Kuzey Irak’taki ‘bağımsızlık referandumu’nun, Irak anayasası bakımından hiçbir hükmü olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Henüz mevcut çatışmaların önü alınamamış, istikrarsızlıklar ortadan kaldırılamamışken, bir süredir yeni bir krizle daha karşı karşıyayız. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi, tüm ikazlarımıza, tüm karşı çıkmalarımıza rağmen ‘bağımsızlık referandumu’nu yapmakta ısrarcı davrandı. Esasen bu referandumun, mevcut Irak anayasası bakımından hiçbir hükmü yok. İsrail dışında bu girişimi destekleyen hiçbir ülke ve uluslararası kuruluş da yok. Kuzey Irak’ın inanç ve köken bakımından çok renkli bir yapıya sahip ikliminde, tek bir grubun böyle bir teşebbüse girişmesi; yeni çatışmaların ve acıların habercisi olmaktan başka anlam taşımıyor. Şimdi yaptın. Neymiş? Yüzde 90-92 ile onaylanmış. Bunun bir kıymeti harbiyesi var mı? Senin bağımsızlığını kim kabul edecek? İsrail. Dünya, İsrail’den ibaret değil ki. Sen, bir İsrail’le neyi elde edeceksin? Bunlar siyaseti de bilmiyor. Sadece ‘Biz yaptık, oldu’ demekle olacağını zannediyorlar. Olmayacak, olamaz zaten”

“VANAYI KAPADIĞIMIZ ANDA İŞ BİTTİ”

Türkiye’nin, IKBY’ye uygulayacağı yaptırımlara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Biz, yaptırımlarımızı uygulamaya başladığımız andan itibaren zaten ortada kalacaksın. Bir vanayı kapadığımız anda iş, bitti. Bütün geliri meliri hepsi ortadan kalkıyor. TIR’lar Kuzey Irak’a çalışmadığı anda bunlar, yiyecek, giyecek bulamayacaklar. Öyle bir duruma gelecek. Niye? Mecburuz, yaptırım. O zaman bunlara İsrail nereden, neyi, nasıl gönderecek? Buyursun, göndersin. Amerika’da bir görüşmemiz oldu. Netanyahu’yla münasebetleri sordular. Ben de kendilerine dedim ki ‘Her şeyden önce bir münasebetin kurulabilmesi için Türkiye ile ortak paydada buluşmak lazım. Önce kendilerine söyleyin. Nereden çıktı bu Kuzey Irak Yerel Yönetimi’nin şu anda attığı adımı desteklemek? İsrail’den başka destekleyen var mı? Bunu, kendilerine söyleyin. Önce bunu gözden geçirsinler. Bunu gözden geçirmedikçe atacağımız birçok adımı da İsrail ile bundan sonra atamayız’. Türkiye’yi bölgede, oyun kurucu olarak görmeyenlerle bizim adım atmamız mümkün değil. Türkiye, bu bölgede oyun kurucudur. Türkiye’nin, İran’ın, Irak merkezi hükümetinin yani çevresindeki tüm ülkelerin karşı olduğu bir bağımsızlık girişiminin fiilen mümkün olması ve orada yaşayanları mutlu etmesi düşünülemez”

“ETNİK GRUPLARIN VARLIKLARINDAN SÖZ ETMEK, ‘KÜRT DÜŞMANLIĞI’ DEĞİL”

‘Bu sabah, güzel bir istihbarat geldi’ diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir şoföre sormuş, Kuzey Iraklı. ‘Ne yaptın, ne oy verdin?’. “‘Evet’ oyu verdim”. ‘Peki, bağımsızlığınız tanınmazsa ne olacak?’. ‘Çoluğumu, çocuğumu alacağım; Türkiye’ye gideceğim’ demiş. İşin mantığı yok. Memurunun maaşını ödeyemiyorsun. Memurunun maaşını öde, diye kredi veriyoruz. Sen kalkıp, böyle bir adımı atarken, ‘soralım’ demiyorsun. Türkiye, tabii ki buradaki süreci yorumlayıp, ona göre adım atacaktır. Açıkçası biz son ana kadar Barzani’nin böyle bir yanlışa düşeceğine ihtimal vermiyorduk. Demek ki yanılmışız. İlişkilerimizin tarihteki en iyi seviyesinde olduğu bir dönemde, önceden hiçbir danışma ve görüşme yapılmadan alınan bu karar, açıkçası ülkemize de ihanettir. Bu mesele, Barzani tarafının iddia ettiği gibi ‘Kürtlerin hakkı’ meselesi değildir. Sen orada zaten huzur içinde yaşıyordun. Eyalet devleti olarak sürdürüyordun. Aynı şekilde sürdür. Ne gerek var bu tür yollara girmene? Kuzey Irak’taki diğer etnik grupların varlıklarından ve haklarından söz etmek, ‘Kürt düşmanlığı’ değil. Binlerce yıllık hakikati dile getirmektir. Bu girişim, onların haklarının gaspı anlamına gelmektedir” diye konuştu.

“İSRAİL BAYRAKLARININ ORADA DALGALANMASI, SİZİ KURTARMAZ”

Referandumu meşru kabul etmenin mümkün olmadığını yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Kimse kimseyi kandırmasın. Referandumu Kuzey Irak yönetimi gerçekleştiriyor, tek desteği İsrail veriyor, daha sandıklar açılmadan kutlamayı PKK’lılar yapıyorsa orada masumiyet de meşruiyet de yoktur. Bu, böyle bilinsin. Nasıl ve hangi şartlarda fiiliyata geçirildiği meçhul olan bu referandumla ilgili açıklanan katılım oranı da çıkan sonuçlar da şaibelidir. Çünkü yapılan iş, şaibeli. Bu referandumu meşru kabul etmek, mümkün değildir. Irak coğrafyası, önümüzdeki dönemde en az DEAŞ tehdidi kadar hatta ondan çok daha fazla yıkıcı ve acı sonuçları olacak olayların içine itilmeye çalışılmaktadır. Türkiye sınırlarının yanı başında yaşanan böyle bir rezalete, çarpıklığa ve tehlikeye sessiz kalamaz. Buradan Irak’taki tüm aklıselim kardeşlerimize sesleniyoruz. Gelin, bu oyuna düşmeyin. Gelin, kendinizi kullandırtmayın. Bugün sizi kışkırtanlar, yarın çekip, gidecekler unutmayın. İsrail bayraklarının orada dalgalanması, sizi kurtarmaz. Ekonomik yaptırımlardan askeri seçeneklere kadar tüm ihtimaller, şu anda masadadır. Hava sahaları, kara, hepsi masadadır. Bütün bu opsiyonlar, şu anda masada görüşülmektedir. Ümit ediyorum ki bunların hiçbirine gerek kalmadan Kuzey Irak yönetimi, aklını başına alır ve bu sonu karanlık olan maceradan vazgeçer”