Türkiye'de ve dünyada çok sayıda ilim adamının bunu iddia ettiğini belirten Erdoğan, "Delillerini de ortaya koymuş durumdalar. Ama enteresan bir şey oldu. Bu işin uzmanlarından önce, bu iddianın yurt dışındaki muhataplarından önce bizim kendi gençliğimiz, maalesef bizim ülkemizin bir kısım gençleri araştırmadan, incelemeden, yapılan tartışmalara bakmadan buna itiraz etmeye başladılar. Sadece gençler değil koca koca adamlar da itiraz etmeye başladılar. Ezberlerle hareket eden, kendisine öğretileni mutlak doğru olarak kabul eden gençlik maalesef böyle ezber bozan bir iddia gördüğünde araştırmak yerine bilmediğiyle alay etmeyi tercih edebiliyor. Batılı kaynaklara haşa ayet gibi inananlar kendi ülkesinin, kendi medeniyetinin, kendi ilim insanlarının iddialarıyla alay edenler sadece kendilerini küçültürler. Biz ezber bozmaya devam edeceğiz, bizim görevimiz bu." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Ankara'da yapımı tamamlanan okulların toplu açılış törenine katıldı. Tevfik İleri Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde yapılan törene Erdoğan’ın yanı sıra Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Gümrük ve Ticaret bakanı Nurettin Canikli, Diyanet İşleri Bakanı Mehmet Görmez, Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç olmak üzere birçok davetli iştirak etti.

Erdoğan, program kapsamında aralarında anaokulu, ortaokul, lise, meslek lisesi, kız meslek lisesi, imam hatip liseleri bulunan Ankara genelinde 155 eğitim tesisinin resmi açılışını yaptı. Açılışını yaptıkları 134 okul, 17 spor salonu, 3 öğrenci pansiyonu ve 1 konferans salonunun 460 trilyon TL kullanılarak yani yarım milyar lira kaynakla eğitim tesislerini kazandırdıklarını söyledi.

'ÖĞRENCİ SAYISI 15 KATTAN FAZLA ARTTI'

Bir kırılma noktası yaşadıklarını ve o günlerin gerçekten çok acı olduğunu belirten Erdoğan, "Rabb'imden niyazım odur ki bir daha o günleri inşallah bu güzel vatanımızda görmeyeceğiz. 28 Şubat'ta imam hatiplerin orta kısmı kapatıldı, lise kısmına da katsayı engeli getirildi. Bu ıstırabı, o süreci yaşamış bir baba olarak çok iyi bilirim. Ama bu ıstırabı yaşamamış, o sıkıntıları çekmemiş olanlar bunu anlamaz. Türkiye'de meslek liselerinin ve imam hatip okullarının öğrenci sayıları çok hızlı bir şekilde düştü. Başbakan olarak imam hatip okullarına uygulanan bu haksızlığı, adaletsizliği ortadan kaldırdık. Hem katsayı adaletsizliğine son verdik hem 4+4+4 sistemine geçerek meslek liselerinin, imam hatiplerin önündeki büyük engeli kaldırdık. En son hükümetimiz ortaöğretim kurumlarında başörtüsü yasağını kaldırmak gibi son derece isabetli bir adım attı, o zulüm de artık sona ermiş oldu. İmam hatip okullarının kapılarındaki kilitleri tek tek söküp attık. İmam hatip okullarına giden yollardaki engelleri tek tek kaldırdım. 2002- 2003 öğretim yılında Türkiye genelinde 440 imam hatip okulunda 64 bin 500 öğrenci eğitim alıyordu. Şu anda rakam ortaokul ve lise kısmında 2 bin 638 okulda 983 bin öğrenci eğitim ve öğretim alıyor. Öğrenci sayısı 15 kattan fazla arttı." şeklinde konuştu.

