YÖK'ün katsayı uygulamasına son veren kararını memnuniyetle karşıladıklarını belirten Destici, YÖK'ün bu kararla, "yıllardır uygulanan zulme" son verdiğini kaydetti. Katsayı farkının, binlerce imam hatip ve meslek lisesi mezunu için büyük adaletsizlik olduğunu savunan Destici, YÖK'ün katsayıyı kaldıran kararının yürütmesinin durdurulması istemiyle hiç bir kesim tarafından Danıştay'da dava açılmamasını umduklarını dile getirdi. Destici, "Kim YÖK'ün bu kararının iptali için Danıştay'a giderse, bundan sonra bizim ve Alperenlerin siyasi hasmıdır." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, şike cezalarında indirim öngören yasayı TBMM'ye geri göndermesini de değerlendiren Destici, Gül'e teşekkür etti. "6 ay önce çıkmış yasa nasıl değişiyor, kime kıyak yapıyorsunuz, kimi kurtarmaya çalışıyorsunuz?" diye soran Destici, anayasa, terörle mücadele, dış politika gibi konularda bir araya gelemeyen siyasilerin bu "kıyak" yasada nasıl bir araya geldiklerinin sorgulanması gerektiğini söyledi. Yasayı "utanç yasası" olarak niteleyen Destici, Gül'e, bir hafta önce yasayla ilgili çekincelerini içeren bir mektup yazdıklarını anımsatarak, "Sayın Cumhurbaşkanım, milletin vicdanını dinleyerek, TBMM'nin üzerine atılan bir kara lekeyi bertaraf etmiştir." dedi. Dersim tartışmalarını da yorumlayan Destici, "mazlumların adı ve ahının, siyasi malzeme olmamasını" istedi. Olaylarının "eşkıya ve mazlum" ayrımı yapılarak, bilim adamları tarafından ortaya konulması gerektiğini kaydeden Destici, Dersim konuşulacaksa İstiklal Mahkemeleri'nin, Başbağlar Katliamı'nın, 6-7 Eylül Olayları'nın da gündeme getirilmesi gerektiğini söyledi. Destici, "Sayın Başbakana sesleniyorum; zulüm defterini aç, mazlumların hakkını iade et. Bu görev senin" dedi.