Başbakan Erdoğan, TBBM Başkanı Cemil Çiçek tarafından 30 Nisan 2013 tarihinde 'Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanlığı'na' diye gönderilen mektuba, mektupla cevap verdi. Erdoğan, TBMM Başkanı Çiçek'e gönderdiği mektupta, Meclis'in saygınlığına gölge düşüren kaba ve yaralayıcı sözler konusundaki hassasiyeti paylaştığını belirterek, "Bir CHP'li vekilin Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanına, bir kadına, bir anne ve bir eşe yönelik edep ve adap dışı sözlü saldırılarının tartışıldığı bir ortamda, AK Parti'ye mensup bir vekil tarafından sarfedilmiş olan sözleri asla tasvip etmiyorum" dedi.

Başbakan Erdoğan, söz konusu sözleri AK Parti olarak kınadıklarını, milletvekilini uyardıklarını ve Grup Disiplin Kurulu'na sevkettiklerini hatırlattığı mektubunda, "Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin saygınlığına gölge düşürecek her tavır ve üslubun şiddetle karşısında olduğumuzu hatırlatmak isterim. Etkili yaptırımların ve cezaların uygulanması noktasında AK Parti Grubu olarak her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu da bu vesileyle tekrar belirtmek arzusundayım" ifadelerini kullandı.


Başbakan Erdoğan tarafından TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e gönderilen mektubun tam metni şöyle:

"Sayın Başkan,

27.2. 2013 ve 30.4.2013 tarihli yazılarınızda ifade ettiğiniz, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda sarfedilen ve Gazi Meclis'in saygınlığına gölge düşüren kaba ve yaralayıcı sözler konusundaki hassasiyetinizi yürekten paylaşıyorum.

AK Parti Grubu olarak, Genel Kurul'daki hal ve davranışlarımız, ayrıca sözlü ifadelerimiz noktasında, milletin yegane karar mercii olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin itibarını azami derecede gözettiğimizi, ecdadımızdan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin köklü geleneğinden tevarüs ettiğimiz Türkçe'nin güzel kullanımını çok büyük bir hassasiyetle korumaya çalıştığımızı özellikle belirtmek isterim.

30.4. 20013 tarihinde, bir üyemizin, çok ağır tahrik altında olsa da, kullandığı ifadeleri asla tasvip etmiyoruz. Nitekim bu sözleri AK Parti Meclis Grubu olarak kınadık, milletvekilimizi uyardık ve gereğini yapmak üzere Grup Disiplin Kurulu'na sevkettik.

AK Parti olarak son derece hassas olduğumuz dil ve üslup konusunda, diğer partilerden de aynı hassasiyeti beklemek en tabii hakkımızdır.

Nitekim, sözkonusu vahim ifadeler, bir CHP Milletvekili'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanına, bir kadına, bir anne ve bir eşe yönelik yakışıksız, edep ve adab dışı sözlü saldırılarının tartışıldığı bir ortamda sarfedilmiştir.

Elbette, Genel Kurul'da, bir CHP Milletvekilinin, alışkanlık haline getirdiği bir tarz ile, ahlak dışı, edep ve adab dışı sözlü saldırıları ve tahrikleri, aynı üslup ve dil ile cevaplanmaya bahane teşkil etmez.

Ancak, Genel Kurulumuzda, parti ayrımı olmaksızın, bu tür sözlü ve fiili saldırıların sürekli olmasından, bunlara karşı etkili yaptırım uygulanmamasından, bu tür saldırıların tekerrüründen çok rahatsız olduğumuz sizin de, kamuoyunun da malumudur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin saygınlığına gölge düşürecek her tavır ve üslubun şiddetle karşısında olduğumuzu hatırlatmak isterim.

Etkili yaptırımların ve cezaların uygulanması noktasında AK Parti Grubu olarak her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu da bu vesileyle tekrar belirtmek arzusundayım.

Özellikle, ahlaksızlığı, kaba ve yaralayıcı dili alışkanlık haline getiren, bu yolla şöhret elde etmiş, tavır ve sözleriyle Genel Kurul'u sürekli tahrik eden, kendi partisinden de kınama yada uyarı yerine teşvik gören üyelere yönelik caydırıcı ve cezalandırıcı tedbirleri gönülden destekleyeceğimizi bilmenizi isterim.

Benzeri vahim olayların tekrar yaşanmaması için her türlü tedbiri alacağımızı tekrar belirtiyor, hassasiyetinizi paylaşıyor, Yüce Meclis çatısı altında benzeri olayların yaşanmaması dileğiyle çalışmalarınızda başarılar diliyorum."