2013 yılı Aralık ayında Başbakan iken Edirne ve Keşan’da yaptığı ziyaretler sırasında Keşan’da bir kızın kendisine mektup vermeye çalıştığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Mektubun içeriğini sordum, 'Keşan’daki imam hatip bize yetmiyor yenisine ihtiyacımız var' dedi. Ertesi gün telefonla aradım, hıçkıra hıçkıra derdini anlattı. Keşan’daki okulun ihtiyacı karşılamadığını ve büyük sıkıntı çektiklerini söyledi. 700 kişilik ortaokul ve lisesi olan kız-erkek yurdu olan, büyükçe bahçesi olan bir imam hatip yapsak Keşan’a fazla mı dedim, o bile yetmez dedi. Bakanımıza ve Edirne valimize talimatı verdim, hayırsever vatandaşlarımıza konuyu ilettik, arazi tahsisi yapıldı, en kısa zamanda oradaki inşaat başlıyor."

'SADECE GENÇLER DEĞİL KOCA KOCA ADAMLAR DA İTİRAZ ETMEYE BAŞLADI'

Cumartesi günü İstanbul’da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın düzenlediği Latin Amerika Ülkeleri Dini Liderler Zirvesi'ne katıldığını, 41 ülkeden 71 dini öndere hitap ettiğini belirten Erdoğan, "Oradaki konuşmamda bir şey söyledim. Amerika kıtasına Kolomb’dan önce hatta Kolomb’dan 300 yıl önce Müslümanların ulaştığını söyledim. Bu yeni bir iddia değil. Hatta şu an Almanya'da yaşayan Profesör Fuat Sezgin'in kendi eserlerinde de bu yerini almıştır. Başka birçok ilim erbabının eserlerinde yer alır. Bana ait olan bir iddia değil. Bu konuda yazan, konuşan ilim erbabının diliyle oradan aldığım düşünceyle bunu o gün orada ifade ettim. Daha önce dinlerdim ama bu defa kaynağını öğreneyim dedim. Türkiye'de ve dünyada çok sayıda ilim adamı bunu iddia ediyorlar. Delillerini de ortaya koymuş durumdalar. Ama enteresan bir şey oldu. Bu işin uzmanlarından önce, bu iddianın yurt dışındaki muhataplarından önce bizim kendi gençliğimiz, maalesef bizim ülkemizin bir kısım gençleri araştırmadan, incelemeden, yapılan tartışmalara bakmadan buna itiraz etmeye başladılar. Sadece gençler değil koca koca adamlar da itiraz etmeye başladılar. Bazı köşe yazarları, bazı karikatüristler de itiraz ediyor. Niye, çünkü bunlar bir Müslümanın bunu yapabileceğine hala inanmadılar. Bu milletin evlatlarının bunu yapabileceğine hiçbir zaman inanmadılar, bunlar ecdadının karadan gemileri yürüterek Haliç’e indirdiğine de inanmayanlardır. Bir karanlık çağı kapatıp bir aydınlık çağı açan liderlere de inanmadılar. İşte bu özgüven eksikliğidir, onun için taş üstüne taş koyamadılar. Kendisine, kendi tarihine, kendi milletine yabancılaşmadır bu. Ezberlerle hareket eden, kendisine öğretileni mutlak doğru olarak kabul eden gençlik maalesef böyle ezber bozan bir iddia gördüğünde araştırmak yerine bilmediğiyle alay etmeyi tercih edebiliyor. Batılı kaynaklara haşa ayet gibi inanalar kendi ülkesinin kendi medeniyetinin kendi ilim insanlarının iddialarıyla alay edenler sadece kendilerini küçültürler. Biz ezber bozmaya devam edeceğiz bizim görevimiz bu. Tarihin muzafferler ve egemenler tarafından değil objektif bir biçimde yazılması, anlatılması ve aktarılması için cesur olmaya, cesaretle iddiaları dillendirmeye devam edeceğiz. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığımıza ve YÖK’e büyük görev düşüyor." açıklamasında bulundu.