aykırıdır, bu konulara karşı toplumumuzun duyarlı olmasını ve provakasyonlara gelmemesini rica ediyorum.

Haksızlıklara karşı sesimizi yükseltebiliriz. Ancak provakatif haberlere karşı dikkatli olmamız lazım. Dış temsilciklerin korunması bizim namusumuzdur, şerefimizdir. Türkiye’de bulunan bir dış temsilciliğin binasının ve oradaki insanların korunması bizim şerefimizdir. Buradan bütün dış temsilciliklere de, turistlere de seslenmek istiyorum. Türkiye’de her türlü can ve mal güvenliği vardır. Olumsuz olacak olaylar karşısında müsamahakâr davranılmaz “