Bayram namazını Maslak'taki Ormanı Bölge Müdürlüğü içindeki Fatih Ormanı Camiinde kılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çıkışta gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Konuşmasına kurban bayramı tebriğiyle başlayan Erdoğan,"Öncelikle tüm milletimin, tüm İslam dünyasının Kurban Bayramı'nı tebrik ediyorum. Bu bayramın tüm insanlık için barışa vesile olmasını Allah'tan niyaz ediyorum, tüm mazlumların, mağdurların aydınlık geleceği için bir vesile olmasını temenni ediyorum"dedi.

"HAYRA ALAMET DEĞİL"

Kurban bayramına dünyada sıkıntılarla girildiğini hatırlatan Erdoğan, "Özellikle bölgemizdeki gelişmeler, şu anda tabi hayra alamet değil. Ülkemizde terörle vermekte olduğumuz mücadelede bayram demeden, normal zaman demeden aynen devam ediyor. Bildiğiniz gibi şu anda Suriye'de gerek Cerablus gerek El Rai olsun gerek Halep olsun bütün bu bölgede yoğun bir şekilde devam eden ateşler, uçaklarla devam eden bombardımanlar, eğer sözlerde durulursa bugün itibarıyla güneş batımından 48 saat bir ateşkes söz konusu" diye konuştu.

ATEŞKES DEVAM ETMELİ

Ateşkesin başarılı olması halinde, devam ettirilmesini arzu ettiklerini söyleyen Erdoğan "Eğer bunda başarılı olunabilirse bunu bir hafta daha devam ettirme, onda da başarılı olunursa inşallah devamı istikametinde bir çalışma olacak" dedi.

SURİYE'YE İNSANİ YARDIM

Bu konuyu, G20 zirvesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Barack Obama ile yaptıkları görüşmelerde ağırlıklı olarak işlediklerini, Dışişleri Bakanlarına orada talimatları verdiklerini söyleyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: Bu akşam gün batımından sonra gerek Birleşmiş Milletler'in gerekse Kızılay'ın gıda, giyecek, çocuklar için oyuncaklar, belirlenen koridorlardan, güzergahlardan ağırlıklı Halep'te yaşayanlara ulaştırılacak. Bölgede El Rai'de olsun, Cerablus'ta olsun Kızılay'ımız oralara da ulaşmanın AFAD ile birlikte gayreti içinde olacak.

TARAFLAR İFADESİNE ELEŞTİRİ

Ülke içinde de teröre karşı operasyonların sürdüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan yapılan haberlerdeki bazı ifadeleri eleştirdi. Erdoğan, " Ülkemiz içerisinde şu anda tüm güvenlik güçlerimiz, silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz, köy korucularımız aynı kararlılıkla buna devam ediyorlar. Arzumuz, hedefimiz ülkede birinci derecede huzurun temini noktasında, bir defa devletin koyduğu kurallara herkesin A'dan Z'ye uymasıdır. Zaman zaman bazı yazılı ve görsel medyada şu tür haberler okuyor ve duyuyoruz; 'Taraflar' diye bazı ifadeler kullanılıyor. Hiç bir zaman devlet, terör örgütleriyle taraf olmaz. Devlet, devlettir. Devletin yönettiği ülkemizde terör örgütünü hiç bir zaman devlet, bir taraf olarak değerlendirmez. Bunun da özellikle bilinmesini isterim. Şu anda hükümetimiz bu anlayış içerisinde atılması gereken adımlar neyse, gerek Anayasa gerekse yasalar çerçevesinde ve kanun hükmünde kararnamelerle atılan adımlarla bu süreci devam ettirmektedir. Ben hükümetimize ve özellikle atılan bu adımlara destek veren muhalefetimize tüm sivil toplum kuruluşlarımıza bu noktada şahsım, milletim adına çok çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.

