Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da düzenlenen Dünya İnsan Hakları Günü Programı'nda konuştu.

"BÜYÜME ORANININ YÜZDE 11.1 OLARAK AÇIKLANMASI SEVİNDİRİCİ"  

Bugün Yüzde 11.1 olarak açıklanan üçüncü çeyrek büyüme oranına ilişkin Erdoğan, "Ülkemizin 2017 üçüncü çeyrek büyüme oranının yüzde 11.1 olarak açıklanması sevindirici. Bu oranla Türkiye üçüncü çeyrekte dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olmuştur. Bu yıl birinci çeyrekte revize edilmiş haliyle yüzde 5.3, ikinci çeyrekte yüzde 5.4 büyüyen Türkiye böylece üçüncü çeyrekte ikinci yarının tamamına denk büyüme oranına ulaştı. İnşallah yılın tamamında da en az yüzde 7 civarında büyüme oranı hedefliyoruz. Bu rakamlar ile Türkiye'yi zayıf göstermek için var güçleri ile çalışan iç ve dış fesat odaklarına en güzel cevap verildi. Türkiye kendisine güvenen, inanan, yatırım yapan hiç kimseyi sukutuhayale uğratmamıştır, uğratmayacaktır. Bizimle birlikte olanlar kazanacak, karşımızda yer alanlar ise kaybedecektir" ifadelerini kullandı.

İnsan Hakları Günü'ne değinen Erdoğan, "10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nü İnsan hakları gününü dünyanın pek çok yerinde, özellikle Kudüs'te insan haklarının ayaklar altına alındığı bir dönemde anıyoruz. Kudüs'te sergilenen vandallığın, zulmün, hoyratlığın ilelebet devam etmesi mümkün değildir. Bugün kendilerini Kudüs'ün sahibi sananlar, yarın arkasına saklanacak ağaç dahi bulamayacaklarını bilmelidirler" açıklamasında bulundu.  


"TRUMP'IN AÇIKLAMASI BİZİ, KUDÜS'Ü, İSLAM DÜNYASINI DA BAĞLAMAZ"

ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararını eleştiren Erdoğan, "Kudüs'ü Müslümanlara ve diğer dinlerin mensuplarına zindan edenler, ellerine bulaşan kanı asla temizleyemeyeceklerdir. Amerika, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararı ile işte dökülen bu kana ortak da olmuştur. Biz bu kararı asla tanımıyoruz, tanımayacağız. Başkan Trump'ın bu  açıklaması bizi bağlamaz. Kudüs'ü de İslam dünyasını da bağlamaz. Sen çalarsın sen oynarsın. Olay bu. 1967 sınırları içinde Başkenti Doğu Kudüs olan egemen ve bağımsız bir Filistin  Devleti kurulana kadar bu mücadele  bitmeyecektir. Bugünkü sorunların temelinde Amerika'nın ve Avrupa'nın en başından beri İsrail'in önünü açan politikaları vardır. Şayet bu ülkeler BM kararlarına sahip çıksaydı bölgede 10 yıllardır süren katliamların önüne geçilebilirdi. Amerika'nın Kudüs kararına karşı ortaya konan tepkilerin Batı ülkelerinin bu tutarsız İsrail politikasında bir kırılma noktası teşkil etmesini temenni ediyorum. Mazlumun  ve haklının yanında yer almayan hiç kimsenin  ne insan hakları ne de küresel, bölgesel barış konusunda söyleyecek hiçbir sözü olamaz. Filistin ve Kudüs konusundaki beyanları, ifadeleri yakından takip edecek ona göre de herkese notunu vereceğiz" diye konuştu.