KAYYUM AÇIKLAMASI

28 belediyeye kayyum atanmasıyla ilgili değerlendirmesi sorulan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan," Aslında bu yeni bir şey değil. Bana göre geç atılmış bir adımdır"dedi.

Bu adımın daha önce atılması gerektiğini söyleyen Erdoğan, "Bu benim daha önce de temen nimdi. Belediye başkanı seçilmek demek sizin her türlü tasarrufu yapabilmeniz anlamına gelmez. Siz kalkıp da bir belediye başkanı olarak veya bir belediye meclisi olarak terör örgütlerine destek veremezsiniz. Böyle bir yetkiniz yok. Siz sadece beldenizde veya bölgenizde sorumluluk alanınız içerisinde altyapı, üstyapı yatırımlarından tutunuz orada yaşayan vatandaşlara her türlü hizmeti vermekle mükellefsiniz, hendek açmakla mükellef değilsiniz"diye konuştu.

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: Siz kalkıp da bir belediye başkanı olarak veya bir belediye meclisi olarak terör örgütlerine destek veremezsiniz. Böyle bir yetkiniz yok. Siz sadece beldenizde veya bölgenizde sorumluluk alanınız içerisinde altyapı, üst yapı yatırımlarından tutunuz orada yaşayan vatandaşlara her türlü hizmeti vermekle mükellefsiniz, hendek açmakla mükellef değilsiniz. Hendek sadece atık su, içme suyu, ne bileyim bütün bunların yanında elektrik, doğalgaz, vesaire için açılır. Kalkıp da oralarda hayatı aksatmak için hendek açılır mı? Bunlar bütün devletin imkanlarını ne için kullandılar? Bu işler için kullandılar. Bu yetmedi, kendilerine devletten gelen desteği nereye gönderdiler? Dağa gönderdiler. Bütün bunlar ne oldu şimdi? Hepsi tespit edildi. Bu araçla, gereçlerle nerede, neler yaptılar bunların hepsi görüntülü olarak tespitte. Bunlar tnt taşıyorlar, öbür tarafta variller, yanlarında aygaz tüpleri, şu bu, vesaire gibi tüpleri taşımak suretiyle bölgede devamlı tehdit unsuru oluşturuyorlar. Bunların tespiti var. Bunu hangi belediye yapmışsa, bunun bedelini ödemek durumundadır. Şu anda tüm bunların tespitiyle birlikte de en sonunda artık hükümetimiz bu kararını aldı. Zaten yargı sonunda bütün bu suç duyurularına karşı tavrını koymuştur, yargı kararını vermiştir. Zaten bunların bir kısmı da tutukluydu ve bunlarla ilgili süreç, artık görevden alma ile başlatılarak buralara atamalar yapıldı. Çoğunda da valilerin üst koordinesinde ya vali yardımcıları ya kaymakamlarla buralarda yönetimler başlamış vaziyette. Temennim odur ki bu 28 belediye örnek bazı adımlar atmak suretiyle bugüne kadar oralardaki halka verilmemiş olan hizmet inşallah bundan sonra çok daha farklı bir şekilde verilmiş olur.

UÇUŞA YASAK BÖLGE İLAN EDELİM

Fırat kalkanı operasyonuyla ilgili, "Bu plan sadece Türkiye'ye ait bir plan değildi. Sayın Başkan Obama, Sayın Putin, Sayın Merkel ile bunları görüştük, 'Bunu başaralım" diyen Erdoğan, "Hatta benim şu teklifim de kendilerine olmuştur. Bu bölgede eğitdonat çalışmalarını başlattık, ama yeterli değil. İkinci adım ne olmalı? Eğit-donat ile birlikte biz burada uçuşa yasak bölge ilan edelim. Uçuşa yasak bölge ile birlikte bir güvenli bölge hazırlayalım. Güvenli bölge dediğimiz nedir? İşte bu 90-95, 40-45 kilometrelik bu bölge. Bu bölge aynı zamanda bizim sınırlarımızı tehdit unsurlarından arındırma adımıdır. Budur, bunun böyle bilinmesi lazım. Bundan daha doğal, daha tabii ne olabilir" ifadelerini kullandı.

DEVLET OLARAK GÖREVİMİZ

Türkiye'nin Suriye'ye 911 kilometre bir sınırı olduğunu ve bu sınırın sürekli tehdit altında bulunduğunu söyleyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: Benim Kilis'teki kardeşlerim, sürekli niçin bu tehdidin altında yaşasın. Aynı şekilde Gaziantep niçin bu tehdidin altında yaşasın? Aynı şekilde Şanlıurfa'nın bazı ilçeleri niçin bu tehdit altında yaşasın? Bizim bir defa devlet olarak, hükümet olarak görevimiz öncelikle topraklarımızı, milletimizin bu noktada korkusunu, devamlı tehdit altında olmasını giderecek adımları atmaktır. Biz, biliyorsunuz hep sabır, sabır, sabrettik. Ama en son hatırlayın Gaziantep'teki o kına törenlerinde 56 vatandaşımız ki bunların 29-30'u 18 yaş altı gençler ve çocuklardı. Onların şehadetiyle, onların ölümüyle neticelendi. 100'e yakın yaralı o olayda... 14 yaşında bir canlı bombayla bunu yaptılar. Bütün bu olaylar olacak hala biz buna sessiz mi kalacaktık? Hala biz bunu değerlendirmeyelim bunun üzerine gitmeyelim mi diyecektik? Onun üzerine bizler de gerek kara harekatıyla oradaki ılımlı muhaliflere destek verdik ve ilk adımı Cerablus'ta attık. Ardından Rai Bölgesi'yle ilgili adımımız var. Bunun dışında da şu anda bizler yine bölgede gerek ABD, Koalisyon Güçleri, gerek öbür tarafta batıya doğru Rusya ile, dedik ki 'Burada sizlerle iş birliği yapabiliriz' yeter ki Türkiye tehdit altında olmaktan bir defa çıkması lazım. Çünkü sizler bir sınır ülkesi değilsiniz ama Türkiye burada bir sınır ülkesidir, dolayısıyla bu kararlı yürüyüşünü devam ettirecektir, ta ki bu tehdit sınırlarından, ortadan ayrılsın. Burada bir terör koridoru oluşturmaya gayret eden PYD var, YPG var, oraya sızan DEAŞ var. Biz bunlara karşı bu mücadeleyi vererek burayı biz bir terör koridoru olmaktan çıkartıp bir 'barış koridoru' haline getirmek, kendimiz için bir güvenli bölge haline getirmek zorundayız. Şu anda attığımız adımların hepsi de buna yöneliktir. Bu konuda kararlılığımız devam edecektir."

YAVUZ SULTAN SELİM KÖPRÜSÜ DEĞERLENDİRMESİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün kendi kullandığı araçla Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden geçtiğinin hatırlatılması üzerine, " Tabii çevre düzenlemeleri devam ediyor. Çevre düzenlemeleri bittiği zaman çok daha güzel olacak. Hakikaten ülkemize, İstanbul'umuza gerçekten çok farklı bir gerdanlık oldu, çok farklı bir ulaşım kolaylığı getirdi. Şu anda ağır vasıtalar bayramdan mıdır bilemiyorum ama belli saatlerde yoğunluk henüz yoktu herhalde. Çok çok rahat bir imkan var. Bundan sonra ağır vasıtaların falan Asya'dan Avrupa'ya, Avrupa'dan Asya'ya geçişleri Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde olduğu gibi olmayacak, çok daha rahat olacak. Hele hele bağlantı yolları tamamıyla bittiği zaman Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün İstanbul'a kazandıracağı çok şeyler var"dedi.Erdoğan, Kurban Bayramı boyunda İstanbul'da olacağını da sözlerine ekledi.